Vatanseverleri adil olmayan mahkemelerde uydurma delillerle tutuklayabilir, cezalandırabilir, hürriyetinden mahrum bırakabilirsiniz. Ancak, asıl olan milletin vicdanıdır. Millet, suçlu olmayan vatansever evlatlarını her zaman bağrına basmıştır. Bundan sonra da bağrına basacaktır. Atatürk ve silah arkadaşları millet vicdanında hak ettikleri şerefli mevkiyi almışlardır. Gene, Boğazlıyan Kaymakamı Şehit Kemal Bey, millet vicdanında hak ettiği şerefli mevkiye yerleşmiştir. Günümüzde ise Sayın Ümit ÖZDAĞ, millet vicdanında hak ettiği şerefli mevkiyi almıştır.
Vatan kelimesi, bazıları tarafından ülke, memleket kelimeleri ile eş anlamda kullanılıyor. Bu, doğru gibi görünse de tam doğru değil. Çünkü, vatan kelimesinin anlamı ülke, memleket kelimelerine göre çok daha geniş ve çok daha derin. Bir şairimiz bayrak ve vatan kelimelerinin anlamını,
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Mısralarıyla çok veciz biçimde anlatmıştır. Demek ki, bir toprak parçasının “vatan” olabilmesi için o toprak parçası üzerinde yaşayan milletin o toprak parçasını canından çok sevmesi, onu korumak için gerektiğinde savaşması, kan dökmeyi göze alması şarttır. Ancak, böyle olduğunda o toprak parçası üzerinde yaşayan millet için vatan olur. Üzerinde yaşadığı toprak parçasını vatan bilerek, her türlü saldırıya karşı korumak için canından dahi vazgeçerek savaşan, her türlü tehlikeyi göze alarak mücadele eden millet evlatlarına “vatansever” denilmesi doğrudur, yerindedir.
Türk Milleti için vatan kutsaldır. Bu sebeple, Türkler, vatanları tehlikeye düştüğünde en çetin şartlarda dahi cansiperane savaşmayı bilmişlerdir. Bu sebeple, her Türk evladı için vatan kutsaldır. Vatanını korumayı düşünen her Türk evladı vatanseverdir.
Vatanseverlik çok şerefli, haysiyetli, onurlu bir iştir. Vatanseverler de çok şerefli, haysiyetli, onurlu insanlardır. Vatanseverlik çok şerefli, haysiyetli, onurlu olduğu kadar aynı zamanda çok zor ve zahmetlidir. Vatansever insanlar iftiraya, komploya kurban gitmek gibi risklerle karşı karşıyadırlar. Ama, bu zorluklar, riskler, tehlikeler hiçbir zaman vatanseverleri vatanları için çalışmaktan alıkoyamamıştır.
Mustafa Kemal Paşa ve bir avuç arkadaşı vatanı kurtarmak canlarını ortaya koyarak Millî Mücadeleye başlamışlar, başladıkları bu şerefli işten dolayı takdir edilmek, desteklenmek bir yana olmadık engellerle karşılaşmışlar, en sonunda gıyaplarında idama mahkûm edilmişlerdir. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına isnat edilen suçlar: “Kuvayı Milliye” adı altında “fitne ve fesat” düzenlemek, buna özendirmek, ayrıca anayasaya aykırı olarak halktan zorla para ve asker toplamak, bu isteğe uymayanlara “işkence ve eza” yapmak ve “tahribi bilada” yani “ülkeyi yıkmaya” kalkışmaktı.
