“Hepimiz Faşo’yuz” başlıklı metin, Türk toplumundaki ayrımcılığa ve kutuplaşmaya dayalı tepkileri eleştirmektedir. Yazar, Kemal Sunal’ın “Kibar Feyzo” filmindeki “Faşo Ağa” karakterine atıfta bulunarak, Türk milliyetçiliğinin faşizmle itham edilmesine rağmen, günümüzde toplumun kendisinin bir faşizm sarmalına sürüklendiğini öne sürer. Bu durumu açıklamak için, bir futbol maçı sonrası çıkan ve ölüme yol açan kavgaya verilen tepkiler ile Konya’da bir doktorun kıyafetini beğenmediği hastayı tedavi etmeyi reddetmesi gibi olayları örnek gösterir. Yazar, olaylara adalet ve hukuk çerçevesinden bakmak yerine, kişilerin aidiyetlerine, giyimlerine veya yaşam tarzlarına göre cephe alınmasını “düpedüz faşizm” olarak tanımlar ve toplumun bu “Faşo Ağa sendromu” tarafından esir alındığını belirtir.
Kemal Sunal’ın kült filmlerinden birisi olan Kibar Feyzo’yu hatırladınız mı?
Toplumun sağduyusunu temsil eden Kemal Sunal’ın canlandırdığı Feyzo karakteri üzerinden düzendeki çarpıklıkları hicveden Yeşilçam filmi güldürürken düşündüren cinsten bir yapımdı.
Kibar Feyzo, birgün duvara “Faşo Ağa” diye yazınca Maho Ağa durumu kavramak için “Faşo nedir lo?” diye sorar. Verilen cevabı zaten hepiniz biliyorsunuz.
***
Biz Türk Milliyetçileri hep faşistlikle suçlandık. Bizden bahsedilirken hep “faşo” sıfatı kullanıldı ki bunun ağır bir hakaret olduğu malum!
***
Bunları neden yazdım derseniz…
Kendimi bildim bileli Türk Milliyetçiliği’nin faşo’luk olmadığı anlatmaktan dili yorulmuş, klavyesini eskitmiş birisi olarak geldiğimiz noktada bunca senedir milliyetçiliğini yaptığımız Türk toplumunun bir faşizm sarmalına sürüklendiğini görmekten dehşete düştüğüm içindir!
***
Geçtiğimiz hafta Trabzon’da oynanan Karadeniz Derbisini izlemek için bir grup Samsunspor taraftarı Trabzon’a doğru yola çıktı.
Yemek molası vermek için Giresun’da bir tesise geldiklerinden sebebini tam olarak bilemediğimiz bir nedenden dolayı kavga çıktı.
Olay bir anda boyut değiştirdi ve iş yeri sahibi tabancasını çekti, Samsunspor taraftarlarının üzerine hedef gözeterek şarjörü boşalttı.
Olay yerinde 44 yaşındaki bir vatandaş öldü, yaralananlar oldu. İş yeri sahibiyle birlikte olaya karışanlar tutuklandı.
Nerden bakarsan tatsız, acı, üzücü bir adli olay!
***
Gel gör ki bu üzücü olayın ardından tuhaf bir kutuplaşma meydana geldi.
Giresunlular, cinayeti işleyen şahsın arkasında duran sosyal medya paylaşımları yaptı. Onlara göre olayı çıkaran taraftarlar öldürülmeyi hak etmişlerdi, bu durumda cinayet işlemek bir haktı.
Samsunlular ise olaya sebep olan taraftarların taşkın davranışlarını göz ardı edip ona göre cephe aldılar.
Konuyla doğrudan hiçbir bağları olmadığı halde Trabzonlular arasında büyük bir kitle, sırf rakip takımın taraftarlarına zıtlık olsun diye işletmecinin işlediği cinayeti kutsayan grupta sıralandılar.
***
Bu olay şöyle gelişseydi:
Samsun deplasmanına gelen Trabzonsporlu taraftarlar mesela Ordu’da bir restoranda taşkınlık çıkarsalar ve içlerinden birisi cinayete kurban gitseydi…
Bu defa Ordulular ile Trabzonlular arasında bir sosyal medya kavgası başlardı. Samsunlular da büyük bir çoğunlukla Ordulu’yu desteklerdi.
Giresunlular ise olayla ilgilenmez, vah vah deyip geçerlerdi.
***
Olaylara verilen tepkiler adalet, hak, hukuk çerçevesine bakmadan karışanların nereli olduklarına veya üzerindeki formalara göre farklı oluyorsa bunun adı düpedüz faşizmdir.
***
Çok başka bir olay da geçenlerde Konya’da oldu.
Devlet hastanesinde çalışan bir göz doktoru, kıyafetini açık bulduğu bir kadını “teşhirci” ilan ederek tedavi etmeyi reddetti.
Hemen milletçe ikiye bölündük:
Bir grup topyekun hasta kadının yanında durarak doktoru linç etti.
Diğer bir grup ise açık giyinen kadını eleştirerek doktorun yanında sıralandı.
***
Olay şöyle gerçekleşseydi:
Bir doktor, mesela çarşaflı bir kadını muayene etmeyi reddetmiş olsaydı; bu defa tamamen tersi bir cepheleşmeye tanık olacaktık.
Ak diyenler kara demeye başlayacaktı. Kara diyenler ise ak!
Adalete ve hakkaniyete göre bir duruş yerine insanların giyimine, fikirlerine, yaşam tarzlarına göre ayrımcılık varsa bunun adı buz gibi faşizmdir.
***
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
“Faşo Ağa sendromu” topyekun bizi esir almış durumda.
Duvarlara yazıp “bu nedir lo?” diye soranlara ağzının payını veren son kişi rahmetli Kemal Sunal’dı.
O da öldü gitti.