Anayasa’dan Türlüğü sileceğiz diye bas bas bağıran AKP’nin % 50 gibi bir oyla 3. defa kazanmasına karşı, Türk Milleti’nin sigortası Türklüğün savunucusu olarak görülen ve muhalefette oy kaybetmiş bir MHP, yine bir ateş çemberinden geçerek az hasarla varlığını korumuşsa da, bu Ülkücüleri tatmin etmekten uzaktır.
Başarısızlığı sadece dış faktörlere bağlayarak durumu geçiştiremeyiz.
Lider Devlet Bahçeli’nin bu seçimde gösterdiği olağanüstü gayret ve performansa rağmen, teşkilatların ve yardımcı kuvvetlerin Lider Devlet Bahçeli’nin performasına ayak uyduramadığını ortaya koymaktadır..
MHP yine Lider’in öncülüğünde yaralara neşter atmalı ve gereken ameliyat önümüdeki dönemde tamamlanmaıdır.
Atama teşkilat yapıları yerine, Ülkücü Harekete ihanet etmemiş yüreği dava aşkı ile dolu tüm Ülkücüler öncelikle bulundukları bölgelerdeki teşkilatlara üye olmalı ve seçimle gelen istekli heyecanlı teşkilat yapılandırmaları, parti içi iktidar ve koltuk hesapları düşünülmeden bir an önce gerçekleştirilmelidir.
Örneğin; İstanbul’da atama ile yönetilen ve kendi aralarında orada burada yemekli toplantı yapmayı çalışma sanan, Ülkücü tabanla iletişim sorunları yaşayan, 150 bin kişinin yaşadığı mahallelere bırakın ev ev gitmeyi, bir MHP bayrağı bile asmaktan aciz, teşkilatçılıktan bi haber, siyasi kampanyayı günün şartlarına göre yürütmeyi bilmeyen, Lider’in İstanbul’u ziyaretlerinde, Lideri küçücük salonlara hapseden, her şeyi Lider’den bekleyen anlayışla başarının gelmeyeceği aşikardır.
Aynı şekilde, Genel Merkez kadroları aristokrat yapıdan arındırılarak, bu davanın yol gösterici EREN’leri ve savaşacak ALP’leri ile Ülkücüye tepeden bakan değil öz kardeş gibi sarılan ehliyetli, bilgili, enerjik, zaaflarına yenik düşmeyecek, tüm Ülkücülere örnek olacak ağabeylik yapabilecek kurmay heyeti ile yeniden yapılandırılmalıdır.
Unutulmamalıdr ki; Hakk’ın ve Millet’in davasını savunan Ülkücü Hareket, bir türlü kıblesini bulamayan CHP’nin küskünlerinin, ihvanlarını Pensilyanya şeyhinin Feto-Dolar’larına kaptıran ve Ülkücü Hareket içinden adam devşirmeye çalışanların himmeti ile her seçimde barajı aşma durumunda olacak bir hareket değildir. Böyle bir durum Ülkücüler için zül’dür.
Ülkücü Hareket’e kurulan tuzaklar ne kadar büyük olursa olsun, Ülkücüler bunları alt edecek azim ve iradeye sahiptir. Düşmanın sert saldırıları, Ülkücü Hareket’in gücünü ve haklılığını gösterir.
LİDER HARİÇ HER ŞEYİ TARTIŞMAK VE BAŞARIYA GİDEN YOLU AÇMAK İÇİN FİKİRLERİNİ ORTAYA KOYMAK BU DAVAYA YÜREKTEN GÖNÜL VEREN TÜM ÜLKÜCÜLERİN HEM HAKKI HEM GÖREVİDİR.