Arslan Küçükyıldız
Arslan Küçükyıldız

TRT Çocuklarımızdan Pis Elini Çeksin!

Geçtiğimiz Cumartesi günü ‘saat iki buçuk suları evde idim. Şöyle televizyonun karşısına geçip güzel bir film, dizi, belgesel; ne bileyim akıllı uslu bir program seyredeyim diye düşünerek elime kumandayı aldım. TRT 1’den başlayarak sıraladığım kanalları dolaşmaya başladım. Başlamaz olsaydım. Karşıma ilk çıkan kanalda, TRT 1’de yayınlanmakta olan İnternet Dünyası adlı programa takılıp kaldım. Yo öyle sandığınız gibi bu programı çok beğendiğim için filan değil, seyretmeye başladığım anda gördüğüm rezilliğin daha ne kadar süreceğini, bu herzeleri bize kimin yedirmeye çalıştığını ve kepazeliğin hangi boyutlarda olduğunu merak ettiğim için, oturdum, bir saate yakın programı sonuna kadar seyrettim. Anayasayı, RTÜK kanununu, TRT genel yayın ilkelerini, yapım uygulama talimatını düşündüm. Sonra da bu programı yapana da, bunu program diye yaptırana da bir güzel övgüler düzdüm!

Program, içinde devleri, ejderhaları, şeytanları, şiddeti, pornoyu barındıran en yeni bilgisayar oyunlarının reklamını, tanıtımını yapıyor. Bunun yanında da e-kitap tableti gibi birtakım yenilikleri de kerhen yansıtan bir program. Gelişmekte olan milletleri yeni afyonlarla uyutmaya çalışan ve bunları dünyada yaygınlaştırmayı hedefleyen bir zihniyetin piyasaya sürdüğü ve içinde her türlü pisliğin bulunduğu bilgisayar oyunlarının maalesef devlet televizyonunda reklamları yapılıyordu. Program haftalık bir program olduğu için bundan sonra da yapılacağı anlaşılıyor.
 
TRT’nin web sitesindeki tanıtıma bakarsanız İnternet Dünyası programı; “İnternet ve oyun âlemindeki en popüler örneklerin, gizli kalmış hazinelerin, unutulmayan efsanelerin, kutu oyunlarının ve çeşitli hobilerin ele alındığı bir gençlik programı. Oyunların püf noktaları ve arkalarındaki bilinmeyen öyküler, son teknoloji eseri dev yapımların içinden sıyrılabilecek kalitede flash oyunları, internetin yarattığı yeni dünyanın kolaylıkları ve zorlukları…” Programın tanıtımı şöyle sona eriyor; “Bu programda mutlaka ilginizi çeken bir şeyler bulacaksınız.”[1] Yönetmen Mustafa Köksalan ve Yapımcı Merve Yurtsever imiş. Tanıtımda kalabalık bir ekip görülüyor. Öyle ki aynı zamanda metin yazarı da olan “İçerik Editörü” bile var! Hay sizin içeriğinizin… Bilgisayar oyun şirketlerinin reklam amacıyla bedava verdiği içerik yüce Türk milletine program diye yutturuluyordu.
 
Yıllarca TRT 3 radyosunda dinleyiciye sunulan Batı müziği eserlerinin plakçısının çocuklarının bile tanıtıldığı konuşmalar dinlemiş, bunarın neden hala sürdürüldüğünü düşündüğüm, gençlik müziği diye hafif müziği dayatmaya devam edildiği için TRT yöneticilerini uyarmaya hazırlandığım sırada karşılaştığım şu tabloya bakın. Saçımı başımı yoldurdular bana.
 
