nazim-peker
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Klozetin İtibarı

Klozetin İtibarı

0
Paylaş

7 Haziran seçimlerinde “edep kantarının topuzu” epey kaçtı. Şerefsiz, adi, utanmaz, haysiyetsiz, hırsız, temizlikçi, rüşvetçi, sahtekâr sıfatlarını birbirlerine yakıştırdı siyasetçilerimiz.
 
Biz vatandaşlar bu durumdan ve bu ağızdan utandık.
 
Ama yapılacak bir şey de yok.
 
Toplum, bu tür atışmaları ve belden aşağı vurmaları seviyor ve prim de veriyor.
 
Kendi kendime sorduğum olmadı desem yalan olur. Acaba bizim çivimiz mi çıktı? Edep ve saygı duvarlarını neden ve niçin yıktık? Neden bu hallere geldik?
 
Bu işte, EN BÜYÜK SORUMLULUK da Erdoğan’a aittir diye düşünüyorum.
 
Bazı yurttaşlar soruyor: “S. Erdoğan neden yollara düştü, neden miting alanlarına indi, neden muhalefetle ağız dalaşına girdi? Öylesine yüce bir makamı neden tartışılır hale getirdi ve ayağa düşürdü?” diye.
 
Aynı soruları bende kendime sordum zaman zaman. Sıkıntı ve korkudan olsa gerek.
 
Seçim öncesi Kılıçdaroğlu’nun, “Ankara’daki bazı beylerin altın suyuna batırılmış klozetler var” çıkışına karşılık: Erdoğan’ın, bu suçlamayı üzerine alıp, “Gelsin ve gezsin. Beştepe Külliyesi’nde altın suyuna batırılmış klozet bulursa ben Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılacağım. O da Genel Başkanlıktan ayrılacak mı?” çıkışı beni derin derin düşünmeye sevk etti.
 
Kendi kendime, bu ne itibarlı bir klozetmiş ki, Cumhurbaşkanını: görevi bırakmasına değecek kadar önemli imiş?
 
Bana göre Erdoğan’ın klozete gelinceye kadar istifa etmesi gereken o kadar olay vardı ki:
 
PKK ile İngiltere’nin gözetiminde yapılan “Oslo görüşmeleri” kamuoyuna sızdığında: “Görüştüğümüzü ispat edemeyenler ŞEREFSİZDİR “ deyip ardından bu görüşme ispatlanınca: “O görüşmeci arkadaşları ben görevlendirdim. Sıkıntısı olan varsa bana gelsin” dediğinde İSTİFA etmesi gerekmez miydi?
 
17-25 Aralık “Büyük Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu” patladığında oğlunu arayıp, “Oğlum paraları sıfırlayın” durumunda İSTİFA etmesi daha etik ve ahlaki olmaz mıydı?
 
Çok sevdiği dört bakanın, “Rüşvet ve yolsuzluktan” bakanlık görevlerinden alındığında İSTİFA etmesi gerekmez miydi?
 
Çok sevdiği Bakanının, “Bu milleti uyutmak çok kolay! Salla bir BAKARA makara” diye Kuran suresiyle alayı duyulduğunda bir Müslüman olarak bunu, İslam’a yapılmış bir hakaret sayıp İSTİFA etmesi gerekmez miydi?
 
Türk askerinin başına F tipi cemaatle ortaklaşa çorap örüp, orduyu perişan ettikten sonra “Bunlar bir KUMPASMIŞ meğer.” deyip, cemaati suçlayarak bizi KANDIRMIŞLAR dediğinde İSTİFA etmesi daha Kasımpaşalıca olmaz mıydı?
 
Almanya’nın İsviçre bankalarında “Sekiz adet açılmış hesap” var iddia ve ithamı duyulduğunda; Almanya’ya sert çıkıp, “Ya bunları açıklayın ya değilse size NOTA vereceğim” demesi gerekirken sus-pus olduğunda bu iddia ve ithamlar karşısında İSTİFA etmesi uygun ve etik değil miydi?
 
Kılıçdaroğlu’nun, “BAŞ ÇALAN” suçlaması karşısında yargıya gitmemesi ve bu suçlamayı sineye çekmesi mi daha ahlaki idi yoksa İSTİFA etmesi mi?
 
Bütün bu olaylar karşısında hiç sesini çıkarmayan ve İSTİFA sözcüğünü ağzına almayan Erdoğan’ın, “altın kaplama klozet” sözüne hassasiyet gösterip İSTİFA ederim demesini anlamakta zorlanmaktayım. Ya sizler?
 
Sarayın maliyetine, ısıtma giderlerine, çiçek ve bahçe harcamalarına ses çıkarmayan S. Erdoğan, neden bu “Altın Kaplama klozet” sözüne bu kadar önem verdi?
 
Demek ki “Klozetin önemi ve itibarı” çok daha ağır basmış olmalı.
 
Esen kalınız.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!