Mehmet Edip Ören
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kripto, kriptoluğunu nasıl yapar?

Kripto, kriptoluğunu nasıl yapar?

0
Paylaş

Bu makale, Mehmet Edip Ören tarafından yazılmış, Türkiye’deki siyasi  olaylar ve toplumsal davranışlar üzerine eleştirel bir köşe yazısıdır. Yazar, yazısına Türklerin yemek yeme alışkanlıklarından ve “Son gülen iyi güler” gibi sözlerinden bahsederek, ülkenin geleceğine dair umutlu bir giriş yapmaktadır. Metnin ana odağını, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışındaki siyasi tavırlar oluşturur; burada yazar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) muhalefeti ittiği ve mevcut iktidara (RT) meşruiyet sağladığı iddiasını öne sürerek, bu durumu bir “kripto” eylemi olarak nitelendirir. Ayrıca, gaz meselesi, ABD ile ilişkiler ve Karadeniz’deki gaz rezervleri hakkındaki şeffaflık eksikliği de dahil olmak üzere hükümet politikalarını sertçe eleştiren yazar, yazısını Türkiye’nin Gürcistan’ı yendiği bir futbol maçı yorumuyla sonlandırmaktadır.

 

Türk’ü, birçok özelliğinden tanırsınız ama en önemlilerinden biri yemekteki davranışlarıdır. Tabağındaki en lezzetli kısmı sona bırakıyorsa, kesinlikle Türk’tür… Türk’ün önemli sözlerinden biri de “Son gülen iyi güler“dir. Sessiz sesiz durur, her davranışa cevap vermez ama son gülen hep o olur. Hücrelerim, katıla katıla güleceğim günlerin çok yakın olduğunu söylüyor… Hepinize merhabalar olsun. Türkiye, birden büyüktür…

Kripto, kriptoluğunu nasıl yapar? Kimse anlamadan yapar. İşte bunlardan biri de TBMM’nin açılışı münasebetiyle olanlarda gözlendi… CHP kaçarak, etrafında toplanmaya başlayan muhalefeti elinin tersiyle itti. Nereye mi itti? RT’nin altın varaklı koltuğunda otururken etrafındakilere bakmanız yeterli. Yapılacak iş çok basitti. Toplantıya gidip, orayı dar etmeleri gerekiyordu. Sen onlarca mitingi niye yapıyorsun? Sana adaletsiz davrananları uyarmak için. Bundan büyük fırsat olur muydu? Uçaktaki saksıların, pardon gazetecilerin yapamadığını bizzat yapabilirdin veya bir partiline yaptırabilirdin… Düşünebiliyor musunuz? Gerçek gazetecilerin de olduğu bir ortamda, hesap sormak, promtersiz konuşamayanı sıfıra indirirdi… Ama kaçtı gitti. Yani, kripto, kriptoluğunu gene yaptı… Dikkat çekenleri inceleyelim mi… RT’nin en yakınında, yan yana oturdukları kimlerdi? Ahmet Devitoğlu, Ali Bebecan… Bunların, altılı masaya sokulan Truva Atları olduğunu defalarca söylediğini sevgili okurlarım hatırlar… Ya DEM Partililerin davranışları dikkatinizi çekti mi? Neredeyse RT’nin içine düşeceklerdi.  Olan Demirtaş ve Yüksekdağ’a oldu. Herkesin keyfi keka… Malazgirtte Hüda-Par’ın elini kaldıran Ca-Ce burada da kıymetli dostunu yalnız bırakmadı. Kafa kafaya neler konuştular. Domuz bağı öğrenmiş olabilir mi? Netice mi? ABD tarafından dizayn edilen muhalefet, patronlarının isteği doğrultusunda RT’ye istediği meşruiyeti vermiştir. CHP burada, katalizörlük görevi üstlenmiştir. Düşüncem bu merkezde…

Bir Ekim sadece resim meselesinden ibaret değil. Kimsenin fazla dikkatini çekmeyen bir şey daha var… Demek ki  promtersiz böyle oluyor… Uçak aksesuarlarının soramadığı soruyu, F-35’ler konusunu gerçek gazeteci olan bir kızımız soruyor. Dünya basın tarihinde böyle bir cevap yok. RT “Sen çok meraklısın, ben hiç merak etmiyorum” diyor. Düşünebiliyor musunuz, yegâne merak etmesi gereken kişi, hiç merak etmediğini, beyan ediyor.

Mübarek ne toplantıymış. Fevkalâdenin fevkinde geçmiş ama, bu duruma bir örnek yok. Almak için gittiklerimizden bir tek şey bile alamadık. Hele hele gaz olayını bir türlü anlayamadım. Azerbaycan’dan 350 $’a aldığımız gaz, ABD’den alınca 650 dolara çıktı.  Bir haber pompasına göre de Türkmenistan’dan sonra en ucuz gaz ABD den.  Ülkede şeffaflık olmayınca, halkın hiçbir şeyden haberi olmayınca bin türlü laf daha çıkabilir… Sen git dışardan gaz al, kendi gazını da (!) dışarı sat… Her zaman dediğim gibi. Bu Hükümet’in halka zararı, sadece yönettikleri (!) zamana ait değil. Bunlar gitse bile yirmi yıl 2045’e kadar durum aynı. Buda Karadeniz’de gaz yokun başka bir itirafı…

Bir “Sumud” olayı,  kamuoyunu 15-20 gün daha oyalayarak bitti gitti. Buna en çok RT’nin sevindiğini düşünüyorum. Gündem değiştirme ustası olmuşken, dış güçler de imdada yetişti. Her zaman dediğim gibi, ilgi alanım değil. AKP’liler yalandan, solcularda sırf ABD karşıtlığından destek verebilirler. Kanıma dokunduğu, bütün hücrelerim isyan ettiği, tertemiz Anadolu çocuklarının feryatları kulağımdan silinmediği için ben en ufak bir destek veremiyorum. İlerde verebilir miyim? Belki… Filistin’in yanına değil, önüne Doğu Türkistan’ı da katarsanız, olabilir... Doğu Türkistan’dan bahsetmişken, bizim meşhur bunağı da unutmayalım. Ne diyor? TRÇ… Yani Türkiye, Rusya, Çin, ittifak yapabilirmiş. Bana göre tırışkanın da ötesinde bir laf. Anadolu Türklerinden sonra, en kalabalık Türk nüfusunun yaşadığı yeri işgal edip, soydaşlarımıza akıllara gelmeyecek işkencelerle, soykırım yapan, Çin ile nasıl müttefik olacağız? Bu, sapkın Apo sevici yoksa yanlışlıkla Doğu Perinçek’in havlusuyla mı kurulandı ne…

Final: Türkiye Gürcistan’ı 4-1 yenerek Dünya Kupa’sına katılma şansını arttırdı. Maçı, Gürcistan Devlet Başkan’ı ve Gürcü olduğunu söyleyen biri birlikte izlediler… Acaba kim hangi takımı tuttu?

Hepiniz Yaradan’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!