Bu kaynak, Mehmet Edip Ören tarafından yazılan bir makale olup, Türkiye’deki mevcut siyasi ve ekonomik durumu eleştirel bir gözle inceliyor. Yazar, CHP’ye verilen oyların nihayetinde AKP’ye gidebileceği endişesini dile getirirken, bu durumun CHP içindeki isten ayrılan yetkililerin sayısındaki artışla ilişkili olduğunu öne sürüyor. Makale ayrıca, Türkiye ekonomisinin kötü gidişatını vurguluyor ve hükümetin kamu varlıklarını uzun vadeli kiralamalar yoluyla satışa çıkarmasını dolandırıcılık olarak nitelendiriyor. Siyaset alanında, iktidar partisinin geçmişte rakip partileri suçladığı politikaları şimdi kendisinin uyguladığını belirterek, özellikle PKK ile ilişkiler konusunda ikiyüzlülük yaptığını savunuyor. Son olarak, yazar, Recep Efendi (RT) ve Fenerbahçe’nin eski başkanı Ali Efendi arasında paralellik kurarak, ikisinin de bıraktığı olumsuz mirasın uzun yıllar temizlenemeyeceğini ifade ediyor.
Hazan yavaş yavaş bütün hücrelerinize sirayet etmeye başladı mı? Henüz işin başındayız. Bir 10 Kasım da gelsin o zaman görürsünüz… Hele hele, ulu çınarların dökülen kuru yapraklarıyla yüz yüze geldiğinizde, bu gevrek ama miadını doldurmuş biyolojik oluşumlarla hayatınızı çakıştırırsınız. Merhamet hislerinize halel gelmesin diye bütün hırsınızı onlardan alırsınız… Ayaklarınız altından kurtulmaya teşebbüs edenlerin peşinde koşarak, o çıtırtıyı daha bir zevke hissedersiniz… Uğraşıyorum, uğraşıyorum ama bu felsefe peşimi bırakmıyor. Belasını sürttü bana. Ne yapalım, okuyucu da bir paragraflık idare ediversin, siyaset şerbeti hazır olmak üzere… Türkiye birden büyüktür. Herkese merhabalar…
Çok iyi giden ama bir türlü düzelmeyen ekonomimizin hali, Kürt asıllı İngiliz Memoş tarafından açıklandı. Londra’da sokak satın alanların keyfini kaçırmadan, kasabadaki bakkala, hurdaya dönmüş minibüsüyle, köy – ilçe arası sefer yapan garibime müracaat edildi gene… Anadolu’da bir tabir vardır. Soyulup soğana çevrilenler için söylenir… Vatandaşın yamalı iç çamaşırına da göz dikildi… Devletinin, otoyolları ve köprüleri bile satış listesinde. Bir salata malzemesi kurul var. Hemen yalanlamış. Satış haberleri asılsız demiş. El-Hak doğru… Satış yok, mesela 99 yıllığına kiralama var… Bu arada Kürt asıllı İngiliz Memoş’u, kime benzettim biliyor musunuz… Sülün Osman‘a. Yeni nesil bilmez. Sülün Osman, bizim devrin sahtekarıdır… Allah’a şükürler olsun, şimdi her mahallede, her sokakta varlar… Bu Sülün Osman, Anadolu’dan gelen saf vatandaşlara, köprüyü, tramvayı vs. satar para kazanırdı… Şu an mutlaka mezarında kemikleri sızlıyordur… Birde Nejdet Elmas‘ımız vardı… Canını ortaya koyar kusursuz soygunlar yapardı... Şimdikiler, sıcak odalarında bir bilgisayarla daha fazlasını yapıyorlar... Namertlik burada da kendisini gösterdi.
Gelelim, bunak bir ihtiyarın hikayesine… Okurlarım onu CA-CE diye de tanırlar. Allah bu zavallıyı İnşallah, Azrail’ini görevlendirip, bu zilletten kurtarır… Yakın zamanda söylenip, şimdi tam ters durumlarda pozisyon alınan olayları birlikte değerlendirelim mi? “Bunlar iktidara gelirse Apo’yu serbest bırakacaklar” denmişti. Şimdiki durum: Apo itini TBMM’ye çağırıyor… Komisyonda toplanan, komisyoncular, açığa düşen PKK’lıların normal hayata nasıl entegre edileceğini çözmeye uğraşıyor. Gerekirse TBMM içinde siyaset yapabilecekleri dile getiriliyor… Yani elektrik ve su faturaları okumaktan daha sıkıntılı bir durum… Peki, önceki seçimde rakiplerine: “Bunlar Kandil’le müşterek hareket ediyor. Oylarınızı verirseniz PKK’lılar, sayaç okumaya gelecek. Apo’yu serbest bırakacaklar” deyip iktidar olanlara ne denir? Yalancı denebilir mi? Yoksa, sahtekâr daha mı uyar… İkiyüzlü, riyakara ne dersiniz… Münafık, menfaatperest vs. vs. ne derseniz deyin, hepsini kaldırır… Bu zavallılar, demek ki kendi yapacaklarını, başkasının sırtına yıkarak milleti aldatmış… “Ama abi bunlar müslüman“cılar ve akılsız Türkmen. Adamlar uyanmanız için daha ne yapmalı… Ca-Ce CB’nın bir yardımcısı Kürt olsun derken Apo itini düşünerek demiş olabilir mi? Bana göre, bu durumlardan sonra hiçbir şey sürpriz değildir…
Geçtiğimiz günler de CHP Ankara Milletvekili Umut Bey, aklımızı bayağı hafife aldı da söylediklerine kendi de inandı mı şüpheli… Aydın, Söke, Göle, Şehit Kâmil, Beykoz vs. vs. yerlerin Bld. Bşk.ları, partilerinden istifa edip AKP’ye geçtiler. Evvela bu bize bir kere daha, acaba CHP içinde metre kareye kaç hain düşüyor diye düşündürmeye başladı. Umut Bey olayı şöyle açıklıyor. “CHP milyonlarca üyesi olan bir parti böyle 3-5 kişi çıkabilir” diyor… İşte akılla alay b u noktada yoğunlaşıyor… Umut Bey bunlar, e-devletten üye olan kimseler değil… Birisi, temayül yoklamasına bile gerek duyulmadan Bld. Bşk. adayı yapılan tek kişi, bir diğeri kumpas mağdurunun yerine nice eleyip sık dokuyarak Bşk. Vekili yapılan kişi, diğeri Antep’in tek Başkanı vs. Yani alelade kişiler değil, en güvenilenler… Eğer bunlar böyle kelek (ham) çıkarsa diğerleri ne olur? Olacağı şu… “CHP’ye verilen oylar, er geç AKP’ye gider” demeye devam ederiz…
RT gitmeden Türkiye’de, Ali Efendi gitmeden de, FB.’de işler düzelmezdi. İkincisi tahakkuk etti. Ali Efendi uğraştı uğraştı, alkışlarla, tezahüratlarla uğurlanmak varken, arkasından teneke çaldırmadan gitmedi. Fenerbahçe nihayet rahata erdi ama memleket hala perişan halde… Bu ikilinin çok ortak yönü var… Gitseler bile pisliklerini temizlemek torunlara nasip olacak… Ali Efendi, takımın başına bir tatilci belasını daha bırakıp öyle gitti. Yani takım bu sene de mort… Recep Efendi de öyle değil mi. YİD projelerinin pisliğini torun torba temizleyecek. Gitse bile uzun seneler bizlere gene rahat yok…
Hepiniz Allah’a emanet olun. Hoşça kalınız…