b-kem-l-gursoy
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Bir Prof.’un “Evet” gerekçelerine Cevap

Bir Prof.’un “Evet” gerekçelerine Cevap

0
Paylaş

 

 

Sayın Bay,

Sana Canım Kardeşim diye hitap etmeyi çok arzu ederdim. Ancak bunun yolunu birkaç sene önce sen kestin maalesef.

Gelelim asıl konuya:

Gültekin Ağabey’in yazısını okuduktan sonra “evet” deme kararı aldığını söylemişsin ve sebeplerini saymışsın.

-“Çünkü, hayır oyu çıkması MHP’ye değil CHP’ye yarayacaktır.”

Hayır oyunun MHP’ye değil de CHP’ye ne bakımdan yarayacağını lütfeder Prof. Gözüyle açıklar mısın? “Hayır” çıkması halinde AKP’nin politikalarındaki zafiyet ortaya çıkacak ve AKP’ye meyletmiş olan Anadolu halkı ondan kopacaktır. AKP’den kopan Anadolu insanı ise halen “sol” söylemi olan bir partiye gitmeyecektir. Dolayısıyla “hayır” oyunun çokluğu senin söylediğinin tam aksine MHP’ye yarayacaktır ki, bu hiç önemli değil. “Evet” oyunun çokluğu halinde PKK’nın taleplerine “evet” demenin yolu açılmış olacaktır.

-Çünkü, bu değişiklik paketinin ana unsuru HSYK ve Anayasa Mahkamesinin
yapısının değişmesidir. Mevcut durumda bu kurumlar CHP’nin yan organı gibi
çalışıyorlar. Gültekin Bey’in dediği istikametteki değişme millet çoğunluğunun
işine gelir. Sadece CHP’nin işine gelmez. Mevcut durum MHP ve ülkücülerin
lehine değildir.

HSYK ve AYM’nin yapısının değiştirilmesi gerekli olabilir ama bu şekilde, mevcut parlamentonun seçimi ile tamamen AKP’nin dümen suyuna girecektir ki, yarın AKP iktidardan uzaklaştığı taktirde Türk Milleti’nin milli ve manevi değerlerini yok etme uğraşının hesabını “Yüce Divan”da vermekten kurtulacaktır. Ve bu konu anayasa değişikliği talebinin ana unsuru değildir. Ana unsur PKK’nın isteklerine “evet” demek için yol açacak diğer maddelerdir.

Bunu ben söylemiyorum. Başbakan, anayasa değişiklik talebinin açılımın en önemli ayağı olduğunu bizzat söylemiştir. Açılım ise ABD ile birlikte, ABD’nin Irak’tan çekilmesi halinde Kuzey Irak’ta kurulmuş olan Kürt Devleti’nin korunması amacına yöneliktir. Kürt Devleti’nin başındakiler ise Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den alacakları topraklarla “Bağımsız Birleşik Kürdistan” hayalleri kurmaktadır. PKK’yı bağrında barındırmaları boşuna değil. PKK’nın Türkiye’den toprak ve ayrılma, en azından Federatif bir devlet talebi vardır. PKK bütün eylemlerini buna matuf yapmaktadır.

-Çünkü, Referandumdan hayır çıkarsa Ergenekon çetesi dolayısıyla 12 Eylül rejimi kazanacaktır.

Bu Ergenekon Çetesi’ni de lütfen Prof. Gözüyle bir anlatın, aydınlanalım. Senaryosu 2000 yılında ABD’de yazılmış olan, Türk Ordusu’nu yok etmek, en azından moral motivasyonunu zayıflatmak için ortaya atılmış olan asılsız ve temelsiz iddialara bir Tarih profesörünün inanmış olması ve  “hayır çıkarsa Ergenekon çetesi…kazanır” diyebilmesi, sadece bir komedinin küçük bir cümlesi olabilir. Nitekim, AKP’yi kayıtsız şartsız destekleyen aydınların Abant toplantısında “Ordunun dağıtılması ve yeniden yapılandırılması” taleplerine bütün Türk Milleti dünya ile birlikte şahit oldu.

-Çünkü ben milliyetçiyim. 12 Eylül’de ülküdaşlarıma zulm eden rejimin
anayasasının devamını isteyemem.

Bizler Türk Milliyetçileriyiz. Milliyetçi değiliz ve 20. Yy. da Türk Milleti’nin en önemli sembollerinden ya da en önemli sembolü olan Atatürk’e hakaretten yargılanan birini Türk Milliyetçisi görmeyiz. Sözlerine de itibar etmeyiz.

12 Eylül Anayasası”daha önce bir çok maddesi defalarca değiştirilmiş, içinde geçici 15. madde dışında 12 Eylül anayasasına ait sadece Türk Milliyetçiliği, Türklük ve Türk Devleti tanımları kalmıştır ki, bugün yok edilmek istenen kavramlar bunlardır. Bu anayasaya “evet” demek 12 Eylül’ü onaylamak anlamına gelmeyecektir. Artık AKP sözcüleri “Anayasadan Türk kavramını çıkaracaklarını açıkça dile getirmektedirler.

Ve AKP İtiraf Etti : “Türklüğü Bitireceğiz”

 

Ayrıca AKP sekiz yıllık iktidarı boyunca geçici 15. madde için neden tam 12 Eylül 2010’u seçmiştir? O gün 30 yıl tamamlanıyor ve 12 Eylül her şeyiyle kanun denetiminin dışında kalıyor.


