Makale, Av. Mehmet Bacaksız tarafından kaleme alınan ve PKK terör örgütü üyelerinin “suça karışan” ve “suça karışmayan” olarak ayrılmasının pratik zorluklarını inceleyen bir makaleden alıntılar sunmaktadır. Makale, TBMM’deki Öcalan Komisyonu tarafından gündeme getirilen ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından önerilen, terörle mücadele kanunlarında değişiklikler yapılması, cezaevindekilerin tahliye edilmesi ve infaz düzenlemeleri gibi teklifleri ele almaktadır. Bacaksız, özellikle yurt dışında faaliyet gösteren ve sınır karakollarına saldıran militanlar hakkında devletin elinde sağlam delil ve kayıtların bulunup bulunmadığı konusunda şüphelerini dile getirmektedir. Sonuç olarak, hangi teröristlerin eylemlere katıldığının belirlenmesine yönelik yeterli kanıt olmaması nedeniyle, böyle bir ayrımın yapılmasının mümkün olmadığını ve vahim sonuçlar doğurabileceğini öne sürmektedir.
Medyada çıkan haberlerde Meclis’teki Öcalan Komisyonu’na katılan siyasi partilerin kendi hazırladıkları raporları komisyona sunacağı, bu bağlamda AKP’nin de bir rapor hazırladığı yer aldı. Medyada çıkan haberlere göre , AKP’nin komisyona sunacağı önerilerin bazıları şöyle:
- “Eve dönüş” projesiyle birlikte sürecin ilk aşaması olarak Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) ‘silah bırakan terör örgütü ve üyelerinin’ açık tanımı yapılacak.
- Şu anda cezaevinde olan ve teröre yardım yataklık eden, suça karışmayan ve terörü fikir olarak savunanların tahliye edilmesi önerilecek.
- Çıkarılan raporlar çerçevesinde infaz düzenlemesi devreye girecek. Terör örgütü üyelerinin suçlarının niteliğine göre, ‘etkin pişmanlık, denetimli serbestlik, koşullu salıverme’ gibi infaz düzenlemelerinden yararlanmaları sağlanacak.
- Suça karışmayan ve infaz düzenlemesinden yararlananların topluma kazandırılması amacıyla farklı adımlar atılacak.

Benim burada dikkatimi çeken, merak ettiğim husus: Suça karışmamış teröristler nasıl tespit edilecek? Terör Örgütü PKK’nın üst düzey yöneticileri ve militanlarının büyük çoğunluğu Kuzey Irak’ta bulunmakta idi. Gene, kamplarının, silah depolarının, lojistik merkezlerinin büyük kısmı Kuzey Irak’ta, geri kalanları ise İran ve Suriye’de idi. PKK militanları 400-500 kişilik gruplar halinde sınırı geçerek ülkemize sızıp karakollara baskın yaptıktan sonra tekrar geldikleri ülkedeki (duruma göre Irak veya İran) kamplarına geri dönüyorlardı. Bu noktada aklıma gelen sorular şunlar:
1- Devletin elinde PKK militanlarının kimliklerine dair sağlam delil ve kayıtlar var mı?
2- PKK’lıların 400-500 kişilik gruplar halinde Irak ve İran sınırlarını geçerek sınır karakollarımıza saldırmalarından sonra saldırıları yapanların kimlikleri, hangi kamptan geldikleri, saldırıdan sonra hangi kampa döndükleri vb. konularında yapılmış soruşturmalar var mıdır?
3- Geçmişte yurt içindeki mağara, sığınaklarda yaşayan ve terör eylemleri yapan PKK militanlarının kimlikleri ve hangi eylemlere katıldıkları konularında devletin elinde sağlam deliller var mıdır? PKK militanlarının yaptıkları eylemler konusunda soruşturma yapılmış mıdır? Bu teröristlerin yakalanmaları için operasyonlar düzenlenmiş midir?
Yukarıda belirttiğim sorulara kendimiz cevap verelim:
- PKK Terör Örgütü’nün yönetici kadrosu hakkında bir takım delil ve kayıtlar var olabilir. Çünkü, yönetici kadro sık olarak kameraların karşısına çıkmakta, medyaya mülakat vermektedirler. Ancak, sıradan terör örgütü mensupları hakkında Devletin elinde sağlam delil ve kayıtların bulunduğunu düşünmüyorum. Devletin güvenlik kuvvetlerinin, adli makamlarının yurt dışındaki PKK militanları hakkında soruşturma yapması, delil toplaması, fiilen mümkün değildir.
- PKK militanlarının 400-500 kişilik gruplar halinde Irak ve İran sınırlarını geçerek sınır karakollarımıza saldırmalarından sonra saldırıları yapanların kimlikleri, hangi kamptan geldikleri, saldırıdan sonra hangi kampa döndükleri vb. konularında yapılmış soruşturmalar olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda soruşturma açılsa dahi yurt dışına kaçmış PKK militanlarını takip etmek, yakalamak büyük çoğunlukla mümkün olmamıştır. Bu sebeplerle, İran, Irak sınırını geçerek karakollarımıza saldırıp İran ve Irak’a kaçan teröristlerin kimlikleri, hangi kamptan geldikleri, saldırıdan sonra hangi kampa döndükleri vb. konularında devletin elinde sağlam delil ve kayıtları olduğunu düşünmüyorum.
- Geçmişte yurt içindeki mağara, sığınaklarda yaşayan ve terör eylemleri yapan PKK militanlarının kimlikleri ve hangi eylemlere katıldıkları konularında devletin elinde kısmen de olsa birtakım deliller olması muhtemeldir. Ancak, yurt içindeki mağara ve sığınaklarda yaşayan militanların hepsi yakalanabilmiş değildir. Bu nedenle, bu teröristlerin tamamı hakkında devletin elinde sağlam delil ve kayıtlar bulunması söz konusu değildir.
Yukarıda yaptığımız açıklamaları özetleyecek olursak; hangi PKK militanlarının askerimize, polisimize, öğretmenlerimize, sivil vatandaşlarımıza karşı terör eylemlerine katıldıkları, terör eylemlerine katılmayan PKK militanları olup olmadığı, varsa dahi bunların kimliklerine dair devletin elinde sağlam delil ve kayıtlar yoktur. Bu sebeplerle, SUÇA KARIŞAN, KARIŞMAYAN TERÖRİST AYRIMI YAPILMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Yukarıda açıkladığımız üzere asker, polis, öğretmen, sivil vatandaş katili binlerce, belki de onbinlerce terörist hakkında devletin elinde sağlam delil ve kayıt yoktur. Hal böyle iken salt adli sicil kayıtlarına dayanılarak böyle bir ayrım yapılmaya kalkışılırsa, bu çok vahim bir yanlış olur. Umarım böyle vahim bir yanlış yapılmaz. Şayet, yapılırsa, eli kanlı azılı teröristlerin serbestçe aramızda dolaşacak olması telafisi imkânsız çok ağır zararlar meydana getirebilir.