“Muhalefet mi Muhallebi mi?” başlıklı kaynaktan alınan alıntılar, Türkiye siyasetindeki muhalefet partilerini ve seçmenlerin tavrını eleştiren sert bir bakış açısı sunmaktadır. Yazar, mühürsüz oyların geçerli sayılması gibi seçim usulsüzlüklerine karşı kayıtsız kalan muhalefeti ve halkı eleştirmekte, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve liderlerinin pasifliğini sorgulamaktadır. Ayrıca metin, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde PKK’nın Suriye’deki faaliyetlerine ve ABD’nin desteğine odaklanarak, Türkiye’deki iktidar ve muhalefetin bu uluslararası konular karşısındaki yetersiz tepkisini kınamaktadır. Metinde İsrail’in su kaynaklarına yönelik potansiyel ilgisi ve bazı siyasi figürlerin Dersim isyanı hakkındaki tartışmalı açıklamaları gibi konular da ele alınmaktadır. Yazar, İYİ Parti ve Zafer Partisi gibi daha net tavır sergileyen partileri takdir ederken, kararsız kalan muhalefetin siyasi olarak başarılı olamayacağını öne sürmektedir.
Ey benim mühürsüz yumurta kadar değeri olmayan seçmen vatandaşım. Seçim yapılırken göklerden gelen bir sesle mühürsüz oyların geçerli sayılıp 2-3 milyon oyun sonucu etkilediği seçmen vatandaşım, nasıl başınızı yastığa koymadan ayakta uyumaya devam mı? Burada uyuyan bir siz değilsiniz sonuçlara itiraz etmeyen muhalefet partileri de var… Böyle bir muhalefete göre kim olsa seçim kazanır hele Kılıçdaroğlu gibi başkanları olsa. Sahi ondan sonra seçimi kazanan CHP’ye ne oldu, duraklama devrine mi girdiler? Akape’nin yıkılmadık kurum bırakmadığı iktidarla oy farkları halâ yüzde beş bile değil. Erdoğan’ın önüne attıkları gündemleriyle boğuşmaktan başlarını kaldıramıyorlar. Son olarak Analar Ağlamasın tiyatrosunun sunduğu Kandile gidip, canibaşı BOP projesi Apo’nun ayağına gidip gitmemeye henüz net bir yanıt veremediler.
Neyse ilk atılım Apo kankası Bahçeli den geldi. Kendi imkanlarımla adaya giderim diyor. Umarım yüzerek gitmez. Malûm bu işler TBMM’de gürül gürül konuşmaya benzemez. 30-40 PKK’lının eski silahlarını gururla gelip yaktıkları silahları yeterli mi buldular barışa atılan değerli bir adım olarak?

Esad sonrası BOP projesi gereğince bölünen Suriye topraklarının kaymağını PKK’nın yan kolları yiyorlar. Üçte birini işgal ettikleri topraklar Suriye petrollerinin yüzde doksanbeşini kapsıyor. Arkalarında İsrail’in en büyük destekçisi ABD en modern silahları tırlarla taşıyor. 100.000 kişilik PKK ordusunu eğitip savaşa hazır hale getirmek için ABD de savaş pilotu eğitimi veriyor. Biz ne yapıyoruz iktidarı ve muhalefetiyle laftan kınamaktan başka. İsrail 2.000 yıl önce sözde dini temellere dayalı vaat edilmiş toprakların peşinde koşma nedeni çıkması olası olan Dünya Su Savaşları olabilir mi? Ortadoğu’nun can damarı topraklarımızdan çıkan Fırat ve Dicle nehirleri olabilir mi? Bir PKK sözcüsü o nehirler bizim topraklardan çıkıyor Türklerin hakkı yok derken PKK sözcüsü DEM partili bir başkan vekili bu toprakların İsrail’e vaat edilmiş topraklar olduğunu söylerken PKK’nın BOP maşası olduğunu itiraf etmiş olmadı mı?
İktidar faydalandığı ülke nimetlerinden memnun olmuş olabilir hatta koltuktan hiç inmemek isteyebilir, ya muhalefet partileri? Bu konuda en net tavır koyan şimdilik oyları yüzde onları bulan İYİ ve ZAFER Partileri var. Kıvırtmadan net konuşan. Özgür Özel Bursa’da sorulan Dersim katliamı için ne söyleyeceksiniz sorusuna, Kemal Kılıçdaroğlu’nu kastederek biz Dersimli birisini parti başkanı yaptık dedi… Bir çeşit Dersim isyancılarından özür diledi… Trafikte bir kaide vardır kararsız sürücü bir yerlere çarpar diye… CHP net tavrını koymadan tam olarak ne İsa’ya ne Musa’ya yaranır…