Lütfullah Kaleli’nin “Zengezur Koridoru” başlıklı yazısı, Zengezur Koridoru’nun jeopolitik önemini ele almaktadır. Yazar, bu koridorun uzun süredir gündemde olduğunu ve ABD, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan son niyet belgesiyle konunun yeniden önem kazandığını belirtiyor. Makale, koridorun açılmasının İran, Rusya ve Gürcistan’ı rahatsız edeceğini ve ABD ile Rusya arasında Suriye’dekine benzer bir pazarlık sürecinin Kafkaslarda da yaşanabileceğini öne sürüyor. Ayrıca, Türk dünyasının ekonomik birleşmesi gerekliliğini vurgulayarak, Kafkaslar’ın bir saatli bomba gibi olduğunu ve Türkiye’nin dış politikada dikkatli olması gerektiğini savunmaktadır. Yazı, devletin ulusal çıkarlarını korumasının önemine ve muhalefetin bu konularda yapıcı olması gerektiğine de değiniyor.
İzmir’deyken Azerbaycan kültür ve dayanışma derneğinde, ortada hiçbir şey yokken ,coğrafi olarak, dikkatleri Zengezur’a çekmiş idim. Aradan zaman geçtikçe önem kazanan Zengezur her daim gündemdeki önemini koruyor.
Geçtiğimiz günlerde, Amerika’da Azerbaycan, Ermenistan ve ABD bir niyet belgesi imzaladılar. Ardından ağzı olan konuşmaya, yazmaya başladı. Konu ipe sapa gelmeyecek açılardan ele alındı. Bir çoğundaki art niyet gözlerden kaçamıyordu. Bir yazar, “Savaşı Türkiye’ye ihale et, barışı Trump’a hediye et” diyebiliyor.[1]
Yazının devamında ise ,akılcı bir inceleme geliyor. Demek ki görünüşe aldanmamak gerek. Bir yazıdan sadece amaca uygun şeyleri cımbızlamak büyük yanılgılara neden olabiliyor.
Zengezur Koridorunun açılmasından, İran-Rusya- Gürcistan rahatsız olur. ABD ve Rusya arasında kapalı kapılar ardında bir al ver pazarlığı olduğu düşüncesindeyim. Bugün Alaska’da yapılacak toplantının ana gündemini al, ver pazarlığının oluşturacağını düşünüyorum.
ABD, Rusya ilk al, ver pazarlığını Suriye’de yapmışlar, ortaklaşa PKK’yı çekildikleri yerlere yerleştirmişlerdi. Benzer şeylerin Kafkaslar’da tekrarlanması olasılık içinde duruyor.
Çünkü; İngiltere, İran, İsrail, ABD geçtikleri yerlerde, onulmaz yaralar açar, ayrılık tohumları ekerler. Aralıklı olarak ABD, İngiltere sürtüşmesi aldanmaya neden olabilir. Bir şekilde ABD, burnunu Kafkaslara sokama teşebbüsünde bulundu. Dikkatli olmanın yararları saymakla bitmez! ABD; bizim para ile buluşmamızı asla istemez! Tek zayıf olduğumuzu düşündükleri yer ekonomi!
Türk dünyası ticaretinin yüzde seksenini, Rusya ve Çin ile yapmakta. Bu gerçekliği aynı yüzde ile lehimize çevirmek durumundayız. Türk dünyasının ekonomik olarak da birleşme zorunluluğu her geçen gün kapımıza dayanmaktadır.
Kafkaslar bir saatli bomba gibidir. Son olarak, bombayı Ruslar kurmuş idi. Bombanın kuruluş amacını Ermenistan’ın sınırlarına bakarak, rahatlıkla anlamak olasıdır.
Halk arasında bir deyim vardır. “Ne kadar ekmek-o kadar köfte.” Yani ne kadar güçlü isen o kadar sonuç.
Suriye’de ise çıkarlarımıza kan doğrama denemesinde bulunanlar konsorsiyum oluşturmuş durumdalar. Ellerine birer değnek almışlar kendi oluşturdukları pislikleri karıştırıyorlar. Devletimiz her şeyin farkında , hazırlıklarını tamamlayarak yoluna devam ediyor. Devletimiz durur-durur tam vaktinde vurur! Geçtiğimiz günlerde Suriye ile yapılan anlaşmalar, beni doğrular nitelikte, Suriye bizler için orta doğuya açılan bir kapı, birinci savunma hattıdır. Misakı milli sınırları içinde kalmaktadır.
Particilik başka bir şey, devletimizin emrinde olmak başka bir şey! Muhalefet edeyim derken ,düşmanın ekmeğine yağ sürmek gündelik olaylardandır. Ekonomiyi eleştir, sosyal bozulmayı eleştir, Aile bozulmasını eleştir, güzel yurdumuzdaki kilise faaliyetlerini eleştir. Ancak devletin güvenliğini, çıkarlarını ilgilendiren konuları eleştirme, alternatif, görüşlerini ve endişelerini belirt ki. Amaç hasıl olsun.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, Devletimizin emrinde konuşlanan, gaflete düşmeyen, düşmana karşı sürekli dikkatli olan devlet görevlilerinin üzerine olsun vesselam.
[1] İbrahim Karagül, Yeni Şafak, 14/08/2025