Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Kurtuluş Savaşı Gezisi 2018 (34)

Kurtuluş Savaşı Gezisi 2018 (34)
Milli Mücadele’de Denizli
 
11 Eylül 2018 günü sabah Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili birimlerine gittim. Amacıma yönelik bilgi ve yayın istedim. Valilik ve özellikle belediye ilin geçmişi ile ilgili güzel yayın hizmetinde bulunmuş.
 
Valiliğin “Denizli Kültür 2001 Değerleri” yayını Denizli’nin Kurtuluş Savaşı’na olan katkısına az da olsa yer vermiş. Belediye’nin çok sayıda ciddi yayını var. “İstiklal Savaşı Müftü-Veli Aykar, Mazhar Müfit Kansu-Ahmet Sezgin, Atatürk ve Denizli-Prof. Dr. Tahir Kodal, Çanakkale Savaşı DENİZLİ-Yrd. Doç. Dr. Veysel Akın, Kayalık Camii-Şerafettin Eryetişti” adındaki kitapları okumaya değer.
 
Bugün not defterimden: ‘Denizli’nin valilik ve belediyesinde çalışan memurlar ilgisizler’ notumu okuyunca hatırladım; bu iki kurumun alt düzey çalışanları gelenlere karşı ilgisizler. Amirler memurlarını bu yönüyle yetiştirirlerse iyi olur. Benzeri bir tutumu Denizli İl Müftülüğünde de gördüm. Müftü Yardımcısı kasıntılı. Müftü’nün odasında gördüm, koltuğunun arkasındaki duvarın üstünü ortalamış, soluna Atatürk’ün, Sağına Recep Erdoğan’ın fotoğrafını asmış. Hiç yakışmamış. Erdoğan’ın resmini oraya değil uygun bir yere asarsınız, çift başlılık yaratmazsınız. Bu müftü koltuğuna oturduğu 1919’daki Müftü Ahmet Hulusi Hocayı örnek almalı.
 
Akşama doğru birkaç gün dinlenmek için Pamukkale-Karahayıt’a gittim. 14 Eylül 2018 Cuma günü tekrar Denizli’ye döndüm. Ahmet Hulusi Hocanın, içindeki sancağı alarak halkı Kutsal Savaş’a çağırdığı Kayalık Camii’ni buldum. Camideki ses cihazından konuşmasını dinlediğim vaiz (veya müftü) “Suriyeliler için ensar olmamızı” istedi, “dinlerarası diyalog aldatmaca” dedi, “bunlar Ayasofya’yı kapattılar” dedi. Salla sallayabildiğin kadar; nasıl olsa inanıyorlar. Suriyelileri yurtlarından eden politikaları uygulamaya koyanlar, diyalog mimarlığı yapanlar sanki bugünün iktidarı değil de bizleriz veya dünkü iktidar! Herkesin dürüst olması gerekir; ama din görevlilerinin daha dürüst olmaları gerekir. Hem suçlu, hem güçlüler.
 
 

Alevi Kültür Derneği:
 
Denizli’nin içinde gezerken Alevi Kültür Derneği ve Hacı Bektaşi Veli Vakfı’nın levhasını gördüm, ziyaret ve tanışma amacıyla vakfa çıktım. Önceleri yaşadığı birkaç konuşmadan dolayı Başkan bana sıcak davranmadı, sonra güzel sohbet ettik. Şu kanaatim burada da güçlendi: Biz “Alevi-Sünni” düşünce ve imajını bırakmalıyız. Sünniler Alevilere sırf sözleriyle değil özleriyle de yumuşamalı, başkasının mezhebine karışmamalı. Cumhuriyet-Millet-Yurttaş Kültürü diyeceğimiz ortak bir kültür oluşturmalıyız.
 
Alevi Kültür Merkezine varışım Muharrem ayının belli günlerine rastlamış olduğu için olduğu, oruçlu oluşları nedeniyle olsa gerek bana ikramda bulunamadılar. Riyakârlığı sevmediklerinden olsa gerek, bana: “Biz oruçluyuz” bile demediler, “akşam yemeğimize buyurup gelin, yatacak yeriniz yoksa yardımcı olalım” dediler. Ne güzel bir yaklaşım değil mi?
 
 
Gazi İlkokulu:
 
Denizli’nin merkezinde gezerken, bakımlı bir okul binası gördüm. Okulun önünde Atatürk’ün bir çocuğa alfabe öğretişini gösteren bir heykel var. Okulun levhasına baktım: Gazi İlkokulu. Okulun içini görmek istedim. Salon ve sınıfların temizlikleri, eğitim-öğretim malzemelerinin yerli yerinde oluşları, duvarların Atatürk’ün resim ve sözleriyle donatılmış olması beni mutlu etti. Müdür odasına girdim, koltuğunda oturan müdüre; bir yurttaş ve emekli öğretmen olarak titiz görev yapışınıza, Atatürk’ten taviz vermeyişinize teşekkür ederim dedim.
 