Birkaç dangalak, işten anlamayan TRT yöneticilerini artık neyle kandırdıysa kandırmış ve ipe sapa gelmez konuları program diye TRT’ye kakalamış. TRT yöneticilerinin maddi ilişkileri öteden beri konuşulan bir konudur ama böyle bir programı yetkili kurullarına kabul ettirmeleri için yöneticilerin çok iyi beslenmiş olmaları gerekir diye düşünüyorum. Yoksa aklı başında hiçbir TRT mensubu, en sıradan bir yapım yardımcısının neredeyse hiç para harcamadan hazırlayabileceği böyle bir programı dışarıya oldukça yüklü bir para vererek yaptırmazdı. Ayrıca ciddi hiçbir TRT mensubunun, Türk çocuklarını, muhtevasını takip edemediğimiz bilgisayar oyunları oynamaya teşvik eden böyle bir programın yayınını faydalı göreceğini tahmin edemezdim. Tam aksine kurum dışından böyle bir program teklifi geldiğinde derhal reddedeceklerini ve “Demek bilgisayar oyunları çocuklarımız arasında bu kadar yaygınlaşmış, bunun önüne geçip, çocuklarımızı bu pislikten kurtarmak için ne yapmalı, nasıl bir program yaptırmalıyız” diye düşünmeleri gerekirdi. Maalesef TRT yönetimi kirli ilişkiler pisliğine bulaşmış elini çocuklarımıza da uzatmıştır.

Gerçekten de özellikle internetin çok yaygın gözüktüğü ülkemizde bunun sadece bir yanılsama olduğu, internetin çocuklarımızı elimizden koparmaktan başka bir rolü olmadığını herkes bilmektedir. İnternet kahvelerindeki çocukların yüzde doksan dokuzunun bilgisayar oyunu oynadığını, bu oyunları günler, geceler boyu oynamaktan gözlerinin kan çanağına döndüğünü, şiddet eğilimlerinin arttığını, aile ve okul düzenlerinin altüst olduğunu, sosyolog olmaya gerek yok, herkes görmektedir. Daha vahimi, çocuklarımız evde dursun, ders çalışsın, bilgisayar oyunu oynayacaksa evde oynasın diye evlerimize bilgisayar alıp internete bağlattık. Kendi odasında ders çalıştığını zannettiğimiz çocuklarımız, zamanlarının çok büyük bir kısmını, hatta gece ailelerini uyuttuktan sonra internet başında, bilgisayar oyunları oynayarak, facebookta dolaşarak geçirmektedir. Ailelerin çocuklarını bu pislikten kurtarmak için neler çektiklerini, ne aile faciaları yaşandığını ise kimse bilmiyor. Mesele aslında tahmin edilenden daha büyüktür ve bilgisayar oyunlarının yol açtığı “İnternet bağımlılığı” adıyla yeni bir hastalık sözlüklere girmiştir ve sırf bu yüzden boşanan eşler, parçalanan aileler vardır.[2]

Bilgisayar oyunları üzerine yapılan bir araştırma bu oyunların korkunç muhtevasını ve zararlarını ortaya koymuştur. Oyunlardan bazılarının kızlara yönelik oyunlar olduğu, bu oyunların bazılarında oynayan kızımızın Barbie kıyafeti, makyaj malzemesi, ayakkabısı alabilmek ve davetlere katılabilmek için para kazanması gerektiği, bunun için bir bara girip, bardaki bütün erkekleri öpmeye yönlendirildiği bu araştırmada açıklanmıştır. Yine bir başka oyunda nükleer savaş sonrasında dünyada hayatın yok olması üzerine yer altında bir koloni oluştuğu, bu kolonide yaşayanların, dolayısıyla oynayan çocukların hayatta kalmak için birbirini öldürmek dâhil birtakım vahşet dolu hareketleri yapmaları gerektiği bir oyundan da bahsedilmektedir. Ki bu oyunun TRT 1’de yayınlanan İnternet Dünyası programında reklamı yapılmıştır. Yani evimizde, yanı başımızdaki çalışma odasında kızımız bir fahişe, oğlumuz bir cani olarak yetiştirilmektedir. İkisi de aynı kapıya çıkmakta, emperyalizmin maşaları, köleleri haline getirilmektedir. Bir bilgisayar oyununda ABD uçak gemisinden kalkan savaş uçağını idare eden oyuncuya Kazakistan ve Kırım’ı bombalaması söylendiğini okumuştum. Kendi milletine ihanet etmeye müsait tipler bu oyunlarla yetiştirilip piyasaya sürülmektedir. Yapılan bir başka araştırmanın sonuçlarına göre de uzun süreli uykusuzluk ve bilgisayar oyunlarının, oynayan çocuklarda ve yetişkinlerde epilepsi hastalığını tetiklediği ispatlanmıştır.[3] Çünkü oyun oynama süresi başlangıçta masum süreler iken sonraları katlanarak artmakta, günlerce oyun oynayan, oyun bağımlısı çocuklar ortaya çıkmaktadır. Hem de bu bağımlılık öbür bütün bağımlılıklardan daha tehlikeli bir bağımlılıktır.[4] TRT’nin bunlardan habersiz olması düşünülebilir mi? Hem bültenlerinizde bu gibi haberleri, aileler çocukları için tedbir alsın diye yayınlayacaksınız, hem de yayınladığınız programlarla bilgisayar oyunlarının reklamını yapacaksınız; böyle ahmakça bir şey olabilir mi?

