“Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır.”
Hz. Mevlana
Bir yalancı baharın zamansız açan çiçeklerinden kan damlıyor. Sesin söze, sözün öze amade olacağı yerde, çığırtkanlığın sarhoşluğunda savrulurken, Yüzyılın çöküşündedir Türkiye!.. Her alanda, her anlamda kutuplaşan, değerlerini tüketmiş, çözülmüş, insanını hiçe sayan bir tahakkümün kıskacında hızla sürükleniyor, parçalanıyoruz.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği yemininde vücut bulan;
“Devletin varlığı ve bağımsızlığı, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliği, Anayasa, hukukun üstünlüğü, demokrasi, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlılık, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı, insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanılması ülküsü, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek” sıfırlanmış durumdadır!…
Tarafsızlık, yetim hakkı, hakkaniyet, liyakat, namus, şeref, artık hoş bir sedadır benliğimizde…
*
Ayrıştığımız, parçalandığımız, uçlara taşındığımız vahim durumda, öne çıkan kimi teşhis ve tedavilerin ötesinde, aynı duyguları paylaşabilen, aynı değerlerde öncelik bulan bir ülke olmak en temel, en hayati husustur.
Zengin, fakir, Alevi, Sünni, açık, kapalı, doğulu, batılı, dindar, muhafazakâr, modern, demokrat, kadın, erkek topyekûn; sevinçte, hüzünde, tasada, coşkuda, korkuda tek vücut olmak zamanıdır.
Etnik, mezhepsel tuzaklar, gelir dağılımı uçurumları, sosyal doku tahribatlarını bertaraf edecek irade kesinlikle ayağa kalkmalıdır.
Yeniden Türk Milleti, yeniden İslam, yeniden Türkiye Cumhuriyeti Devleti demeli, yeniden ahlak inşasına, adalet duygusuna, kardeşliğe sarılmak zorundayız.
*
Bu anlamda ilke ve ülküsü olan yegâne siyasi yapı ve kadro Milliyetçi Hareket tek adres olarak öne çıkmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi 11. olağan kurultayı, işte bu ahval ve şerait içinde, yüzyılın seçimi olacak karar ikliminde gerçekleşiyor.
Milliyetçi Hareket ve kadrolarının, varlığımızın en önemli dayanağı değerlerin, sahibi oluşu yanında, inşası ve ihyası üzerine yemini mutlak bilinen haldir.Türkiye bu mutlak gerçeğe her gelişmede tekraren şahit olmaktadır. Destekleyen desteklemeyen her kesim bu kudreti sonuna kadar hissetmektedir.
Sadece ve sadece itiraf edilememekte, üzeri örtülmektedir.
İstikbal için bu vazgeçilmezliğin elzemliğinden kaçılmaktadır.
Kaçış parçalanmaya, kaçış yok olmaya, kaçış kan gölünedir.
*
“Beraber yürüdük biz bu yollarda beraber ıslandık bu yağmurda” diyerek köprüler kurup, o köprülerden şahsi hırs ve doymazlıkları için zulüm kervanları yürütenlere karşı;
Lider Devlet BAHÇELİ “Bizimle Yürü Türkiye” demekte!
Davet açıktır, ve dahi kutludur…
Türk Milleti asaletine sahip çıkacaktır.