Makale, Türkiye’deki mevcut sosyal ve politik duruma eleştirel bir bakış açısı sunmaktadır. Yazar ülkedeki artan suç oranları ve mafya faaliyetlerinin yükselişi hakkındaki endişelerini dile getirmekte, bu durumu resmî açıklamaların bile doğruladığını belirtmektedir. Ayrıca, emeklilik sistemi ve milletvekillerine tanınan ayrıcalıklar gibi ekonomik adaletsizlikler eleştirilmekte ve siyasi liderlerin yetersizliği konusunda sert yorumlar yapılmaktadır. Metin boyunca, Türkiye’nin tek kurucu önderinin Mustafa Kemal Atatürk olduğu vurgulanarak, ülkenin mevcut sorunlarına çözüm olarak Atatürk’ün ilkelerine dönüş önerilmektedir. Siyasi partilere (Zafer ve İYİ Parti) yönelik kişisel değerlendirmeler de yer alarak, ülkenin içinde bulunduğu durumun ciddiyeti ve hızlı hareket etme gerekliliği ön plana çıkarılmaktadır.
Attık adımımızı Kasım’a da. Bugün ayın biri, keşke yanına sıfır almasa… Doktorlar kapanmayan yara olmaz, er geç kabuk bağlar, derler. Demek ki bu yaradan haberleri yok. Bir türlü kapanmıyor, derin bir sızı veriyor… Herhalde mezara giderken iki metre kumaşla birlikte götüreceğimiz tek şey, bu olacak… Hepinize merhabalar olsun. Türkiye birden büyüktür…
Emniyet Genel Müdürlüğünün yaptığı resmî açıklamalar bile dehşet verici. Türkiye’ye giren uyuşturucu miktarındaki artış, kullanım yaşı vs korkutucu boyutların ötesine geçti. Kindar ve dindar bir nesil yaratalım derken geldiğimiz durumu görüyor musunuz? En beğenmediğimiz dönemlerde, gecenin geç saatlerinde bile emniyetli bir şekilde dışarıda dolaşabiliyorduk. Şimdi şehrin en işlek yerlerinde, güpegündüz, silahlı kişiler cinayet işleyebiliyor… Durum tam da tavukları yumurtadan kesen bet seslinin dediği gibi “Nereden, nereye”. Ülkemiz çocuk yaştaki mafyaların cirit attığı bir yer haline geldi… Daltonlar, Şirinler, Casperler vs vs. İş o kadar ileriye gitti ki, İnternet üzerinden ilanlar başladı…Belden aşağıdaki beşyüzbin, tetik düşürme iki milyon… Yakında, “İki cinayet iste, bir öde, Salı’dan, Cuma’ya %50 tenzilat“, “Bir öldürmeye, bir yaralama hediye” görürseniz hiç şaşırmayın…

Anadolu’da, yıllarca derviş kılığında gezerek, melanetlerini yapan, İngiliz Casus Vambery‘i bilirsiniz. İngiltere’ye döndükten sonra itirafname hükmünde yazdığı kitabı da ilgilenenler mutlaka okumuştur. Orada “Türkler çok iyi niyetli, benden hiç şüphelenmediler” derken, esasında ne kadar aptal olduğumuzu anlatmak istemiş… Ülkemiz de yeni Vambery’ler var mı diyecek olursanız, bana göre mebzul miktarda diye cevap veririm… Hatta hatta, işi bir adım ileriye bile götürebilirim. Vambery’nin, milliyetçi versiyonları, şu an daha revaçta. Yarın bir gün, birisi, Ülkücülerin arasına girdim, benden şüphe etmediler, diye kitap yazabilir… Bu aralar, affedersiniz Ermeni, Rum vs. kökenli milliyetçi bozuntularına daha bir dikkat etmemiz gerekiyor.
Çok değerli bir kardeşim, onlarca kitabın yazarı Korkmaz‘ımız, sormuş. Peki önerilerin çarelerin ne diye. “Bütün Türkler Bir Ordu” Projesi hayata geçsin yeter. Yeni programa ve tedbirlere gerek yok. Mustafa Kemal ATATÜRK ne yapmışsa, kaldığı yerden devam etmek yeterli olur… Yanılmıyorsam, Norveç’te veya Finlandiya’da da olabilir. “ATATÜRK gibi düşünmek” diye bir tabir vardır. İşte yegâne eksiğimiz bu…
Yumuşak huylu Bakamayanımızın dedikleri aklımdan gitmiyor. Devlet zorda olsa emekli maaşlarını yatırabiliyormuş. Kırk sene yüksek prim ödedikten sonra, duyacağımız laf bu olmamalıydı… Peki yatan bu paralar ne oldu? Kimlere peşkeş çekildi de bize verilemiyor… O, yumuşak sesliye sormak isterim. Hangi ülkede iki buçuk sene MV liği yapıp, ömür boyu 200 bin lira aylık alan birileri var? Yarın bir gün, emeklilik yaşını arttırırken, umarım, iki buçuk sene şartını, bir yıla düşürebilirsiniz… Bu süper emekli kardeşlerimiz sadece maaşla alakalı değil, birçok şeyde vatandaşın önünde. Yurtdışı dahil, bütün hastane masrafları T.C. den. İmplant ücretsiz. Seyahatler VİP Salondan, daha neler neler… Eyyy, yumuşak karakterli. Sen emekliyi sırtına yük görüyorsun amma, emekli ve bütün Milletim de sizleri gerçek sırt yükü biliyor…
Geçtiğimiz günlerde, beynimin %51’i Zafer ; Zafer, %49’u İYİ Parti’de, demiştim. O zamandan bu zamana birtakım gelişmeler oldu. Netice olarak, yeni bir değerlendirme yapma zarureti oluştu… Yeni değerlendirmemi paylaşayım mı? Madem bu kadar ısrar ediyorsunuz, hay hay. Beynimin %52’si Zafer, %48’i İYİ Parti’de. Yeni gelişmeleri sizler de takip edin. Kimsenin nazlanmak, ahkam kesmek, lüksü yok. Beyler, Ülke elden gidiyor. Saniye altın değerinde, haberiniz ola…
Bu Millet 65 yaşına gelen memuru resen emekli ediyor. Ona evrak alma işini bile uygun görmüyor ama 80-90 yaşına gelmiş hatta geçmişlere, ülkeyi teslim edebiliyor. Peki onlar ne mi yapıyor… Tabii ki yapacaklarını… İhtiyar bir bunak, on binlerce kişimizin ölümüne sebep olan bir ite, “Kurucu önder” payesi veriverdi. Olayın perde arkası o kadar da basit değil… Bu Milletin tek kurucu önderi vardır, O’da Gazı Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Başka, kurucu önderler icat etmek, Mustafa Kemal ile birilerini eşlemek demektir. Olay, derhal tövbe edip nedamet gerektirecek bir durumdur…
Finali, bizce zaten malum olan bir Kriptonun tesciliyle yapmak istiyorum. Truva atı dediğimiz, gel denince gidecekler olarak değerlendirdiğimiz, Devitiğlu ve Bebecan durumu ağızlarıyla da ikrar ettiler. Bu malumu bir köşeye koyalım. Yazdığım yazıları inceleyin, vaziyet harfiyle dediğimiz gibi cereyan ediyor. Esas kabullenilmeyen ve çok büyük bir tezgâha düşülen olay, Kart Kripto‘nun durumu idi. Şimdi artık herkes inandı mı?
Hepiniz Yaradan’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…