Erol Sunat
Erol Sunat
  • 376 Yazı
  • 0 Yorum

Erol Sunat - Tüm Yazıları

Bir hazin eşik

Ağlayanın, inleyenin, feryat edenin halini seyretme, parmağını bile kıpırdatmama hali ise umursamazların, görmezden gelenlerin, duymamayı marifet sayanların geldiği oldukça kritik ve hazin bir eşik olarak gözler önünde… Ve o eşik, çoktan beşik gibi sallanmaya başladı… Hazin bir eşiğin tam önündeyiz....

Devamını Oku

Vezir kızının hikayesi

Uzun uzun zaman önce memleketin birinde zalim bir Beyin hüküm sürdüğü bir şehir varmış. Beyin adamları da en az kendi kadar zulmetmeyi seven insanlarmış. Şehir ahalisi babası da zalim olan bu Beyden illallah diyormuş. Şehir ahalisinin feryadını, çığlıklarını duyan yokmuş....

Devamını Oku

Biz asılız ya hani

Bir rüzgâr eser de emeklinin, dar gelirlinin yüzünü güldürür, rahatlatır mı? Öyle olduğunda, siz bizim yüzümüzü güldürdünüz, Allah’ da sizin yüzünüzü, güldürsün demez mi insanlar? Der demesine de ne biz o kadar artış yapalım, ne de siz bize dua edin...

Devamını Oku

Kırma insan kalbini

Konuşarak çözülebilecek birçok mevzuyu içinden çıkılamayacak hale getiriyoruz. Miraslar, aile içi meseleler, akrabalarla olan ilişkiler, iş dünyasındaki rekabetler, üstünlük mücadeleleri kördüğüme dönüyor. Küfür ve hakaret sınırları zorluyor. Hatta bendini ve haddini aşmaktan çekinmiyor. Kırılan, dağılan, parçalanan, savrulan kalpler bir daha...

Devamını Oku

Kötü gün dostunuz var mı?

Kötü gün dostları birdenbire ortaya çıkan insanlardır. Hızır gibi imdadıma yetişti dediğimiz haller o hallerdir. Biz o eski sokaklarımızı dozerle yıkıp geçerken, kültürümüzü, tarihimizi, geleneklerimizi, insani ilişkilerimizi de dümdüz ettik. Şimdi tepe-tepe gömdüğümüz o kötü gün dostlarını arıyoruz… Ne sesleri...

Devamını Oku

Çalışmayanın hikayesi

Uzun uzun zaman önce memleketin birinde tepeler üzerine yayılmış, inişi yokuşu bol bir şehir varmış. Şehrin surları dışında ise oldukça geniş araziler, tarlalar ve bahçeler şehrin zenginliğini yansıtırmış. Şehrin altı ise o arazilere ve bahçelere açılan tünellerle doluymuş. Şehirde öyle...

Devamını Oku

Biz bu hale nasıl geldik?

Bize ne oldu böyle? Bu hale nasıl geldik? Çıldırdık mı? Kendimizi mi kaybettik? Ne oldu bize? Bizi bu hale kim getirdi? Nasıl böyle bir girdabın içine sürüklendik? Neden çıkamıyoruz bu bataklığın içinden? Avrupa’dan daha pahalıyız? Bizi kıskanan Avrupa bizden kira...

Devamını Oku

Huzuru mahşer

Biz yine evsiz-barksız, hayal kurmayı bile hayal edemeyenler olarak iki elimiz böğrümüzde kalacağız. Ve hakkımızı huzuru mahşerde almak üzere, huzuru mahşere bırakacağız. Gelin bu mesele huzuru mahşere kalmasın… Bundan yarım asır önce, bizim neslin mesleğe atıldığı o ilk yıllarda çok...

Devamını Oku

Uçurumun kenarı

Uçurum, ancak edebiyatta güzel… Kim ister uçurumun kenarını? Kim ister felaketle her an burun buruna yaşamayı? Biz uçurum kenarlarını hiçbir zaman hak etmedik, hak edenlerden de değiliz. Gökhan Özen, “Kader utansın” diye seslenmiş o güzel şarkısıyla… Mehmet Akif merhum ise...

Devamını Oku

Asi kızın hikayesi

Uzun zaman önce memleketin birinde olduğundan fazla görünmeyi seven ve bu davranışı yaşama biçimi haline getirmeye çalışan insanların yaşadığı bir şehir varmış. Herkes birbirini sever görünürmüş amma, sevgi sadece lafın gelişiymiş. Sonra kimse kimseye pek güvenmezmiş. Gel zaman git zaman...

Devamını Oku
Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!