yildirim-gorgen
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Zamane Gülleri Oscar adayı

Zamane Gülleri Oscar adayı

0
Paylaş

Suyun içindeki balık âlemi yaşadığı sudan ibaret sanırmış. Galiba bu zaman da açan güller de âlemi kendi dost meclislerinden ibaret sanıyorlar. Bugün,  “Washington, Moskova ve Avrupa Birliği "Ankara’ya danışalım, Ankara’nın görüşünü alalım, Ankara’yı kızdırmayalım" derdine düştü” diye övdükleri dış politikanın dün, "Washington ne der? Moskova kızar mı? Avrupa’dan azar gelir mi?" diye yapılıyor şeklinde eleştirdikleri çizginin ilerisinde olduğuna ancak dost meclislerindekiler inanır. Maalesef Türkiye’yi Washington, Moskova ve Avrupa Birliğinin suflesinde konuşur ve onların sözünün üstüne söz söyleyemez hale getirdiler. ‘Türkiye gibi olmak’ diye takdim ettikleri ve İslam Âlemine pazarladıkları ürün aslında ‘AKP gibi aktör olmak’. Biliyoruz ki çürümede bir değişimdir ve gelişmekten çok hızlı gerçekleşen bir değişimdir. Türkiye’de yaşanan ve onların ‘hazım sorunu’ sandıkları, sağlıklı bünyenin bu çürümeyi kabullenmemesidir.
‘Yeni Türkiye’ inşa arzusu ve iddiası taşımak mevcut Türkiye’yi yıkmak arzu ve iddiasıdır. Bu arzu ve iddiayı taşıyan herkes bilmelidir ki; Türk coğrafyasında devlet yıkıp devlet kurmaya çalışmanın bir bedeli vardır. Biliyoruz ki; Devlete sahip çıkmanın da bir bedeli vardır ve biz bu bedeli ödemeye hazırız. Yedi düvelde ardınıza toplansa yeni bir Çanakkale, yeni bir Dumlupınar, yeni bir Sakarya yazar, Akdeniz’in ötesine hedef alırız.
Teröriste hoşgörü dalında Oscar adayı
Zamanın gülleri, teröriste hoşgörü dalında Oskar almayı kafaya koymuş bir kere… 
Birisi malum Kandil misafirlerini “Günlerdir, hacı yolu bekler gibi, sınırın karşı tarafında gelecekleri bekliyoruz” demişti. Hacı yolu bekler gibi beklenenlerin geldikleri yerde yaptıkları ibadet(!) malum. Kıblelerini şaşıranlar kim zaman Moskova’ya, kimi zaman Washington’a, kimi zaman Brüksel’e, kimi zaman da Kandil’e dönebilir, bunda beis yoktur. Ancak ‘istikamet’ini bozanın yaptığı ibadet yok hükmündedir, evvela istikamet
Bir başkası, “Sabahat hanım(!)’ın tokatı, içerideki şahinlerin elini güçlendirirken, güvercinlerin kolunu kanadını kırdı. Bravo yani!” diyor. Bu ülkeyi bölmeye çalışan güvercin olsa ne olur, şahin olsa ne olur… Yıllardır zamane basında beyaz güvercin gösterilen Ahmet TÜRK, bir süre önce demokratik özerklik talebini dile getirdi. BDP’nin eş başkanı bölge bayrakları olsa ne olur diyerek ayrı bir devletin ses bayrağını göndere çekti. Aman yapmayın şimdi sırası mı demekten başka ne yaptınız.
Hükümet olmanın gereğini yapın
Bu yaşanılanlar karşısında Ankara’da Türk devletini yönetmek üzere vekâlet alanlar yutkunuyorlar. Millet, hükümet olmanın gereğini yapın diye size vekâlet verdi. Hükmetmenin gereğini aynada göremeyenlerin tarihin sayfalarına bakmaları gerek…
    O baktıkları sayfada ise İzmir’de işgal komutanı Zafiriu’nun Türk subay ailelerini İzmir’den çıkarmasına tepkisiz kalan 17. Kolordu komutanı Ali Nadir Paşa’nın yerine atanan Albay Bekir Sami “Günsav” Beyi görmelidirler. Kolordu merkezi Bursa’ya alınır ve Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşanın “orada ne yapmayı düşünüyorsun?” sorusuna; “Ülkenin çıkarları neyi emrediyorsa!” cevabı veren Albay Bekir Sami Bey İstanbul’dan Bursa’ya dönmektedir. Bu sırada yerli Rumlar Marmara bucağını işgal etmiş her yana Yunan bayrağı çekmişti. Bekir Sami, Marmara’ya gider, vilayet binasına Türk ve Rum eşrafı toplar. Onlara; “Burası Türkiye’dir. Burada ne başka bayrak vardır, ne de başka devlet. Rum kardeşlerimizi aldatmışlar, onlar da yanlış hareket etmişler. Bu seferlik affediyorum. Bir daha Devlete karşı en ufak hareket sezersem Marmara’yı ahalisi ile birlikte toprağa gömer, tarihe devrederim.” der. Ve Kurtuluş savaşı boyunca Marmara’da bir daha hiçbir ayaklanma olmaz.
  Yıllardır açıla saçıla terörist bir güruhu siyasi bir güç haline dönüştürenler, dün işgal kuvvetleri ile işbirliği yapanlardan ya da manda isteyenlerden daha fazla şerefli değildirler. Bölünme, bölme faaliyetlerinin tamamını yapıp daha sonra biz tek devlet, tek bayraktan yanayız, demokrasinin gelişmesine katkı sağlıyoruz yalanı ile toplumu ahmak yerine koyduklarını hissettirerek, Türk Milletinin asabını bozmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin yarısında ayrı bir devlet kurulmasının alt yapısını yapan çalışmaları şiddet içermiyor diye hoş görmek, Türkiye coğrafyasını kan gölü haline çevirecek gelecekteki bir büyük şiddeti davettir. Türkiye coğrafyasında şiddeti davet ateş oyunudur. Buradan çıkaracak kıvılcım dünyanın dört bir yanını yangın yerine çevirir. Bu yangından da en başta kıvılcımı çıkaranlar olmak üzere tüm insanlığa zarardan başka sonuç gelmez.
  Devleti yönetmek için milletten vekâlet alanlar Ankara’dan sert sözler söylemekten öteye geçip Türk Devletine yapılan saldırıları durduramazlar. Türk Ülkücüleri, demokrasi, barış ve kardeşlik adına bu soruna önümüzdeki seçimlerde el koyup MHP’yi iktidara taşımak için tüm gücü ile çalışmalıdır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.