-Çünkü, MHP’nin hayır kampanyası düzenlemesinin AKP karşıtlığından öte hiçbir
tutarlı mantığı yoktur. Bu kampanya MHP’yi CHP çizgisine taşıyacaktır. Bu millet
CHP politikalarına itibar etmez.

Tamamen muğlâk bir iddia. MHP “Hayır” deyişiyle ilgili gerekçeleri Temmuz başından bu yana tedricen açıklamaktadır. MHP’yi yakından takip edenler; neden “Hayır” dediğini, bu anayasa değişiklik talebinin Türkiye’nin başına ne işler getireceğini görecek ve anlayacaklardır. Sadece AKP’yi savunmak için “AKP karşıtlığından öte hiçbir tutarlı mantığı yoktur” ifadesi tavzihe muhtaçtır. MHP “Kürt Açılımı” için başından beri “Yıkım Projesi” demekte, böyle olduğunu açıklamakta, anayasa değişiklik talebinin ise bu yıkım projesini gerçekleştirmenin bir adımı olduğunu her fırsatta dile getirmektedir.

-Çünkü, referandumde EVET çıkarsa 12 Eylül anayasasında önemli bir gedik
açılacaktır. Değişiklikler yeterli olmasa bile yeni bir anayasa yapılmasının
yolunu açacaktır.

Bu konu AKP propagandasından öteye geçemez. Çünkü 1982 Anayasası’nın pek çok maddesi değişmiş, içinde geçici 15. madde dışında 12 Eylül anayasasına ait sadece Türk Milliyetçiliği, Türklük ve Türk Devleti tanımları kalmıştır.


-Çünkü, mevcut değişiklik paketinde ülkücülerin aleyhine olan tek bir madde
yoktur. Ama CHP’nin aleyhine olan çok önemli hususlar var. CHP’de bu pozisyonu
için mücadele ediyor. Kendisi açısından haklıdır. Ama ülkücünün CHP’nin peşine
takılması için hiçbir sebebi yoktur.

Evet. Bu anayasa değişikliği talebinde Ülkücüler aleyhine tek bir madde yoktur. Yoktur ama Türk Milleti aleyhine olan her şeyi Ülkücüler kendi aleyhlerine olarak kabul ederler. Bu değişiklik talebinin mahiyetini yukarıda kısaca anlatmaya çalışmıştık. Dolayısıyla bu anayasa değişikliği talebi, tamamen Ülkücülerin aleyhinedir.

Avrupa Konseyi Parlamentolar Birliği, AB yetkilileri ve ABD’nin aslında CIA ajanından başka olmayan elçilerinin “evet” demesi, bizim “hayır” dememiz için yeterli sebeptir.

-Çünkü bana göre AKP ve MHP tabanı aynı sağ tabandan besleniyor. AKP
politikalarını beğenmek zorunda değilim. Ama milletin tercihine saygı duymak
bir vatandaşlık görevidir.

AKP ve MHP tabanı hiçbir zaman aynı sağ kesim olmamıştır, olması da eşyanın tabiatına aykırıdır. Onlar “Türk Milleti” demezler, denmesinden hiç hazzetmezler. 12 Eylül öncesi birlikte, aynı saflarda mücadele etiğimizde benimle birlikte sana da selamı esirgeyenler onlardı. RTE iktidarının 2. yılında “Bu devletin kimliği Türklük değildir, olamaz” demişti ki, bunu hiçbir Ülkücü tasvip edemez, etmez. Onlar yıllarca Ülkücüleri Türk Milleti dedi diye “ırkçı, kafatasçı, eli kanlı” olarak niteleyenlerdir. Bu iftiraları onlardan başka kimse Ülkücülere yakıştırmamıştır. Ama “iftira” sizin için yükselme, büyük görünme eşyası ve maksada ulaşmak için her vasıta meşru ise buna sözümüz yok.

Çünkü MHP’nin hayır demesi derin devletin stepnesi suçlamasını haklı
çıkaracaktır.

Bu suçlamayı kim, ne zaman, nerede, hangi vasıta ile yapmış bilmiyorum. Açıklarsanız aydınlanırız. Türk Tarihi ile iştigal eden bir profesör olarak “derin devlet” kavramını ve MHP’nin ilişkilerini bir makale olarak tavzih ederseniz çok büyük bir iş yapmış olursunuz. Bu tabiri hep duyarız ama A. Türkeş, A. Çatlı, G. Erdem, âcizane bendeniz bu suçlamanın en mağdurları olarak ne olduğunu bilmedik. Rahmetli Galip Ağabey, “Boş ver oğlum, desinler. Sen kendinden eminsen onlar dedikleri ile kalırlar ve ötede mutlaka yücelerin yücesine hesap vereceğiz” diyerek ne kadar önemsediğini anlatmıştı.

MHP hayır kampanyası yerine tarafsızlığını ilan etse daha isabetli olurdu.

MHP politikalarını, bırakalım MHP ve MHP’liler tayin etsin.

Sizi tanıyan ve geçmişteki samimiyetinizi bilen biri olarak, neden, nasıl, ne için kulvar değiştirmiş olduğunuzu merak ediyor ve anayasa değişikliği talebi konusundaki görüşlerinize saygı duymuyorum.

Vesselam.

“Türk’üm” Diyemeyen Başbakan’a “HAYIR!”

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.