Bu makale, Türkiye’deki etnik kimlikler ve özellikle Kürtlerin tarihi Anadolu’daki varlığına dair şüpheli bir bakış açısı sunmaktadır. Yazar, devlet yetkililerinin etnik kimlikleri gereksiz yere öne çıkarmasını eleştirmekte ve bunun ülkenin birliğini zayıflattığını iddia etmektedir. Temel argüman, Anadolu’da çeşitli dönemlerde çok sayıda Türk beyliği kurulmuş olmasına rağmen, Kürtlerin neden bir beylik kurmadığı sorusu etrafında dönmektedir. Yazar, bu durumun Kürtlerin ya o dönemde yeterli nüfusa veya devlet kurma kültürüne sahip olmadığını ya da Anadolu’da bulunmadığını gösterdiğini öne sürmektedir. Ayrıca, Kürtçülük yapan pek çok kişinin aslında Ermeni kökenli olabileceği iddiasını ortaya atmakta ve yöneticilere ülkenin üniter yapısını bozacak söylemlerden kaçınma çağrısı yapmaktadır. Sonuç olarak, metin Kürtlerin Anadolu’daki kadim varlığı fikrini reddetmekte ve “Ne mutlu Türküm diyene!” şemsiyesi altında birleşme çağrısı yapmaktadır.
Hangi ülkenin devlet yetkilisi, ülkesindeki etnik kimlikleri bir övünç meselesi gibi sayar?
ABD’de onca değişik etnik gurup var. Hangi ABD cumhurbaşkanı, Genel Kurmay Başkanı, bu etnik kimlikleri saymakta/söylemekte?
Almanya, Fransa’da durum aynı. Bu devletlerde de etnik azınlıklar var ama hiçbir devlet yetkilisi, bu azınlıkları dillendirmez.
Bizim tarih bilmez yöneticiler, bu etnik olayı; bir gururmuş gibi saymaktalar, kendi ayaklarına adeta kurşun sıkmaktalar.
Son aylarda sık sık, “Türk, Kürt, Arap” söylemi de dillendirilmeye başlandı. Biz Kürt yok derken, bir de Arap çıkarıldı karşımıza. Elbette “Abdülhamit gram toprak kaybetmedi” diyenlerin tarih bilgisiyle bu iş böyle oluyor maalesef.
Tunceli, Ovacık gezimde bir bayanla sohbetimde, “Beyefendi Anadolu’da siz Türklerden önce biz Kürtler vardık” deyince;
Bu bayana, “Bakınız hanımefendi, Anadolu’da çeşitli dönemlerde beylikler kurulmuştu, bunlardan bir tane Kürt beyliğinin adını söyler misiniz? Ayrıca Anadolu’da onlarca kazı yapılmakta, çeşitli milletlere ait pek çok tarihi eser/kalıntı çıkarıldı, bir tane Kürtlere ait buluntu var mı, söyler misiniz?” dediğimde epey bi duraksamıştı. Kullandığınız sayıları söyler misin dediğimde: yek, dü, se,cihar, penç demeye başlayınca; bir dakika dur. Bunlar Fars’ça ve ben tavla oynarken bunları söylerim dediğimde bayağı bir bocalamıştı.
Sevgili yöneticiler! Değerli tarihçiler, ben Kürdüm diyen Türk soylular: araştırmalarım sonucu Anadolu da kurulan Türk beyliklerini sunuyorum: Kuzey Doğu Anadolu’da Saltuklular, Mengücekliler ve Danişmendliler beylikleri kurulurken, Selçuklu Devleti’nin fetret döneminden sonra ise güney Doğu Anadolu’da Sökmenliler/Ahlatşahlar, Dilmaçoğulları, Artuklular, Çubukoğulları, Yinaloğulları ve Kızılarslanlılar gibi beylikler teşekkül edildi, hangisi Kürt beyliği söyler misiniz?

Karamanoğulları Beyliği,
Germiyanoğulları Beyliği,
Aydınoğulları,
Saruhanoğulları,
Karesioğulları,
Candaroğulları (İsfendiyaroğulları),
Menteşeoğulları,
Dulkadiroğulları,
Osmanoğulları. Gibi çeşitli dönemlerde çeşitli isimlerle onca beylik kurulmuşken, neredeymiş bu Kürtler, neden bir beylik de onlar kurmamış?
Biraz açarsak, Anadolu’da kurulan bu beyliklerin tamamı Türk Beylikleriydi, var mı itirazı olan?
Devletin yıkılışı dönemindeki güçsüzlüğünü göz önüne alırsak; biraz gücü olan her kesim bir beylik kurarak varlığını ispat etmiştir. Özetle güçlü bir aile bile beylik kurmuş.
Soru şu:
1-mademki Anadolu Kürtlerin kadim yurdu idiyse, böyle rahat bir dönemde neden bir beylik kurmamışlar?
2- Nüfusları mı yeterli değildi?
3– Yoksa Anadolu’da yoklar mıydı?
Sevgili okurlarım, değerli takipçilerim!
Tarihte bu gibi devletlerin yıkılış dönemlerinde fırsattan faydalanıp pek çok devlet kurulmuştur ve kurulur.
Onun da bir şartı var: Devlet kurma KÜLTÜRÜNÜZ varsa.
Azıcık anımsayalım.
Anadolu’da en küçük beylik Söğüt-Domaniç civarında kurulmuştu, çok az bir nüfusla. Kayı’lar bile bir beylik kurdularsa; bugün Anadolu’nun bir Kürdistan olduğunu söyleyenler, o dönemlerde nereydiler? Ve tarih soruyor bu Kürtler neredelerdi? Pek çok Ermeni kökenli, Kürt kimliği altında sözde kürtçülük yapmaktalar, bunlara vagon olmayınız.
Atatürk’ün, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk denir” sözünü unutmayın, Dersimli Diyap Ağa’nın “Biz Türküz, Türkmeniz” sözünü de unutmayınız. Cumhuriyetin olanaklarından gereği kadar faydalanıyorsunuz, faydalanmaya da bakınız.
Ey yöneticiler! Sizlerde iç siyasete oynamaktan, ülkenin üniter yapısını bozacak söylemlerden/eylemlerden/girişimlerden/düzenlemelerden uzak durun.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!” şemsiyesi altında insanca, özgür yaşamaya odaklanın. Demokrasinin sağladığı olanaklardan yararlanmaya bakınız.
Dış güçlerin taşeronu ve onların vagonu olmaktan da vaz geçin.
Eşit yurttaşlık istiyorlarmış, alınca vekil mi olacaklar, doktor, hakim, başbakan mı olacaklar, ticaret mi yapacaklar? Türklerden neleri eksikte tamamlanacak? Etmeyin beyler, neye kime hizmet ettiğinizin farkına varın lütfen. Kürt hakları diye ortalıkta dolaşanların çoğunun da Ermeni oldukları söylenmekte.
Bilmem anlatabildim mi?