Ermeni Hınçak Komitesi üyeleri, 1915 yılında Yozgat İli’nin Boğazlıyan İlçesi’nde isyan çıkarmışlar, ilçeyi ateşe vermişler, bölgeye gönderilen jandarmalarla çatışmaya girmişlerdir. İçişleri Bakanlığı, gönderdiği telgraf emriyle isyan çıkaran Ermeni Komitacıların 24 saat içerisinde bölgeden çıkarılarak Suriye’ye sevk edilmelerini istemiştir. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, görevi gereği bu emri uygulamıştır. Kemal Bey, Yozgat ve Boğazlıyan Ermenileri’nin tehciri sırasında suistimal ve öldürme olaylarında gevşeklik göstermek suretiyle ölümlere sebebiyet vermek suçlamasıyla 5 Şubat 1919 tarihinde İstanbul Harp Divanı’nda yargılanmaya başlandı. Kurulan mahkemede Ermeni Komitacılar çoğunlukta idi ve İngiliz Yüksek Komiserliği doğrudan mahkemeye etki ediyordu. İngiliz Yüksek Komiserliğinin etkisiyle birçok yalancı şahit iftira atarak Kemal Bey’i suçlamışlardır. Kemal Bey, yalancı şahitlerin iftiralarıyla idama mahkum edilmiş, cezası infaz edilmiştir. Kemal Bey, suçlu olmadığı halde salt İngilizlere yaranmak için siyasi bir kararla idam edilmiştir. O, gerçek bir vatanseverdi. Salt vatansever olduğu için adil olmayan bir mahkemenin kararıyla cezalandırılmıştır.
Günümüzde ise Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit ÖZDAĞ, uydurma delillerle tutuklandı. Aleyhinde hiçbir ciddi delil bulunmadığı halde aylardır tutsak durumda. Ümit ÖZDAĞ’a isnat edilen suçlar Zincirleme Şekilde Basın Yoluyla Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etmek ve Cumhurbaşkanına Hakaret. Sayın ÖZDAĞ, bu suçlardan dolayı iki ayrı mahkemede yargılanacak. Ümit ÖZDAĞ’ın hürriyetinden mahrum bırakılmasının asıl sebebi vatansever olması. Sayın ÖZDAĞ, milyonlarca Suriyeli’nin ve kaçak göçmenlerin halen yarattığı sorunlar ve ileride yaratabilecekleri devasa sorunlar hakkında hem devleti yönetenleri uyarıyor, hem de vatandaşlarımızı bilgilendiriyordu. Sayın ÖZDAĞ’ın yaptıkları her vatanseverin yapması gerekenlerdi.
Ümit ÖZDAĞ, ikinci açılım sürecinin ülkeye, millete, devlete çok zarar verebileceğini görmüş, engellemek için mitinglere başlamıştı. Tutuklanmasaydı, çok büyük ihtimalle bu süreci baltalayacaktı. Bu ihtimal, ikinci açılım sürecini başlatanları ürküttü. Başlattıkları süreç devam edebilsin diye engel olarak gördükleri Sayın ÖZDAĞ’ı haksız yere tutukladılar ve halen tutukluluğu devam ediyor.
Vatanseverleri adil olmayan mahkemelerde uydurma delillerle tutuklayabilir, cezalandırabilir, hürriyetinden mahrum bırakabilirsiniz. Ancak, asıl olan milletin vicdanıdır. Millet, suçlu olmayan vatansever evlatlarını her zaman bağrına basmıştır. Bundan sonra da bağrına basacaktır. Atatürk ve silah arkadaşları millet vicdanında hak ettikleri şerefli mevkiyi almışlardır. Gene, Boğazlıyan Kaymakamı Şehit Kemal Bey, millet vicdanında hak ettiği şerefli mevkiye yerleşmiştir. Günümüzde ise Sayın Ümit ÖZDAĞ, millet vicdanında hak ettiği şerefli mevkiyi almıştır. Kendisi tutuklu olduğu halde genel başkanı olduğu Zafer Partisi’nin oyları sürekli artmaktadır. Bu, Sayın ÖZDAĞ’ın millet vicdanında hak ettiği şerefli mevkiyi aldığının en önemli göstergesidir.
Vatanseverler, vatan için, millet için, devlet için her türlü eziyeti çekmeye, her türlü eza ve cefaya katlanmaya razıdırlar. Ne tutuklama ne hapis cezası vatanseverleri yıldıramaz. Yukarıda belirttiğim gibi vatanseverler için asıl önemli olan milletin vicdanıdır, sevgisidir. Son söz olarak söyleyeceğim şudur ki; VATANSEVERLİK ASLA SUÇ DEĞİLDİR.