TRT’de yayınlanan bu programda, yeraltında, nükleer savaş sonrası hayatta kalabilmek için insanların vahşice birbirlerini öldürdüğü bir bilgisayar oyununun reklamı yapılıyor. Tuz kokmuş, tuz… Şimdi bu programı hazırlayanların, “Biz çocuklara uygun olan oyunları seçiyoruz, onları tanıtıyoruz.” deyip, bıyık altından bana gülümsediklerini duyar gibiyim. Tanıtımı yapılan bütün oyunlarda az veya çok mutlaka alt edilmesi, öldürülmesi gereken yaratıklar, canavarlar, insanlar bulunmaktadır. Bunun ayrımını kimse yapamaz. Böyle bir gerekçenin arkasına kimse sığınamaz. Kimse çocuğunun masum bir oyunun arkasından daha pis bir oyunu oynamayacağını garanti edemez. Çünkü çocuklarının bilgisayar oyunu oynayıp oynamadıklarının ailelerce kontrolü fiilen mümkün değildir. Programı hazırlayanlar bizi ne zannediyor? Güya onlar akıllı, yenilikçi, çağdaş, biz geri kafalıyız öyle mi? Bunlar ya gafillerdir ya da gafil değillerse, hainlerdir.

TRT ve RTÜK yöneticilerine sesleniyorum. Bu programı hemen yayından kaldırınız. Şimdiye kadar sizi yayıncılıktan anlamayan, eş dost kayırmacısı, cemaat yağcısı bir avuç ne idüğü belirsiz adam olarak görüyordum; bu ikazıma aldırmazsanız, bundan sonra Türk Milleti’nin geleceğini, gençliğimizi dinamitleyen hainler olarak göreceğim. RTÜK, internetin zararlarını yok edecek programlar yayınlatmak yerine, böyle zararlarını katlamaya yönelik programlara hemen dur demeli ve TRT’yi cezalandırmalıdır. Bunları yapmazlarsa kıyamet gününde elim yöneticileri yakasında olacaktır. Hem milli manevi değerleri savunacaksınız, hem de çocuklarımızın beynini allak bullak edecek şeytanlıkların reklamını yapacak, yaptırtacaksınız ha. Yağma yok! İnternet Dünyası adlı program yayından hemen kaldırılmazsa gelip TRT’nin önüne çadırımı kuracağım. Kış kıyamet demeden bu rezaletin bitmesini bekleyeceğim.
Sözüm size, bize, hepimize…


[1] http://www.trt.net.tr/televizyon/sayfa/detay.aspx?pid=25288

[2] http://www.kullartatlar.org/infusions/koseyazilari/yazi.php?id=44

[3] http://epilepsi.uzerine.com/index.jsp?objid=475
http://www.guvenliweb.org.tr/aileler/content/bilgisayar-oyunlar%C4%B1-%C3%A7ocuklar%C4%B1-tehdit-ediyor
http://www.epilepsiveben.com/forum?c=showthread&ThreadID=1336

[4] http://www.on5yirmi5.com/genc/haber.11625/bilgisayar-oyunlarinin-zararlari.html

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!