1908 YILININ BİR 27 AĞUSTOS GÜNÜYDÜ…
Şam ile Medine’yi birleştiren demiryolunun açılışı yapılacaktı.
Her ne kadar Almanlar aldıkları imtiyazla dümdüz gidebilecek demiryolunu sağa sola kıvırmışlarsa da sonunda kutsal topraklara eriştiren demiryolu hizmete sokuluyordu işte.
Hacıların kolay hacı olabilmesi için iyi bir altyapıydı bu elbette.
O zamanlar şimdiki gibi uçakla gitmiyordu hacılar kutsal topraklara…
Kervanlarla gidebiliyorlardı ancak.
Kâh yayan, kâh develer ve atlarla…
Otomobille giden nadirattandı…
Tren en iyi ulaşım aracıydı.
Artık hacılar Hacca trenle gideceklerdi.
Açılan demiryolu elbette stratejik gayeler de taşıyordu.
İngiliz Yahudi medeniyetinin kurduğu tuzakları bertaraf edecekti.
Ordunun sevk ve idaresi için elzemdi.
Hicaz Demiryolu adı verilen bu hattın uzunluğu 1360 kilometredir.
II. Abdülhamit tarafından 1900-1908 yıllarında Şam ile Medine arasında inşa ettirilmiştir.
İstanbul’dan başlayan demiryollarının bir eski hilafet merkezi Şam ile en eski hilafet merkezi Medine’yi İstanbul’a birleştirme düşüncesinin adıdır Hicaz demiryolu…
Alman mühendis Meissner başkanlık etti mühendislik işlerine…
İnşaatında 2666 kâgir köprü ve menfez, yedi demir köprü, dokuz tünel, 96 istasyon, yedi gölet, 37 su deposu, iki hastane ve üç atölye yapıldı.
Sadece İstanbul ile Medine’yi buluşturmuyordu Hicaz Demiryolu Projesi…
Berlin ile Mısır’ı, Arabistan Yarımadasını, stratejik Yemen’i…
Almanlar Berlin’den Mısır’ı işgal eden İngilizlere ancak böyle bir projeyle böyle bir hat ile müdahale edebilirlerdi.
O dönemde Mısır İngilizlerin işgali ve Süveyş kanalı kontrolleri altındadır.
Almanlar yine Osmanlı toprakları içinde olan bu bölgede İngilizlere karşı bir cephe açmak istiyorlardı.
Bu cephe için en kısa yoldu bu…
Alman mühendisler yoktu sadece demiryolunun yapımında… Türk mühendisler de vardı. Çalışan işçilerin de hemen hepsi Türk ve bölgede yaşayan ahaliydi.
Türk mühendisler bu yapımda hayli tecrübe kazandılar en azından.
***
Berlin ile Medine’yi buluşturan yolun dışında yine bir başka hat da Bağdat ile Berlin’i buluşturuyordu.
***
Ne yazık ki Mekke’ye ulaşamadı bu yol.
Yol da beklenen işlevini göremedi bizim açımızdan. Traversleri söktüler hattın geçtiği yerde yaşayanlar ve ihtiyaçları için kullandılar. Sıklıkla da bedeviler, eşkıyalar eski kervan basıcılar bu sefer trenleri durdurup soygun yaptılar.
Ulaşım çok önemli…
Ulaştırma Bakanımızı tanırım, başarılı olmasını diliyorum.
Çanakkale Boğazı’nın iki yakasını birleştiren yeni köprünün müjdesini verdi geçtiğimiz günlerde…
Bizim ihtiyacımızın çoğu teknik meselelerde yatar.
Bunların başında da ulaşım gelir…
Şam ile Medine’yi birleştiren demiryolu hattının açılış gününde düşünmemiz lazımdır ki, bu ülkenin yeni ulaşım ve erişim imkânları nelerdir ve hangi potansiyelleri devreye sokarsak yeni dünyalara açılabiliriz. Yeni dünyalara ve yeni ülkülere…
Mesela Büyük Doğu Demiryolu Hattı ne âlemde?
Çin ile bizi birleştirecek hat…
Çin mi sadece?
Bütün Türkistan’ı bize eriştirecek bir hat bu…
İran ile ve bütün ardındakilerle münasebetlerimizi geliştirmek için evvelemirde böylesi bir ulaşım potansiyelinin devreye sokulması şart.
İran, Turan, Çin, Maçin…
Eski dünya bu dört ülkeden ibaretti.
Hakiki bir dünya…
Şimdi unuttuklarımızı hatırlamak ve yeniden Büyük Doğu demek için ne güzel fırsatlar var…
EZANIN HATIRLATTIĞI BÜYÜK DOĞU
Ezan geldi evime
Rüzgârına selam
Şükür duyan kulağım var
Ya Zülcelâl
Ezan geldi evime
Diyor ki muhabbetle
Uykudan yeğdir namaz
Haydi o zaman
Ezan geldi evime
Pervazlarda melekler
Uyanmış olmak güzel
Abdest bekler
Ezan gelmiş evime
Gelsin hoş gelişler ola
Suya sürerim yüzümü
Pusatlanırım
Ezan gelmiş evime
Ne çabuk oldu sabah
Gece hazır gitmeye
Belasız sessiz
Ezan gelmiş evime
Melekler şarkı söyler
Müjdeler var müjdeler
Beklerim gelsin
Ezan gelmiş evime
Kıyama duracağım
Söz verdim ya Allah’ım
Kılıcın olacağım
Ne Attila yalandı
Ne Oğuz, ne de Yavuz
Üçler yediler kırklar
Sizi de alacağım
Bir seher vaktinde
Bir otağ kuracağım
Sabah namazından sonra
Milyonla akacağım
O büyük doğudan
Başka doğacak güneş
Batının batmış nesi var
Süpüreceğim
Hayyalelfelah
Yektir Allah
Ya Muhammed
‘Ol’acağım
Olacağım olacağım
Hakka layık olacağım
Düşen şanlı ismimi
Tutup kaldıracağım