Verilen metin, Mehmet Özkendirci tarafından kaleme alınmış “Yalnızlığım Dört Duvar / Dördünde de İnsanlar Var” başlıklı bir yazıdan alıntılar sunmaktadır. Yazar, modern dünyanın teknolojik ilerlemelere rağmen gittikçe artan yalnızlık sorununa çare bulamadığını vurgulamaktadır. Metin, insanların sürekli telefon kullanması, anlamsız televizyon programları izlemesi ve ailelerin bile yalnızca yemek saatlerinde bir araya gelebilmesi gibi durumları yalnızlığın kökeni olarak göstermektedir. Özkendirci, insanların robotlaştığını, duygusuzlaştığını ve gerçek iletişimden uzaklaştığını iddia ederek, bu durumun uzun insan ömrü ile birleştiğinde yalnızlığın daha da büyük bir dert olacağını belirtmektedir. Yazı, sonunda bir şaire atıfta bulunarak ve “önder Apo’nun yanına adaya gitme” talebine ironik bir yanıt vererek sonlanmaktadır.
Modern dünya birçok hastalığa çare bulsa bile gittikçe artan yalnızlık derdine bir çare bulamadı. Adı yalnızlık… Ellerinden telefon düşmeyen insanlarda aslında çok yalnızlar. Tıpkı saatlerce abuk sabuk program ve dizileri izlerken yalnız olduklarını fark etmedikleri gibi. Yoksa saatlerce süren adı yemek programlarında birbirlerini yemeleri sözde yemek programlarının önüne neden geçsin. Bir kanaldaki kadın önüne gelenle cinsellik yaşıyor evlilik cüzdanında eşi görülen kişiliksiz kişi yuvasına dönsün ben onu çok seviyorum diye zırlıyor. Spor programlarında bir topun çizgiyi bir saniyede geçip geçmediği dakikalarca büyük bir ciddiyet(!)içinde araştırılıyorsa bütün bunların kökeninde insanların konuşabilecekleri en yakında kimselerin olmadıkları değil mi?
Modern toplumlarda aileler gelebilseler ancak yemek saatlerinde bir araya geliyorlar. Maddi durumu orta olan birçok ailede ikiden fazla televizyon olması, ayrı ayrı odalarda zaman öldürmeleri kanıksanıyor artık. En azından tüm gün ana karnından cep telefonuyla doğmuş, vücudunun bir parçası gibi her yerde onsuz öleceğini sanan çevremizde kaç insan var. Bazıları bir trafikte araç kullanırken ya da karşıdan karşıya geçerken ellerine yapışmış gibi duran cep telefonunu bırakamıyor yaralanıp ölme pahasına.

Bu insan deryasında çok şanslıysanız iki kelam edebileceğiniz bir dostunuz varsa sizden mutlusu k yoktur. Değilse dünya telaşı masalına sığınan en yakınlarınızın size ayırabilecek günlük değil, haftalık hatta aylık on dakikalık zamanları bile olmaz. Yani mum dibine gerçekten ışık vermez. Robotlaşma dünyasında hissiz ruhsuz yaşamayı yiyip içip sosyal medyada gezinmek sanan yığınlarca yalnız insan var. En beteri de gittikçe uzayan insan ömründe yalnızlıklarımızın daha önde gittikleri…
“Birgün alıp gideceğim başımı / Daha beteri de ben mi yalnızım dağ başları mı” diyen şair yoksa vasiyetinde tüm yazdıklarını kefeninin içinde konulmasını neden istesin ki.

Son Not: Kendi imkanlarımla önder Apo’nun yanına adaya gidebileyim buyurmuşlar. Mümkünse yüzerek kavuşun Apo’suna. Malum yüzme beyne giden damarların daha sağlıklı çalışmasını da açar. Daha doğru şeyler düşünmeye ve konuşmaya neden olur.