Erol Sunat
Erol Sunat
  • 229 Yazı
  • 0 Yorum

Son Yazılar

Geçemediler Çanakkale’yi

Kardeşliğin, imanın ve vatan sevgisinin iç içe olduğu Çanakkale’de 109 yıldır yatan Mehmetçikler Türk Milletinin evlatları. Onlar olmasaydı, Çanakkale’yi geçilmez yapmasalardı, bugün ne bu satırları yazabiliyor olacaktık ne gölgesinde oturduğumuz Ay yıldızlı bayrağımız, ne de Türkiye Cumhuriyeti diye bir devletimiz...

Devamını Oku

Çift kılıçlının hikayesi

Uzun uzun zaman önce memleketin birinde oldukça kalabalık bir şehir varmış. Bu şehrin idaresi de zormuş, ihtiyaçlarını temin etmesi de. Memleketin en büyük şehri derlermiş. O ülkedeki bütün sanatlar ve sanat erbabı o şehirdeymiş. Güçlü Beyleri, sözü geçen ağalarıyla da...

Devamını Oku

Kim küstürdü emekliyi?

Çok seviyoruz emeklimizi diyorlar. Emekli başımızın tacı. Bizim emeklimiz demeye bile başladılar. Yeminle bu kadar sevildiğimizi bilmiyorduk, şaşırdık kaldık diyor emekliler. Seçime doğru akıp giden günlerde emekliler laftan pamuklara sarıldılar. Rahmetli Demirel gibi, “Benim emeklim” diye, sıcacık, içten, samimi ve...

Devamını Oku

Mumlar mumları tutuşturmalı

Mumlar mumları tutuşturduğu içindir ki, geceler gündüze dönmeye başladı ve ülkenin her tarafından görülüyor artık…Bu görülme her gün daha da artacak, hissedilecek… Çünkü mumların ciğeri fena yandı…Yandım Allah feryatları, ahlar, inlemeler ulaşacağı yere çoktan vardı… Çünkü, mumlar mumları tutuşturmadan ne...

Devamını Oku

Ramazan hürmetine….

Ramazan yazılarına, “Ramazan geldi Hoş geldi, baklava tepsisi boş geldi” diye başlamak adettendi ancak bu adet, içinde bulunduğumuz Ramazan için oldukça buruk… Ramazan geldi hoş geldi, sefa geldi amma, işin o esprili baklava tepsisini dolu görmek, çok isterdik diye başlayan...

Devamını Oku

Adil sultanın hikayesi

Uzun uzun zaman önce memleketin birinde ağalarını, beylerini seçimle iş başına getiren bir şehir varmış. Bu şehrin yaptığı işler hem memleketin diğer şehirlerinde hem de memleketin Sultanınca garip karşılanırmış. Şehir birkaç yüzyıl adil bir şekilde idare edilmiş. Kimse kimsenin hakkını...

Devamını Oku

Mart güneşi!

Elimi taşın altına koyduğumda elime bir şey olur mu, paralanır mı, zedelenir mi diye düşünenler neye sığınır? Taş edebiyatına…Çünkü, taşın altına el koymak babayiğitlerin işidir. Taşın altına sizin için, şehrim için, ilçem için ellerimi koyuyorum diyen diyene bir manzara…Hiç kimse...

Devamını Oku

Sabır taşı!

Sabır taşı olsa dayanmaz, çatlar derlerdi. O laf bayağı bir eskidendi. Sabırda taş da hatta laf da bu söylenenlere bilendikçe bilendi. Yetmedi ilendi… Güzel bir şarkıda, “Sabır-sabır tamam da nereye kadar?” diyordu… Nereye kadardı sabır? Var mıydı bir süresi? Var mıydı yılı,...

Devamını Oku

İhtimal…

İhtimal; mazlumun, çaresizin, kimsesizin görmeyi beklediği, dilinden düşürmediği, tünelin ucundaki o ışıktır. Her daim var olandır ihtimal. Karanlık geceleri aydınlatandır. Bir tek yağmur damlası düşmeyen çöllerde hasrete son verendir ihtimal. Sabahlarımıza doğan güneştir. Her sabahın taze başlangıcıdır. Kurtuluş ümididir.Haksız yere...

Devamını Oku

Barışamayanların hikayesi

Uzun uzun zaman önce memleketin birinde kendi aralarından birlik ve beraberlik sağlayamayan, kendine Bey diyen, Ağa diyen o soylardan geldiğini iddia eden insanların kendi etrafına topladığı kendi arasında birlik ve beraberliği olan, şehirde olay çıkaran, kavgasız günleri geçmeyen, şehre hâkim...

Devamını Oku
Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!