Mehmet Özkendirci’nin “Elbise Askıları” adlı makalesi elbise askılarının metaforik anlamı üzerinden günümüz toplum ve siyaset eleştirisini sunmaktadır. Yazar, askıların değerinin üzerlerindeki giysilerle ölçüldüğünü belirtirken, insanların liderlerinin seçtiği elbiseleri giydiği yanılsamasını ortaya koymaktadır. Asıl giydiricilerin, dünya çapında sınırlı sayıda aile ve dev şirketler olduğunu ileri süren metin, bu gizli güçlerin savaşlar, soykırımlar, hatta küresel afetleri tetikleme gücüne sahip olduğunu iddia etmektedir. Metin, seçilmiş liderlerin ise otuz kırk yıl öncesinden planlanmış senaryoları uygulayan görevliler olduğunu ve kendi iktidarlarını korumak için asılsız suçlamalar ürettiklerini vurgulamaktadır.
Siteler, sokaklar, caddeler, araçlar, alışveriş merkezleri, pazar yerleri, kafeler elbise askılarıyla doluydu. Ve askıların değeri üzerlerinde taşıdıkları giysilerle ölçülüyordu.
Bazı askıların altından cılız bir ses çıksa bile o hengameler ve günlük telaşlar içinde duyulma şansları hemen hemen hiç yoktu.
Askılar tarafından zapt edilen, kuşatılan devletlerde kendi hayatlarını yaşadıklarını sanan milyonlarca insan aslında kendi liderlerinin elbiselerini seçip giydirdiğini sansalar bile gerçekte dünya üzerinde iki elin parmağını zor bulan aile ve devasa şirketler tarafından giydiriliyorlardı. Bu gizli giydiriciler isterlerse savaşlar açıp soykırımlar yaptırırlar dünyanın gözlerinin içlerine baka baka… İsterlerse bir mikropla milyonlarca insanı öldürebilirler, isterlerse bulutlarınızı çalıp sizi kuraklığa tutsak ederken yağmura hasret toprakları sellere boğarlar, depremler fırtınalar yaratmak onlar için sıradan basit işler. Tabi bu oluşumlar öyle aniden gelen sıradan işler değil. Otuz kırk öncesi planlanmış, uygulayıcı liderler titizlikle seçilip görevlendirilmiş kişilerdir .Bunlar seçildikleri makam ve kişilerin biçip diktikleri elbiseleri halkına giydirmekle görevli kişilerdir. Bazıları En milliyetçi ve dindar olsalar bile U dönüşünde Don Kişot’un yel değirmenlerini çoktan solladılar. Rakiplerinin kendilerine yazdıkları senaryoyla onları suçlamak en becerdikleri görev. Öyle ki kraldan çok kralcı olup tahttan inmemek için her türlü akla hayale gelmedik suçlar bulmak için suç araştırma merkezleri kurarlar. Her sabah gün ağarmadan yeni yeni kapağı açılmadık suçlar bulurlar dünyayı kör sağır sanarak…
