Her zaman demişimdir. “Türk milleti asildir, neciptir.” Diye. Onda öyle bir asalet öyle bir sezgi var ki; neyi nerede ve nasıl yapacağını, kime ne zaman DUR diyeceğini bilir.
7 Haziran seçimleri bitti.
Son sözü seçmen söyledi. Seçmen söylemesine söyledi de, siyasiler ”seçmenin ne demek istediğini” anladı mı?
Seçmen, Tayyip Erdoğan’a:
“
Neden şımardın? Neden lükse ve israfa battın, neden halkı dışladın, agrasif oldun? Neden muhalefetle arana bu kadar mesafe koydun, onları neden küçümsedin? Biz seni yüzde elli iki gibi bir oyla; Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüce, en kutsal, en seçkin makamına seçmiştik. Neden orada oturmadın? O saygın ve yüce makamı: neden tartışılır, siyasete malzeme yaptın? Tarafsızlık yeminine neden uymadın? TÜRK ve TÜRKLÜK’ten neden bu kadar nefret ettin? Yolsuzluklara neden göz yumdun?
Sayın Davutoğlu’na güvenmiyordun, beceriksiz, yeteneksiz buluyordun da neden Başbakan olarak atadın? Daha ne istiyordun da, şehir şehir dolaştın, muhalefetle atıştın. Şimdi sende % 40 oy almış olmadın mı? Yeter artık”
Demiş olmuyor mu?
S. Davutoğlu’na da: “Başbakan oldun ama neden kendin olamadın? Neden Türklüğe savaş açtın, neden Cumhurbaşkanının gölgesinde kaldın? Oysa sen su katılmamış bir Türk’tün. Anadolu’nun bağrından çıkmış bir delikanlıydın? Neden bu yeteneklerine saygı duymadın, icraatlarını değil de kırıcı söylemleri tercih ettin? Onun için sana bu kadar” demedi mi?
Kılıçdaroğlu’na:
“Bana ekonomik güzel vaatlerde bulundun. Ama neden kendine tam güven sağlayamadın? Ülkenin üniter yapısıyla ilgili istenmeyen gelişmelere karşı neden net tavır koymadın? Türklük konusunda neden daha açık ve dürüst olamadın? Güvenemediğim içinde ancak bu kadarcık” demedi mi?
Bahçeli’ye:
“ Delegene güven. Vekil sıralamasında, delegeye yetki ver. Sıkıntı ve şikâyetlerden korkma. Dinle ve hakkaniyetle çöz. Onun için de sana bu kadar” Demiş olmuyor mu?
Bu seçimin, seçmene göre gerçek galibi, HDP ile Demirtaş oluyor.
Seçmen O’na da:
“Bölücülükten vaz geç. Yıkıcı olma, terörle ülkenin geleceğini karartma. Belli bir zümrenin değil. Olacaksan Türkiye’nin partisi ol. Üniter yapıya, cumhuriyete ve onun kazanımlarına saygılı ol ve saygı duy. Demokrasi içinde kal, terörden ve örgütlerinin TBMM’sinde sözcüsü olmaktan uzak dur. Böyle olman için sana bir fırsat vereceğim. Barajı geçirip HDP olarak TBMM’ne gönderip seni orada bir görmek ve sınamak istiyorum. Onun içinde şimdilik bu kadar, sana yeter” Demiş olmadı mı?
Şimdi seçmen bekliyor. Acaba Cumhurbaşkanı benim bu İRADEME saygılı olacak mı? Sandıktan böyle bir İRADE çıktı EYVALLAH diyecek mi? Yoksa ülkeyi, kaosa ve bilinmezlere mi sürükleyecek?
Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş da benim bu irademe saygı duyacaklar mı? Yoksa bildiklerini okuyup beni görmezden mi gelecekler?
Seçmen 7 Haziran’da, taşkınlığa, azgınlığa, tek adamlığa, küskünlüğe, kırgınlığa, ayrımcılığa, din ve ırk üzerinden siyaset yapmaya “DUR “demek istemiş. “Bir olun, beraber olun ve bu ülkeyi kardeşçe, demokratça, dostça yönetin. Siz de ben de rahat edeyim. Bu küfürlü, kırıcı, aşağılayıcı söylemlerden de uzak durun” Demiş olmadı mı?
Ben, bu oy dağılımını böyle OKUDUM ve böyle ANALDIM.
Kazanan Türk demokrasisi, cumhuriyetimiz ve insanımız olsun.
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı