Mehmet Özkendirci
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. HALİM SELİM BEY  NASIL MEŞHUR OLDU  

HALİM SELİM BEY  NASIL MEŞHUR OLDU  

0
Paylaş

           Bütün olaylar geçen ay  başladı…Adı gibi halim selim uysal yumuşak huylu olan Halim Selim Beyin başına neler geldi neler. Dümdüz bir çizgide giden yaşamı nasıl böyle zikzaklar çizecek deseler asla inanmazdı.

Filmlerdeki gibi bir köşe başında çarpışmadan önce yine yazacağı öyküleri beyninde yazarken yaşamdan kopmuş gibiydi. Direksiyon başında uyuklayan şoförlerden farkı yoktu. Köşenin öteki tarafında balıketinden epey hallice kırk yaşlarında bir bayanın elleri market poşetleriyle dolu bir yerlere yetişmek için soluk soluğa koşturuyordu. Öykümüzün iki kahramanı aynı anda uğursuz köşe başında çarpıştılar. Halim Selim Beyin altı numara astigmat miyop gözlüğü savrulup caddeye düştü. O anlarda burnunun dibini zor gören Halim Selim Bey çarptığı kişinin sadece bağırışlarını duyuyordu.

-Kör müsün be adam tüm poşetlerimi düşürdün. Sayende metrobüsü kaçırdım. Allah belanı versin. Kabahat sende değil senin gibilerini trafiğe çıkartanlarda.

Halim Selim Bey dizleri üzerinde gözlüğünü ararken bir minibüs üzerinden geçti. Yardımına gelen iki genç en yakın gözlükçüye kollarına girip götürmeseler koca kentte bir çocuk gibi kaybolacaktı. Gözlükçü emekli maaşının yarısını dört takside böldü sıkı bir pazarlık sonu…Kanayan dizleri ve parçalanan pantolonu için pek üzülmedi. Allahtan verilmiş sadakam varmış ya minibüs benim de üzerimden geçseydi diye haline şükretti. Evdekilerin verdikleri sokağa çıkma cezası beş gün sonunda bitti. Önceleri ara sokaklarda bir zaman gezindikten sonra eve vukuatsız dönecekken arkadaşı Asım aradı.

-Nerdesin be Halim arkadaşlarla seni Cafer’in kahvesinde bekliyoruz. Hadi hemen gel.

Halim Selim Bey bir zaman İstanbul trafiğine fazlaca bulaşmamak için türlü bahaneler uydursa da arkadaşını ikna edemedi. Çaresizce ana yola çıktı yaya geçidinde yeşil ışığın yanmasını bekledi. Işık yanıp iki grup karşılıklı olarak yaya yolunda koşuşturmaya başlayınca olanlar oldu. Arkasında iri cüsseli birinin itmesiyle yolun tam ortasında bir genç kızı devirip üzerine düştü. Işıklar sürücüler için yeşile dönerken Halim Selim Bey hala genç kızın üzerinde duruyordu. İçinde çivi varmış gibi batan dizleri ve zayıflayan kaslarıyla öyle ayağa hemen kalkabilmek imkansızdı. Sonunda genç kızın üzerinden atmasıyla zor bela yerden doğruldu. Bu anlarda şehrin tüm araçları korna çalıyor ve sürücüleri küfürler ediyordu. İçlerinde kendisine laf atanlarda vardı.

-Fıstık gibi kızı buldun üzerinden kalkmazsın tabi.

-Zamparalığında bir raconu var. Cadde ortasında da böyle aşna fişna durumlar olmaz.

-Yaşından başından utan be adam çiftleşecek burayı mı buldun.

-Kıyamet alameti bunlar. Binalar ve zinalar çoğalıyor.

Halim Selim Beyin ikinci vukuatı eşi ve çocukları tarafından hiç hoş karşılanmadı. Hatta Ferhunde Hanım bunda bir kasıt bile aradı. Öyle ya onca kalabalık arasında sen git mankenleri kıskandıracak güzellikteki genç kıza çarp, sırt üstü yatır üzerinden dakikalarca kalkma. Bunun kaza olduğuna kim inanırdı. Bu sefer sokağa çıkma yasağı bir ay oldu. Belki de bu sürede utanç verici olay biraz olsun unutulurdu. Halim Selim Bey bu cezayı fırsata çevirdi, beynindekileri kağıda döktü. İki öykü yazdı..

