Nazım Peker’in “Ümmetin Türk Kıyımı” adlı yazısı, Türk tarihinde 670-740 yılları arasındaki çok az bilinen bir döneme odaklanmaktadır. Yazar, bu sürenin bilinçli olarak göz ardı edildiğini savunarak, bunun nedenini Arapların Türkler üzerindeki zulmünü ve katliamlarını gizleme isteğine bağlıyor. Metin, özellikle Talkan ve Curcan katliamları gibi olaylara değinerek, on binlerce Türk’ün öldürüldüğünü, köleleştirildiğini, şehirlerin yağmalandığını ve kültürel mirasın yok edildiğini öne sürüyor. Peker, bu olayların “İslam kardeşliği” söylemiyle örtbas edildiğini ve Türklerin kendi tarihini ve kimliğini sorgulaması gerektiğini vurgulamaktadır. Yazar, bu araştırmayı bir Arap karşıtlığı olarak değil, “Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı” gerçeğini hatırlatmak amacıyla yazdığını belirtir.
Sevgili okurlarım! Bugün sizlere çoğunuzun hiç duymadığı bir tarihten bahsedeceğim.
Türk tarihinde her şey anlatılır. Kürşat’ın Çin sarayını bastığına kadar.
Gel gör ki 670 ila 740 arası tarihimizden hemen hemen hiç bahsedilmez. Okuyunca sizde hayret edip, böylemi imiş diyeceksiniz.
Bu saklamanın, gizliliğin nedenini biliyor musunuz?
Bizde Arapçılık o kadar ağır basar ki, Arapların bırakın ayıbını, kıyımını gün ışığına çıkarmak, Araplara kötü laf söylemek bile insanı, dinden imandan eder anlayışı hakimdir de ondan.
Bu, Arap din kardeşlerimiz (!) 670 ila 740 arasında biz Türklere neler yapmışlar?
100.000’den (yazı ile yüz binden) fazla Türk’ü katletmişler din adına.
50 binin üstünde Türk gencini köle ve cariye yapmışlar. Onların geleneğinde-genlerinde kölelik ve cariyelik var ya!
Bu kadar Türkü öldüren ve cariye yapan Araplar, Türk şehirlerini yağmalamışlar, ganimet diye halkın elinde ne varsa her şeyi talan edip almışlar.
Biter mi?
Elbette bitmez. Tüm zenginlikler, tarihi eserler yok edilmiş, yakılmış, yıkılmış, Arap atlarının nallarıyla talan edilmiş.
“Talkan Katliamını” hiç duydunuz mu? Araplar incinir diye duyurmadılar, şimdi de Apo ve Demliler gücenir siyaseti gibi.
Bu katliam, dünyanın en büyük katliamlarındandır, Sıkı durun 400.000 Türk, kesilerek yok edilmiştir. Tarihte örneği hemen hemen hiç olmayan bir şekilde; 25 km’lik yol boyunca ağaçlarda sallandırılmışlardır.
Bir de “Curcan” katliamı vardır. Esir edilen 40.000 kadar Türk’ün nehir kenarlarında kafaları kesilerek kanları nehre akıtılmış, nehrin rengi kıpkırmızı olmuştur.
Arap kalleşliği zirve yapmış; “Teslim olursanız canınız bağışlanacak” sözü hiçbir zaman yerine getirilmemiş, “ŞERİAT SÖZ TANIMAZ” denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.
Değerli okurlarım! Bunu asla bir Arap karşıtlığı için araştırıp yazmıyorum. “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur “tarihi gerçeğini anımsatmak ve “Din kardeşliği” aldatmacasının geçersiz olduğu için yazıyorum.
Tıpkı günümüzde ABD-İsrail işbirliği, Filistin’e nasıl kıyıyor, Gazze’de gazinolar yapılacak denmesine karşın; din kardeşleri Suudi Arabistan’ın, Katar’ın, BAE’nin ABD’ye yardım yapıp milyar dolarlar verdiği gibi.
Araplar bu iki katliamdan; yağma ve talandan çok büyük servet elde ettiler.
Şimdi bir tespit yapalım; inanın Türkler tarih boyunca böyle bir katliam, yağma ve talanı Çinlilerden dahi görmemişler.
Bu tarihi gerçekler neden gizlenmiş olabilir sorusuna, en mantıklı yanıt, “İslam etkilenmesin” düşüncesi olabilir mi?
Bizim Türk tarihçiler, neden bu katliamı görmezden gelmiş olabilirler?
“İslam kardeşliği – Ümmet“ söylemi, iyi niyet söyleminden öte bir uygulama ve eylem değildir.
“Huzur İslam’da” deniyor ya! Bunun da bir yaptırımının olmadığını, İslam Ülkelerinin yönetimlerine bakınca bütün çıplaklığı ile görülmektedir.
Huzur parada imiş. Bunu da öğrendik.
Ey Türk! Sen kutsaldır, İslamidir diye çocuklarına çoğunun anlamını da bilmeden Arap isimleri koyuyorsun. Haçlı Seferlerini Anadolu’da durduran Kılıçaslan’ın ismi, kaç Arap çocuğuna isim olarak verilmiş hiç sorguladın mı? Milyonlarca Suriyeli Arap geldi kaçının adı Türk ismi?
Titre ve kendine dön. Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.
Esen kalınız.