Mehmet Edip Ören
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Türkiye Eleştirisi: Ekonomi, Ahlak, Siyaset

Türkiye Eleştirisi: Ekonomi, Ahlak, Siyaset

0
Paylaş

Bu makale, Mehmet Edip Ören imzasıyla yayımlanmış ve ülkenin güncel sosyo-ekonomik ve politik sorunlarına odaklanan eleştirel bir köşe yazısından oluşmaktadır. Yazar, bir yandan yönetimdeki liyakat eksikliğini ve artan şehit sayısını eleştirirken, diğer yandan gelir adaletsizliğinin boyutlarını somut verilerle ortaya koymaktadır. Ayrıca, enflasyonun düşürülememesi ve küçük bir zengin kesimin aşırı tüketimi konularına dikkat çekerek ekonomik politikaların başarısızlığını sorgulamaktadır. Metin aynı zamanda, hakem skandalları gibi toplumsal meselelere ve özellikle üst düzey siyasi figürlerin (RT) tarihsel gerçekleri çarpıtmasına ve verilmeyen sözlerine (“-ecek, -acak” edebiyatı) yönelik sert sözlü eleştiriler içermektedir.

 

Bir hafta daha geçti. Ömür kısa, daha iyi değerlendirebilirdik, diyerek üzülmemiz gerekirken, çok şükür bir haftayı daha tükettik, aybaşına iki hafta kaldı diye seviniyoruz… Allah sebep olanları, bize Cennet’te Cehennem azabı yaşatanları bildiği gibi yapsın. Hepinize merhabalar olsun. Türkiye birden büyüktür…

Yirmi aslan parçasını kalbimize gömdük… Bu liyakatsiz yönetimden rica ediyorum. Yiğitlerimiz bu kadar kolay harcanmasın. Kalbimizde, artık yer kalmadı… Daha fazla yazacak olursam, kalem, gemi azıya alabilir…

Ülkemizdeki gelir adaletsizliğini, her fırsatta gündeme getireceğim. Bunu da yaparken asla iddia olarak değil, gerçek verilerle sonuca gideceğim… İşte onlardan biri… Nüfusun %5’ini temsil eden kesim gelirim %60’ına hükmediyor. Bu şu demek. Geri kalan %95 ise toplam gelirden ancak %40 oranında faydalanabiliyor… Alın size bir Adaletli Kalkınma daha. 4.5-5 milyonluk bir kitle, öyle bir har verip harman savuruyor ki, tüketimi azaltmak bir türlü gerçekleşmiyor. Bu da enflasyonun düşürülmesi için seçilen yolun iflası anlamına geliyor… Bu kitle için yumurtanın on lira veya yüz lira olmasının hiçbir önemi yok, yeter ki olsun. Yolları dolduran araçlar ve lebalep işletmelerin sakinleri, istifade edenleri de bunlar. Alayının bir görevi de egemen kesimlerin “Her yer araba dolu, her lüks lokanta tıklım tıklım”  diyerek  durumumuz çok iyi laflarına,  altyapı sağlamak…

Neremiz düzgün derken, ülkemizdeki hakem skandalı tokat gibi suratımıza çarptı. Meğer, bahis işlerinin manipülasyonu bu kimselerin tekelinde imiş. Değerli Rektörümüzün dediklerine gel de katılma… Cahilin ferasetinden bahsediyorum. Bu kimseler, hakemlere hangi sıfatı yakıştırır, bir stat dolusu insan hakemlere ne diye bağırır… İşte feraset burada. Bundan sonra kimse bu tür açıklamalara ve lakaplara kızmasın…

Acaba biz mi çok salak görünüyoruz yoksa, salak olduğumuza inandırılmaya mı çalışıyoruz? Durum durun hemen kontra sorulara geçmeyin, anlatacağım… RT’yi nasıl bilirsiniz? Dürüst, harama elini sürmemiş, rüşvet iltimas vs. kitabında yazmayan, on yıl önce ne dediyse şimdi de aynısını diyen, ağzından yalan çıkmayan, nas ehli, ABD Devlet Başkan’ının bile sandalyesini tuttuğu, asrın lideri olarak biliriz… Peki bu mübarek zata, yanlış bilgileri kim yazıp, okutur… “Bizden önce buzdolabı yoktu, AKP gelmeden toplu iğne bile üretemiyorduk, Sultan Abdülhamit döneminde, bir karış toprak kaybetmedik” diye yazıp, promptere yükleyen kim? Bulunup tez elden boynu vurula… Sen nasıl bir yaş baklasın ki, Dünya Liderini zor duruma düşürüyorsun? Ey cahil, yazı grubu… Bırak AKP dönemini, senin devamı olduğunu söylediğin, Özal, Menderes dönemlerinden önce biz uçak imal edip, satıyordukBuzdolabı ne zaman evlerimize girdi konusunda konuşmak bile zül… Kızıl lakaplı Abdülhamit döneminde, Türkiye’nin iki misli toprak kaybedildi… Bunların detayına vakıf olmak isteyenlere, İnterneti adres gösteriyorum…

Söyleyecek bir cevabı olmadığı için, papağan gibi aynı şeyleri paylaşan kimseler, gözüme ortalık maskarası gibi görünüyor. Bunlar kim mi? Hep birlikte bakalım. Şu bizim, Kürt asıllı İngiliz Mehmet’i hepiniz tanırsınız. Kendileri en birinci sınıf, papağanlar arasındadır… “Zoru geride kaldı” lafını sık sık duyarsınız. Bu yaklaşımla haklı olarak, zirveye oturdu. İkinci sıra ise açık ara Adalet Bakamayanına ait… “Türkiye, bir hukuk Devlet’idir” nakaratıyla hem papağanlığını tescil etti hem de herkesi katıla katıla güldürdü sadece insan mı, kargalar durumdan epey şikayetçi, ayakları havada gülmekten kırılırken gerçekten kırılıyorlarmış, kedilerin durumdan istifadesi, telefatı arttırmış… Sadece bunlar mı, tabii ki değil. Zaman zaman yenilerini listeye ekleyerek, sizlerle paylaşacağım…

Bu komik nakaratların kaynağı neresi diye arayacak olduk, iş nereye uzandı biliyor musunuz? RT’ye… Hazret, sık sık konut seferberliği yapıyor. Üç sene önce teslim edilmesi gerekenler, teslim edilmedi. Depremde bir yıl içinde yapıp hak sahiplerine dağıtacağız denilenlerin, şu ana kadar yarısı teslim edilmedi… Bu ve bunun gibiler ortada dururken, 500 bin konutluk bir proje herkese duyuruldu. Asla durmuyorlar. “-ecek, -acak” edebiyatından başka elle tutulur bir şey yok…

Hepiniz Yaradan’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!