İşin gösteri tarafı tamam;
-Atamız Osmanlı….
-Yeni Türkiye-Yeni Osmanlı…
-İnsanımız dedesinin mezar taşını, ailesinden kalan tapuyu okuyamıyor…
-Osmanlıcayı okullarda zorunlu ders olarak okutacağız…
Evet bunlar işin gösteri tarafı…
Ya gerçek;
1) Sultanahmet’teki Osmanlı Arşivleri binası otel yapıldı. Dere yatağına yeni yapılan Arşiv Binasının tavanı akıyor, zemini su çekiyor, Osmanlı arşivlerindeki tarihi belgeler bozuluyor, çoğu çürümek üzere. Arşivlerde uzman personel sayısı çok azaldı…
Arşiv uzmanları eskisine göre çok az maaş alıyor…
2) Pek çok eski mezarlıktaki Osmanlıca yazılı tarihi mezar taşları, mezarlıkta yapılan yeni parselasyon(rant) çalışmaları sırasında yok edildi… İki çok iyi bildiğim örnek vereyim Kayseri Seydi Burhanettin Mezarlığı, Talas Cemil Baba Mezarlığı…
Yani okuyacak mezar taşı bırakılmıyor…
3) Yazılarımda onlarca örneğini paylaştığım gibi Tarihi Osmanlı Binalarının bir bölümü bakımsızlıktan çürümekte, bir kısmı restorasyon yapıyoruz diye tarihi özelliklerinden koparılmaktadır…
4) Tarihi Osmanlı Kentlerinde (Başta İstanbul, Bursa, Edirne, Manisa…) çeşmeler mezbelelik, camiler kayıp, medreseler otopark, tekkeler araba yıkama istasyonları haline dönüştürülürken; restorasyon sırasında kitabeler, kabir taşları balyozlarla kırılıp, kimsenin bilmediği meçhul bir noktaya taşınırken toplumdan yükselen duyarlı sesler çok cılız kalıyor..
4) Balkanlarda Osmanlı eserlerine karşı sistemli bir yok etme politikası uygulanmasına karşılık, devletimiz bu konuda üzerine düşeni yapmamaktadır…
5) Osmanlı Devletinin kurulduğu yer, ilk başkenti Söğüt’te, kuruluş törenlerinin yapıldığı alana bakan dağlardaki bitki örtüsü ve orman verilen maden izinleri nedeniyle çıplaklaştırılmış, Osmanlı’nın hatırasına karşı çok çirkin bir görüntü meydana getirilmiştir.
6) Liselerde seçmeli Osmanlıca dersi kondu, ama o dersi alanlar en basit Osmanlıca metinleri bile okuyamıyorlar. Çünkü derse giren hocaların çoğu kifayetsiz..
Ne demiş Ziya Paşa;
“Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”