nazim-peker
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Unutulan Kıbrıs Nedir?

Unutulan Kıbrıs Nedir?

0
Paylaş

 

Şunu peşin peşin belirtmekte fayda vardır ki, Kıbrıs: her şeyiyle bir Türk adasıdır.

Kıbrıs o gün de bu günde Türkiye’nin; Akdeniz’e ve Afrika’ya açılan kapısıdır. Ne yazık ki, 307 yıla yakın Osmanlı toprağı olan Kıbrıs, mülkiyeti Osmanlılarda yönetimi İngilizlerde olan bir konuma girmiştir. Kıbrıs, o tarihlerde İngiltere için doğu Akdeniz, Süveyş ve Hindistan yollarının emniyeti bakımından adeta bir üstür.

Osmanlı, yaklaşan Rus tehditlerine karşı güya böylece İngiltere’yi yanına almıştı. Bunları şunun için yazıyorum. 1571’den 1914’e kadar Yunanistan’ın adada ne adı nede ayak izi vardır.

Kıbrıs, bana göre Türkiye’nin Akdeniz’deki gezen değil ama duran UÇAK gemisidir. Onun için Türkiye’nin dış politikası Kıbrıs’taki hak ve menfaatlerini korumaya yönelik olmalıdır. AB’ye girme hayalleriyle verdiğimiz cümle tavizler hiçbir işe yaramamıştır. Tam aksine Yunanistan arkasına aldığı uluslararası destekle Türkiye’ye karşı üstünlük sağlamış ya da sağladığına inanmakta. Yunanistan’ın karıştırdığı iki ülke arasındaki EGE ve KIBRIS sorunu: yine iki ülkenin anlaşmasıyla çözülecektir.

Yunanistan, 19. YY dan beri takındığı küstah tavrı sürdürmekte ve EGE’yi kendi toprağı sayan bir yaklaşımla hareket etmektedir. Bunu sebebi, FETÖ-AKP kumpaslarıyla ordusu zayıflatılan bir Türkiye’yi yok sayıyor. Girit ve Selanik’te yürüttüğü politikaların aynısını Kıbrıs ve EGE’de uygulamaktadır.

Ege’de ortak bir yaklaşım, Lozan Antlaşması’yla sağlanmıştı,

Washington ve Brüksel’de önümüze konan görüşlerin ve takip edilen politikaların ortak paydası LOZAN’a karşı olmaktır. S. Cumhurbaşkanı’nı defalarca: “Lozan Türkiye’nin uluslararası TAPU SENEDİDİR” açıklamasına rağmen sonradan “Lozan’ı birileri bize zafer diye yutturmaya çalışıyorlar” dediği Lozan’a karşı çıkmak ve onu yok saymaktır.

Washington, Brüksel ve Atina’nın ortak politikaları Kıbrıs işini 2016 yılı içinde bitirmektir. Onlara göre 2017’de çok şeyler değişecektir. Kıbrıs sorunu asla ve asla onların dediği gibi çözülemeyecektir. (Akademisyenlerin ve uzmanların ortak görüşü)

Bunun için biz kendimize bir bakalım. Ankara’nın son 12 yıldır yaptığı hata ve yanlışlar vardır. Ankara’nın bundan derhal vaz geçerek toparlanması ve Milli bir dış politika takip etmesi gerekmektedir. Ülkeler ve dış politikalar; günü birlik kararlarla ve restleşmeyle idare edilmez/edilemez/edilmemeli.

Kıbrıs, Akdeniz’e açılan tek kapımız. Savunma açısından da önemli bir stratejik konumdadır. İsrail, ABD’nin yönlendirmeleriyle Kıbrıs Rum kesimiyle doğal gaz ve petrol anlaşmaları yapmıştır. Yunanistan, Mısır’la yaptığı akılcı anlaşmalarla buradaki çıkarlarını sağlamlaştırmada epey yol almıştır.

Bütün bunlar olurken, Kıbrıs Türk kesiminin acelesini anlamak mümkün mü?

Ankara, Türkiye’nin şimdiki ve gelecekteki çıkar ve menfaatlerini korumak için Batı Trakya, Kıbrıs ve Ege Denizi’ndeki bütün meseleleri içine alan bir stratejiyi geliştirmek ve uygulamak zorundadır.

Devlet idaresi ciddi bir iştir. Günü birlik ayaküstü politikalarla olmaz. Kadro, birikim ve bilgi isteyen bir satrançtır.

Ülke meseleleri TBMM’de görüşülerek ortak akıl ve ortak payda oluşturularak milletin desteğini de alarak yola çıkılmalı ve yürütülmelidir.

Yarınlar çok geç olabilir.

Esen kalınız.

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.