Sunulan metnin ana fikri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafındaki aşırı iltifat ve dalkavukluğun, onun gerçeklikten uzaklaşmasına ve yanlış kararlar almasına neden olduğudur. Yazara göre, sürekli “ulaşılmaz ve rakipsiz” biri olarak gösterilmek, liderin hatalarını görmesini engeller. Metin, Erdoğan’a yönelik “Hz. Muhammed hata yapar, Sayın Erdoğan yapmaz” gibi aşırıya kaçan ifadelerden örnekler vererek, bu dalkavukluğun ne kadar ileri gittiğini gözler önüne seriyor. Yazar, bu durumun Erdoğan’ı yanlış kararlar almaya ittiğini ve doğruyu söyleyenlerin dışlandığını vurguluyor. Bu aşırı iltifatı, bir insanı ölüme götürebilecek “fazla yağ”a benzeterek, siyasette de benzer bir sonuca yol açabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Bir insana kırk gün deli deseniz kendini deli zanneder, ya da tam tersi veli deseniz kendini veli zanneder. Partili Cumhurbaşkanı etrafını saran bala konmuş sinekler misali her gün yağcılarla maalesef kendini ulaşılmaz rakipsiz biri olarak görmeye başladı doğal olarak… Birkaç örnek verecek olursak;
*Dünün solcusu bugünün sağcısı Hulki Cevizoğlu şunları söyledi: “Bugün seçim olsa Erdoğan’ın karşısına Hz. Muhammed çıksa Erdoğan kazanır.”
*Erdoğan’ın eski İç İşleri Bakanlarından Efkan Âlâ çıtayı biraz daha yükselterek, “Hz. Muhammed hata yapar, Sayın Erdoğan yapmaz” dedi.
“Sayın Erdoğan’ın çıktığı televizyon yere konmaz” diyenlerden, “Allah’ın tüm vasıflarını taşıyor” diyecek kadar onu Allah’a rakip gösteren alnı secdeden kalkmayan dindar partililer olduğu gibi, edepsizlik sınırını aşan Türk toplumunun ilk kez duyduğu bir kadının Erdoğan’ın en mahrem yerinin adını söyleyerek, “Ben g.tünün kılıyım” demesi sevgi sınırlarını epey aşıp edepsizlik boyutuna geçmiştir. Bunun gibi onlarca içeride örnekler varken dışarıdan bir örnekte Azerbaycan liderinin Nobel’e aday gösterdiği Trump‘tan verelim. Başkanlığının ilk döneminde Türkiye Cumhurbaşkanına hakaret mektubu yazan Trump Esad Suriye’yi terk edince Erdoğan’a şu övgüyü yapmıştı. Erdoğan çok zeki bir lider, Türklerin bin yıllık rüyasını gerçekleştirdi. Sahi biz Türklerin bin yıllık rüyası dağılan Suriye’ye girmek mi…
Tabi insanın çevresi vıccık vıccık yağcılarla dolunca hangi insan vay be ben meğer neymişsin demez .
Eskiden kralların soytarıları vardı şimdi sarayın yağcıları var. İçlerinden birisi kral çıplak dese başına kim bilir ne musibetler gelir. Oysa bir insana yapılabilecek en büyük iyilik onun kusurlarını hatalarını söyleyebilmektir. Bugün yaşanan birçok yanlış kararlar Sayın Erdoğan’ın çevresini saran ve bu krizlerle beslenen yağcı tabakasının ürünleridir. Duble emekliliği çoktan geçen “ceviz yuvarlaktır ama her yuvarlak ceviz değil” diyen büyük filozof ve kendisinin en büyük destekçisi Bahçeli olduğunu söylersek durumun hangi boyutlarda olduğunu anlamış oluruz.
Fazla yağ bünyede kolesterolü azdırır maazallah insanın ölümüne neden olur. Durum siyasette de aynıdır, fazla yağ birçok liderin sonu olmuştur. Ne demiş büyüklerimiz, dost acı söyler ama doğru söyler. Bugünlerde durum maalesef doğru söyleyenler dokuz köyden kovuluyor…