Mehmet Edip Ören
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. İktidara hazır intibaı veren bir ana muhalefet yok

İktidara hazır intibaı veren bir ana muhalefet yok

0
Paylaş

Bu köşe yazısı, Türkiye’deki siyasi ortama dair, sorunların artık iktidardan değil, aksine iktidara hazır bir imaj çizemeyen ana muhalefetten kaynaklandığını iddia eden sert bir eleştiri sunmaktadır. Yazar, yargıdan ekonomiye kadar birçok alanda olumsuzluklar olmasına rağmen halkın mevcut iktidara mecbur kaldığını belirtir ve muhalefetin bu durumu değiştirecek bir alternatif sunamadığını öne sürer. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) mevcut yönetimini şiddetle eleştirerek, partinin acilen mevcut liderini ihraç edip Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine geri dönmesi gerektiğini vurgular. Yazıda ayrıca, eski devlet fabrikalarının satılması ve fabrikaların Mısır gibi ülkelere taşınması gibi ekonomik meseleler de ele alınır ve bir bürokratın “çok yaşıyorlar” sözüne karşılık emekli maaşlarında yüzde yüz kesinti yapılmasını öneren ironik tavsiyeler yer alır. Metin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milletinin yegâne “Kurucu Önderi” olduğunu teyit ederek, Türkiye’nin yaptıklarından sorumlu olmayanların ülkesi haline geldiği tespitiyle sona erer.

 

Bugün Kasım’ım son günü. Aynı zamanda baharın da son günü. Yarın Aralık ayı başlıyor, derdin dirhemle değil, çuvalla geleceği günler kapımıza dayandı. Hepinize merhabalar olsun. Türkiye birden büyüktür

Artık, Türkiye’deki problemin, iktidardan değil muhalefetten kaynaklandığını herkes gördü. Bir iktidarın, gitmesi için bu durumdan daha fazla yapacağı bir şey olabilir mi… Yargıdan, Milli eğitime, enflasyondan, tarıma hayvancılığa kadar daha ne gibi olumsuzluklar yapmak lazım ki, değişim olsun… Lütfen, son zamanlardaki fabrika nakillerini inceleyiniz. Toplu iğne bile yapamayan (!!!) Cumhuriyet’in fabrikalarını sata sata bitiremedik. Diğer yandan da Mısır ve diğer ülkelere taşınmalarını seyrediyoruz… Bana göre daha kötü yapacak bir şey kalmadı. Ama iktidar gene ilk iki alternatif ten biri olarak karşımızda duruyor. Halkımız, ANAP’a, Ecevit’in DSP’sine yaptığını, şimdinin AKP’sine yapamıyor… Neden? Çünkü, iktidara hazır intibaı veren bir ana muhalefet yok. Olmaması bir kenara, iktidarın teminatı bir oluşum var. Kart ve küçük kriptoların arenası haline gelmiş sistem, sizce başarılı olabilir mi? Yapılacak şeyleri defalarca yazdık ama gene kısa bir özet yapalım…

Ne rahmetli Altan Öymen’in ne Hikmet Çetin’in ne de Murat Karayalçın’ın muhteşem büroları, arabaları, çeşitli temas ve çalışmaları var… Sadece Kart Kripto Kemal, eski ofisine sığamadı, dar geldi yenisine taşındı. Burada misafirlerini kabul ediyor. Belli ki bazı belli çevrelerce, hala umut kaynağı… Hep söylüyorum ama gene tekrar edeyim. Bu siyasi paçavranın derhal Parti’den ihracı gerekiyor. Aksi durum, genç kripto Özgür’ün de tescili olur. Parti’nin tez elden Mustafa Kemal’in bıraktığı noktaya dönmesi gerekiyor. Ancak, bu şekilde, iktidar alternatifi olunur. Bunun dışındaki durumlarda, halk maceraya girmeyerek, kerhen de olsa mevcudu destekler. Yahu sana ne CHP’den diyenlere, iktidarı değiştirecek en büyük siyasi kuruluş olmaları, diyeceğim…

Post modern bir yaklaşım ve uygulamayla, bile bile ölüme terk edilen emeklilerin durumunu SGK’nın başındaki adam (!!!) ifşa etti… “Çok yaşıyorlar” diyerek… İlk başta, Allah seni de çok yaşatıp böyle bir duruma düşürmesin, diyeceğim. Ey gafil… Allah’ın işine karıştın, onun hesabını, ahirette milyonlarca emeklinin karşısına getirilerek vereceksin, o bir tarafta dursun. Gelelim günümüze. Belli ki zordasın, sana birkaç tavsiye de bulunayım. İktidarının çok iyi bildiği şey, onlar bu tip uygulamaların piri… Emekliye kademeli maaş sistemi getirin. Mesela, yetmiş yaşına gelen emeklinin maaşından %25, yetmişbeşe gelenden %50, sekseni aşandan da %50 kesinti uygulayın… 90 yaşına gelenlerin ise emekli maaşları kesilerek, son on sene de aldıkları ise, yasal faiz ve gecikme zamları eklenerek geri alınsın… 65’e varmadan ölenden, mezar parası alınmasın… 65’i aşanlara, KDV ve ÖTV iki misli uygulansın… 65 taşında emekli olup, maaş bağlanma işlemleri tamamlanmadan ölenlerin, varislerine beş maaş ikramiye ödensin… Daha çok sayarım da eminim siz daha iyilerini bulursunuz… Böyle akıllı (!!!) bürokratlarımız varken sırtımız yerden kalkmaz, pardon sırtımız yere gelmez. Hatırlayın, EBK’nun başındaki et beyinli ne demişti… “Kuyruklar uzadı diye ete zam yaptık

Savaş veya barış yoluyla , bir topluluğu, bağımsızlığa taşıyan kişiye “Kurucu Önder” denir. Bu çerçevede Türk Milletinin kurucu önderi rahmetle andığımız, Gazi M. K. ATATÜRK’tür. Bu topraklarda başka bir kurucu önder yoktur. Apo İtine “Kurucu Önder” demek mevcut coğrafyanın bir bölümünde başka bir devletin kuruluşunu kabullenmek olur. Bunamış olmak, ne yaptığını bilmemek, aslına dönmek, ağzı ile başka bir tarafının çakışması gibi durumlar, mazeret olamaz… Üç beş kuruşluk menfaatler için yapılan şak şaklarda kakafoni hükmündedir ve de sahiplerinin alnından silinmeyecek kara lekelerdir

Finalden önce, bir gerçeği dile getirmek istiyorum… Ülkemiz maalesef “Yaptıklarından sorumlu olmayan sorumlular” ülkesi oldu… Muasır Avrupa Devlet’leri bir kenara, Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan gibi yerlerde bile, bizde olanların onda biri olduğunda, derhal istifalar gerçekleşiyor.

Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!