Erol Sunat
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Çıkmaz Sokak Neresi mi?

Çıkmaz Sokak Neresi mi?

0
Paylaş

Erol Sunat’ın “Çıkmaz Sokak Neresi mi?” başlıklı yazısı, “çıkmaz sokak” kavramını hem somut bir mekân olarak hem de çözümsüzlük,  ümitsizlik ve zorluklar metaforu olarak ele almaktadır. Yazar, bu kavramı ekonomik sıkıntılar, toplumsal sorunlar ve bireyin yaşadığı hayal kırıklıkları gibi hayatın çeşitli alanlarına uygulayarak, güncel durumun bir çıkmaz içinde olduğunu ifade eder. Metin, özellikle ekonomik zorlukların insanları nasıl çaresizliğe sürüklediğini ve mücadele azmini azalttığını vurgularken, bu durumdan kurtuluşun zorluğuna dikkat çekmektedir. Sonuç olarak, yazar çıkmazı yüzümüze kapanan her kapı ve hayatı yaşanmaz kılan her olumsuzluk olarak tanımlayarak, bu zorluğun bireyin içine yerleştiğini belirtir.

 

Çıkmaz sokak, yalnızca tek bir girişi olan, çıkışı olmayan sokak. Çıkmaz kavramı olumsuzluk ifade eden bir kavram. Çıkar yolu olmayan, çözümü bulunmayan, içinden çıkılması güç, çözümsüz durum, çözümsüz mesele.

Sokaklar bizim hayatımızın geçtiği, başladığı ve sona erdiği mekanlar… Kimimiz o çıkmaz sokaklarda doğduk.

Her şehrimizde, birçok ilçemizde çıkmaz sokaklar hâlâ mevcut…

Mecaza falan gerek kalmayan gerçek çıkmazlar.

Bizde çıkmaz aramadığınız kadar. Bir şey alacaksınız, paranız çıkmaz, çıkışmaz. Birini ararsınız iki eli kanda olsa açar diye, telefona çıkmaz. Garip bir çıkmaz meselesidir bizim meseleler.

Ne mi derler?

Bu sokak senin gitmek istediğin yere çıkmaz.

Efendim çıkmaz sokak belki bir kaybolma hadisesi…

Belki yolu şaşırma…

Kiminin aşkı çıkmaz sokak…Kiminin hayatı…Kiminin hayali…Kiminin işi…Kiminin merhaba dedikleri…Kiminin en güvendim dedikleri…

Çıkmazlardayım demiş şair, kelimeler cümleler baştanbaşa efkâr kesilmiş, feryat olmuş bağırıyor.

Adam kızmış, derbeder evladına, senden bir hayır çıkmaz demiş…

Biri akrabasına borç almaya gidecekmiş, demişler ki, doğrudur onda para çok amma, ondan kuruş çıkmaz, hele sana hiç…

Çıkmaz sokak neresi mi?

İhtimal ki…

Cümle çıkmazın bileşkesi…

*****

Adama hayırdır demişler yine çıkmaz sokaklarda kalmışsın.

Adam çekmiş içini her tarafa çıkan sokaklardaydık da ne oldu demiş.

Meğer o sokaklarda çıkmazmış da ben görememişim.

İnsanımız çıkış yolu arıyor. Çıkış yolu karanlık bir tünelde kör ışıklı ümit vermeyen bir yolda nereye bastığını bilmeden yürümek gibi…

Ne mi diyor insanlar?

Eğer memleketten ailemiz destek vermezse çıkmazlardayız…

En büyük derdimiz ekonomiyle alakalı…Ekonomi insanımızın nefesini kesti…

Çıkmazlara sürükledi.

Hasta etti…

Tüketti…

İnsanlar mücadele azmini kaybetti…

Çıkmaz denilen kavram tıpkı bir bataklık gibi…

Çıkmaza giren, çıkmaza saplanıp kalan yardım almadan, biri tutup çekip çıkarmadıktan sonra çıkmazlarda kaybolmaya mahkûm.

Yıl yıldan kötü geliyor.

Evde otursanız hafakanlar basıyor.

Sokağa çıksanız sanki rahat bir nefes mi alacaksınız?

Pazar uçmuş, market uçmuş, cebinizdeki para çıkmazlarda korkudan tir tir titriyor. Atma elini cebine ne sen üzül ne beni üz der gibi…

En yakın parkın boş banklarından birine kendini atan arpacı kumrusu gibi düşünüp kalıyor.

İşin içinden çıkma ihtimali ne siz sorun ne biz söyleyelim…

*****

İhtimal hesaplarının tutmadığı, yetmediği garip bir çıkmaz sokak denklemi ile karşı karşıyayız.

Oldum olası matematiğimiz de zayıf olunca…

Çıkmaz denen gulyabani hayatımızın tam ortasına geldi oturdu.

Evlerde zar zor kaynamaya çalışan içinde dert kaynayan bir tencere…

Mutfak, ister istemez çıkmazlarda…

Mutfak çıkmazda olunca, sofra çıkmazda, ekmek çıkmazda, boş tabaklar çıkmazda…

Ne olacak halimiz meselesi evin her odasını turluyor.

