Mehmet Edip Ören
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Çok Sıkıştırılırlarsa Tanju ve Burcu Başkanların yeri Zafer Partisi Olmalı

Çok Sıkıştırılırlarsa Tanju ve Burcu Başkanların yeri Zafer Partisi Olmalı

0
Paylaş

Bu metin, Türkiye’deki güncel siyasi ve ekonomik durumu ele alan bir köşe yazısıdır. Yazar, medya üzerindeki baskılardan yakınıp, siyasetçilerin söylemlerindeki çarpıtmaları eleştirmektedir; özellikle Ekrem İmamoğlu hakkındaki “Yiğidim aslanım” benzetmelerinin yanlışlığına dikkat çekerek tek yiğidin Anıtkabir’de yattığını vurgular. Ekonomik cephede, uygulanan sıkı politikaların  enflasyonu düşürmekte başarısız olduğunu çünkü nüfusun küçük bir kesiminin çılgınca tüketmeye devam ettiğini iddia eder. Ayrıca, muhalif belediye başkanlarına (Tanju Özcan ve Burcu Köksal gibi) uygulanan siyasi baskıları tartışarak, eğer sıkıştırılırlarsa Zafer Partisi’nin onlar için uygun bir yer olabileceği yönünde bir öneride bulunur. Yargı sopasıyla siyasetin dizayn edildiğini ve TÜİK’in enflasyon rakamlarını manipüle ettiğini öne sürerek yazısını bir sonbahar hikayesiyle sonlandırır.

 

Yeni bir güne başlamanın heyecanı, sevinci, kim bilir hangi habere kadar sürecek. Televizyonların korka korka açıldığı bir ülke haline geldik. Uzatmadan hepinize merhabalar. Türkiye birden büyüktür…

Dün, “Kurucu önder” lafıyla ilgili kanaatimizi belirtmiştik. Bugün başka bir çarpıtmayla başlamak istiyorum… Küçük

Kripto’nun amigoluk yaptığı mitinglerde, sürekli olarak, Ekrem İmam için “Yiğidim aslanım, burada yatıyor” dizeleri söyletiliyor. Ey gafiller, bu milletin bir tek, yiğidi aslanı var, O da Anıtkabirde yatıyor, biline… Lütfen tabirleri basitleştirip sulandırmayalım.

Mağdur olan ve de mağduriyetin farkında olan bir kesim var. Bilhassa bizim gibi ulusal çizgide yazanlar çok büyük riskler altında. Yazılanlar her ne kadar nezaket kurallarını zorlasa da tartmıyor. Vatandaşa yapılanlar, reva görülenler çok daha ağır ifadelerle tenkit edilmek istense de olmuyor. Çünkü, egemen sistem bu iş için pusuda bekliyor. En ufak fırsatı değerlendiriyor. Oyun tutmayınca tahriki arttırıp, hedefi fevri davranmaya teşvik ediyorlar... Sonra, savcıya hakaret, mahkeme heyetini tahkir, halkı kin nefret, daha olmadı, gezi olaylarında İstanbul’da imiş, gibi sudan sebeplerle, kodes… Bu yüzden, bizim durumumuzu taktirlerinize arz ediyorum…

Enflasyon bir türlü düşmüyor. Tercih edilen yol, neticeye ulaşmıyor, vatandaşın ümüğünü sıkmakta para etmedi, nafile. ABD’deki güzel villanın sahibi TCMB Başkanı da durumun farkında. Bir röportajda, rüzgârı arkamıza alamadık, diyerek olayın vahametini özetledi… Ben; bu kadar sıkı ücret politikasıyla neden tüketim azalıp, enflasyonu düşüremiyor, biliyorum.  Bu ülkede %10-20 arasındaki bir kesim, çılgınlar gibi tüketiyor. Neredeyse geri kalan %80’in de tüketeceğini tükettiği için talep kısılamıyor. Bu mirasyediler için pahalılık fark etmiyor. Etin kilosu bin liradan, onbin liraya çıksa umurlarında değil.

Kart Kripto (KK) Tanju Başkan’ı harcamıştı. Küçük Kripto da Burcu Başkan’a gözünü dikti. Afyon Belediye Başkanı çok rahatsız. Kriptoların bütün çabalarına, itmelerine rağmen AKP’ye gitmeyeceğini söylüyor. Allah her ikisinde de razı olsun. ATATÜRK ‘ün Parti’si CHP içinde, AKP ye gitmeyecek yegâne kişiler bunlardır. Kemal Kılıç zamanında Tanju Başkan’ın başına gelenler tahakkuk ederse, Zafer Partisi nihai yerleri olmalı… Bir bunlara bakın, bir de Aydın, Beykoz, Göle vs gibi yerdekilere

Ekrem Başkan’dan sonra, sıranın Mansur Başkan’a geleceği belli idi. CHP katalizörlüğündeki kuşatma, ufak yoklamalarla devam ediyor. ABB seçimleri öncesinde de teşebbüsler olmuştu. İhbar edenler çıkmıştı ama pislik bulaştıramadılar. Bu yakınlarda, ABB ye iş yapan, ihale alan birisi yakalanıp içeri tıkılırsa şaşırmayın… Hele hele bu paçavra, itirafçı (iftiracı) olup,  rüşvet verdim falan derse de hiç şaşırmayın. Sonra ne mi olur… Ölümü gösterip, sizleri sıtmaya razı ederler… Ekmelettin, Huber Apo, vs gibi isimler ortaya atılır,  Özgür’e  razı olursunuz. Sonra da kenara çekilip, RT’nin çıtır çıtır yiyişini izlersiniz…

Ekonominin, bana göre tek problemi var. Ekonomik bilgisi sıfır olan, bunu da yaptıklarıyla ispatlayanların hala, “Ben ekonomistim, ancak ben düzeltirim” mantığında oluşlarının ceremesini hep birlikte çekiyoruz… Emekliye “Şükret, maaşını her ay alıyorsun” diyenler, uyguladıkları rezalet için 128 milyar $’ı göz kırpmadan harcayabiliyor… Siyasal ikballeri için 60 milyar $, KKM için hala belli değil, ucu açık dolar saçanlar, Asgari ücret, memur, emekli zammı dediğinizde, istavroz görmüş vampire dönüyor... Türkiye’de, nasıl siyaset yargı sopasıyla dizayn ediliyorsa, fakir fukaranın cebindekileri almak, bir başka tabirle çalmak için de, TÜİK kullanılıyor. Banker Bilo’nun anlayacağı gibi açıklamak gerekirse, harcamaları ENAG’a göre yapıyoruz ama, kazançlar TÜİK’e göre oluşuyor.

Yüce Allah’ım kuru oduna can verdi. Yaprak dünyaya gözünü açtı. Rüzgarlarla kımıldadı, fırtınalarla sallandı. Yağmurla dost güneşle yoldaş oldu ay ışığıyla yıkandı… Ve gün geldi… Sarardı kurudu, artık direnemedi, tutunmaya mecali kalmamıştı… Ne o, birdenbire boşlukta hissetti kendini. En son hatırladığı, çöpçünün süpürgesiydi… Aklıma birdenbire geliverdi, sizden mi esirgeyecektim… Bir sonbahar hikayesiyle veda ediyorum. Hepiniz Yaradan’a emanet olun, hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!