Levhasında Denizli Merkezefendi Gazi İlkokulu yazan bu okulun görünümü ile Konya’daki Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nun (Alaeddin Tepesi önünde) görünümü ve hatta giriş kapısının üstündeki levha yeri aynı. Konya’daki bu tarihi okulumuzu, Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Konya Büyükşehir Belediyesi okul olmaktan çıkardıklar; Gazi Mustafa Kemal İlkokulu 1927 levhasını söktüler, önündeki Atatürk büstünü yıktılar, bayrak serenini kaldırdılar. Denizli’deki milli eğitimciler kapının üstündeki tarihi Gazi Mustafa Kemal İlk Mektebi yazısına bile dokunmamışlar, okulun bugünkü adını yukarıya ayrıca yazmışlar, tarihe saygı duymuşlar. Bu iki ildeki milli eğitim müdürü ile iki belediye başkanı’nı karşılaştırın bakalım, hangisi mesleğinin ehli, hangisi görevini yapıyor?
 
Ben Konya’daki Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nun adı, görünümü ve işlevi itibariyle yok edilişini bilinçli Atatürk-Cumhuriyet karşıtlığı ve hatta ihanet olarak görüyorum. Keşke Konya’nın da Denizli’deki milli eğitimciler kadar duyarlı milli eğitimcileri, Denizli’deki belediye başkanları kadar insaflı belediye başkanları olsaydı.
 
 
Muharip Gaziler Derneği:
 

Denizli’deki bir alanda bulunan Muharip Harp Gazileri Derneği’ne saptım. Oradaki üyeler güncel-politik konuları konuşuyorlardı. Birisinden şu eleştirileri duydum: 1-“Eşit şartlarda olmamıza rağmen bazılarıyla maaşımız farklı.” 2-“RTE İleriyi görmüyor. Gösterişe düşkün. Devlet adamı ileriyi görmeli, gösterişten kaçınmalı. Allah bize akıllı, birikimli devlet adamı versin.”
 
 
Karahayıt:
 

Karahayıt’a termal sularda dinlenip şifa bulmak için gelen çok sayıda yurttaşımız var. İbadet için camiye yığılıyorlar ve sonra boş, boş dolaşıyorlar. Bu tür yerlere sosyal, kültürel, sportif tesisler yapılsa, insanlarımızın eğitim-kültür-sağlık düzeyleri yükseltilse iyi olur.
 
 
 
Milli Mücadele’de Denizli:
 
Milli Mücadele’de Denizli için yazılacak çok şey var. Denizli için ikinci bir yazıya yer veremeyeceğim ama şunları özet olarak anlatıyorum:
 
* Mustafa Kemal Atatürk Sivas Kongresini yapıp Ankara’ya ulaştıktan sonra, Atatürk’ün hayatını korumak için Türkiye’nin iki ilinden toplam 80 kişi anında Ankara’ya gelmiş. Bunlardan 40’ı Gazi Antep’ten, 40’ı da Denizli’denmiş. Bu fedakârlık Atatürk’ü çok duygulandırmış.
 
* Denizli, Milli Mücadele’ye örgütlü olarak katılan ilk illerimizdendir. Halk 29 Mayıs 1919’da Bayramyeri mevkiinde işgale karşı miting yapmış. Zamanın müftüsü Ahmet Hulusi Hoca yurdumuzun işgal edilmeye başlaması üzerine bir fetva hazırlayıp yayınlamış, Kayalık Camii’ndeki sancağı alarak halkla birlikte Bayramyeri mevkiine kadar yürümüş, kitleleri ayağa kaldırmış. Milli Mücadelemizin sembollerinden olan o fetva ve sancağın resmini buraya koyuyorum.
 
* Denizli’den ayrılıp Afyon’a doğru gelirken Çardak İlçesindeki Çardak Han’ı gördüm. Çardak Han milli mücadele yıllarında bizim Silah Ve Cephane Depomuz olmuş. Han epeyce harap olmuş ama tamir ve bakımı için ihalesi yapılmış. Çardak Han’ın tamiri bittikten sonra tamamı, hiç değilse bir bölümü Milli Mücadelemizin Silah-Cephane Müzesi yapılsa isabetli olur, yarınki kuşaklar tarih bilinci kazanır.
 
 
Devamı var

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!