Pencereyi açsan, kapıyı açsan çıkıp gitmiyor.

Konuşmakla aşılmıyor çıkmazlar.

Hani her dağın dumanı ayrı derler ya…

İşte o hesap, herkesin çıkmazı birbirinden farklı.

Lakin dayandığı yer ekonomi…

Yıllar içerisinde fakirleştik, yoksullaştık.

Fiyatlar arttı durdu, maaş ve ücretler yerinde saydı.

Enflasyon denen bir başka gulyabani çıkmazlara çıkmaz ekledi. Çıkmazlara düşsünler diye de başımızda bekledi.

*****

Çıkmazlarla nasıl mücadele edilir konusunda bilgimiz yok…

Bu konuda bilgide yok, bilgisi olanda…

Bir şey çıkmaza girmişse, dön geri deniyor.

Dönmezsen geri çıkmaz denen o girdaba kapılırsın, o girdabın seni nerelere kaldırıp atacağını bilemezsin.

Çıkmaz sokak diye boşuna demiyorlar.

Mesele çıkmaz sokağa sapmamak…

Eskiler “dökme suyla değirmen dönmez” derlerdi…

Yıllardan beri dökme suyla dönüyor değirmenler.

Çıkmaz sokak ekonomisi elden gelen öğün olmaz lafını da ters yüz etti.

İnsanımız bölüşme ve paylaşma denen o istisnai eşi ve örneği görülmeyen yardımlaşmayı yapa yapa geldi bugünlere.

Çarkları zar zor döndürmeye çalışanlarda da ne hal kaldı ne mecal…

Onlarda bittiler bu arada.

Bölüşmeye ve paylaşmaya yanaşmayanlar babanızın oğlu da olsalar, hısım akrabanın özü diye de bilinseler, kapattılar kapılarını, duymuyorlar, görmüyorlar.

Çünkü sınıf atladılar. Üst sınıf çıkmaz sokaklarda oturmaya başladılar.

Kim görecek bizi? Kim fark edecek? Kim söyleyecek söylenmesi gereken yerlere halimizi?

İşte bu mevzu da çıkmazlarda…

Söyleyecek ve ulaştıracak olanın gönlü oluncaya kadar, çıkmazlarda olanların canının çıktığını her nedense, her nasılsa göremiyorlar demek ki…

*****

Şimdi efendim ekonomi çıkmazda…

Hayallerimiz çıkmazda…

Paramız çıkmazda…

Ne işimiz var bizim çıkmazda?

Ekonominin en fazla silkelediği, hırpaladığı, çaresiz bıraktığı, çıkmazlara sürüklediği öyle bir dönem yaşıyoruz ki, halimizi değil anlayanı, anlamaya çalışanı görsek davul zurnayla karşılayacağız.

Bu çıkmaz kimyamızı bozdu…

Düşünme melekelerimizi felç etti.

Çaresizlik denen heyula bizi yerden şeye çarptı.

Öyle bir sürüklendik ki, vurduk dibe…

Düştük dibin dibine…

Dibin dibi, çıkmaz denen kavramın son raddesiydi.

Ekonomi meselesi, mesele olmaktan çıkar mı? Ne zaman çıkar?

Kim yıkar geçer çıkmazları? Kim alır kurtarır çıkmazın elinden bizi?

Bu mesele çözüldüğü an

Çıkmaz, kimseyi sıkmaz…

İnsan yaşamaktan bıkmaz…

*****

Çıkmaz sokak neresi mi?

Yüzümüze kapanan her kapı…

Her canımıza tak dedirten olumsuzluk…

Her açmaz…

Her ömür törpüsü haline getirilen mesele…

Çıkmaz sokağın her dönemeci, her köşe başı, her adımı, hatta her santimetrekaresi…

Şair ben gurbette değilim, gurbet benim içimde diyor ya hani…

Biz çıkmazda değiliz, çıkmaz bizim içimizde.

Öylesine yer etti, öylesine bizi tarumar etti ki…

Ne desek ne anlatsak yüreğimiz soğumuyor.

Çıkmaz, kapladı her şeyin üstünü. Artık dünyanız benim dedi. Bu dünya çıkmaz sokaklarda geçecek bir dünya…Size kurtuluyormuş gibi gelecek, daha çok bağlandığınızı göreceksiniz.

Bu çıkmaz değişik bir cendere…Ya da berbat bir tuzak. Uçurumun kenarı diyenlerde var. Kimi kör kuyu diyor, kimi sen ona dipsiz kuyu de anca o zaman anlaşılır iddiasında.

*****

Anlayacağınız çıkmazlarda olunca ne dediğimizi şaşırdık.

Kantarın topunuzu çoktan kaçırdık. Çile, sıkıntı, problem tükenmedi…Bir süre sonra hiç kimse ne yapacağını bilemedi…

Ekim ayının ortasını bulduğumuz şu günlerde manzara böyle…

Dardayız…

Bilmediğimiz bir uçurumun tam kenarındayız…

İşin doğrucası çıkmazlarda, çıkmaz sokaklardayız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!