Son vukuatı için fazla beklemeyecekti Halim Selim Bey yanında eşi olduğu halde semt pazarına gitti. Eşi her zaman olduğu gibi satıcıya parası verip ardına bakmadan kalabalığa karıştı. O anlarda iki gündür kabızlık çeken Halim Selim Bey’e gece aldığı müshil ilaçı etkisini göstermiş, bağırsağındakiler gürültülü sesler çıkarmaya başlamıştı. Tuvalete doğru Pazar arabasıyla koşturmaya başladığında olanlar oldu. Tezgahta karpuz seçmekte olan hemcinsi ve yaşıtı adamın üzerine bastığı muz kabuğunun azizliğine uğrayarak resmen uçtu. Zavallı adam tezgahının üzerine yüzüstü düşerken bağırsaklarında tutamadıklarından bir kısmını paçalarından adamın üzerine dökülmeye başladı. Halim Selim Bey adamın feryatlarına aldırmadan tuvalete doğru koştuğunda belden aşağısı berbat olmuştu. Boş bulduğu bir kabine girdi, kilot ve pantolonuna bulaşanları klozette temizlemeye çalıştı. Sonra boş olan lavabo önünde son kalanları ve ellerini yıkarken olanlar oldu. Tek eliyle tuttuğu kapı gürültüyle sonuna kadar açıldı. İçeriye birkaç kişi girdi. Hali Selim Bey ne kadar uğraşsa iki eli ön ve ardını gizlemeye yetmedi. Gelenlerden biri ‘Yahu git evinde kıçını sil’ derken yeni yetme bir velet cep telefonundan kayda başlamıştı bile. Tekrar kabine girdi kilot ve pantolonu temizlense bile çok ıslanmıştı doğal olarak. Saatlerce kendini kabine kilitledi, gelenlerin küfürlerine aldıracak duruma değildi. Aceleyle pantolonunu çıkarırken telefonu klozete düştüğü için eşini arama durumu da yoktu. Olanları kimselere anlatamazdı, daha önemlisi o haliyle insan içine çıkacak yüzü yoktu. Pazar dağılana kadar tuvalette bekledi. Hava hepten kararmaya başlayınca ancak çıkabildi. Eve nasıl gelebildi bugün bile hatırlamıyor. Fakat hane halkından yediği fırçaları bugün bile net hatırlıyor. Televizyon haberlerindeki görüntüleri tüm aile için utanç kaynağı olmuşu. Düşmana değil dosta bile bakacak yüzleri kalmamıştı. Bir akşamüzeri çalan zillerinin hayatlarının fırsatı olabileceği kimlerin akıllarına gelebilirdi. Alt komşusu uzun uzun çaldığı zillere karşın kapı açılmayınca yumruklamaya başladı. Tüm apartman ayağa kalkmak üzeriyken kapı hafifçe aralandı.

-Komşu komşu size büyük ikramiye vurdu. Halim Selim Beyle röportaj yapmak için bir kanal yüz emekli maaşı ödemeyi kabul etti. Başka bir kanal iki yüz veririm diyor. Yani her dakika enflasyon gibi ödülde artıyor.

Halim Selim Bey insan içine çıkacak yüzüm kalmadı trilyon verseler çıkmam derken, eşi ve çocukları kapılarına gelen bu fırsatı değerlendirmek için planlar yapıyorlardı.

-Halim bırak inadı, o parayla sana önce yeni bir yüz yaptırırız. On yaş gençleşirsin, saç bile ektiririz. Mezardan annen çıksa tanıyamaz. Sahilde bir yazlık alırız yazmak için bolca zamanın olur.

-Baba Harun’un ailesi okul bitince seneye beni istemeye gelecekler. Düğün dernek az parayla mı olur.

-Baba beni de özel üniversiteye yazdırırsın artık. Altıma da şöyle büyüğünden bir motosiklet…

Halim Selim utana sıkıla çıktığı televizyonda yüzlerce öyküler yazdığını buna karşın şöhreti kalemiyle değil poposuyla yakaladığını anlattı acı acı tebessüm ederek… Ertesi sabah onlarca yayınevi kitaplarını basma teklifinde bulundu. Çıplak Adamdan Öyküler diyerek..

 

 

 

 

 

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!