Yasal olarak hiçbir engel yok.
Muhalefet bunu bilmiyor mu?
Bilmemeleri ne mümkün!
Öyleyse bu kıyametler niye?
Bu kadar konuşma ve tepki, Hakan Fidan’ı otomatikman nereden koyarsa koysun TBMM’ne vekil olarak taşır.
Buna bedava reklam denmezse ne denir?
Ben bekliyordum ki muhalefet, bu Fidan olayına alternatif bir tepki versin. Yeni bir vizyonla; eleştirmeden tenkit etmeden halkın anlayacağı bir propaganda yapsın.
Olmadı ve beceremediler.
S. Erdoğan bile, “Ben Hakan Fidan’ın adaylığına sıcak bakmıyorum. Ama bu işin muhatabı ben değil S. Başbakandır.” Diyerek muhalefete müthiş bir gol atmıştır.
Bu gol, yenmeye değer miydi? Ankara’da konuşma ile halkın algısı çok farklı
****
BÜLENT ARINÇ YİNE KONUŞTU
Bu hükümetin ağlamadan sorumlu görevlisi S. Bülent Arınç’tı. O mübarek, zamanı geldiğinde o iki göz pınarından dürrü daneler dökerdi ki, onu görenler mendile sarılırdı.
H. Fidan olayına o da değindi ve “Ben şahsen elinde SÜPERMEN yetkisi olan birinin vekil olmasını İSRAF sayarım” deyiverdi.
Şimdi siz bu sözden ne anladınız?
Böyle hareketli, yerinde duramayan, her şeyi bilen, her yaraya merhem olan bir Cumhurbaşkanı var iken; TBMM’ de, Milletvekilliği de İsraftan öte bir şey değildir.
Ya da, TBMM’inde vekiller bir iş ve icraat yapmıyorlar ki, sadece “PARMAK” indir-kaldır yapıyorlar. Bunun için de vekillik bir israftır
Siz de böyle anladınız değil mi?
Ben S. Arınç’ın yalancısıyım.
****
B. Arınç, katıldığı bir Tv programında; “Bizi destekleyen bir % 50 var Bu değişmiyor. Ama artık bize nefretle ve kinle bakan da bir % 50 var. Tehlikeli olan da bu % 50 dir. Eskiden gezerken bizi destekleyen elli bize tezahürat yapardı. Diğer elli de saygı duyardı. Bu saygı maalesef nefret ve kine dönüştü.
S. başbakan’a tavsiyem şudur ki, modaya uyup sert üslup kullanmasın. Nefret ve kini daha fazla körüklemesin. Yüzde elli ile iktidar olunur amma; kin ve nefret artarsa ülkeyi yönetmek zorlaşır.”
Doğru söze ne denir. Akıllı general, kendisine yeni cepheler açar mı?
Akıllı ağa, kendine yeni düşmanlar peydahlar mı?
Evet! Toplum da AKP’yi sevenler kadar sevmeyenler gurubu vardır ve bu gurup eskiye göre; kin ve nefretle dolmaktadır.
Bunun elbette pek çok sebebi vardır.
Yandaş kayırmaları, emeklinin, memurun, işçinin geçinememesi! Ülkeyi yönetenlerin lüksü, savurganlığı ve önü alınamayan rüşvet ve yolsuzluk söylentileri ve yargı yolunun kapatılması, % 50’nin ötelenmesi Hukuk ve yargıyla aşırı derecede oynanması, kişi hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması, mal ve can güvenliği kaygusu, Güneydoğu Anadolu’da ki olumsuz gelişmeler ve ülkenin içine düşürüldüğü acziyet gibi.
Sayın Arınç, her bozuk saatin günde en az iki kere doğruyu gösterdiği gibi; zaman zaman doğruları da söyleyebilmektedir. Kutluyorum. Keşke bu tespitleri beş yıl önce yapsaydı. Unu elemiş eleği asmış biri olarak; “Ey ömrüm nasıl geçersen geç “artık gibi algıladık
Dediklerinin kale alınmasında da büyük yarar vardır. Tecrübe çok pahalı ve pek acı bir kazanımdır.
Esen kalınız.
