Mehmet Özkendirci’nin “Dünya Bizi Nasıl Kıskanmasın?” başlıklı eserinden alıntılar içeren bu metin, Türkiye’deki bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmektedir. Yazar, TÜBİTAK gibi kurumların ayran makinesi gibi basit buluşlara ödül vermesini ironik bir dille eleştirirken, dünya çapında potansiyeli olan genç mucitlerin desteklenmemesini sorgulamaktadır. Ayrıca, metin tarikat ve cemaatlerin bilime etkisine yönelik endişeleri dile getirerek, İsrail’in gücünü teknolojiye olan inancına bağlamaktadır. Yazar, Türkiye’nin ilk yerli uçağı gibi ulusal projelerin vaat edilen başarıya ulaşamamasını örnek göstererek, bu tür projelerin motor ve uçuş şifreleri gibi kritik konularda dışa bağımlılığını Irak örneği üzerinden eleştirmektedir. Son olarak, metin, İslam’ın sadece iman dini olduğunu iddia eden yobaz mollaların akıl ve bilimi göz ardı etmesini ve bu kişilerin resmi çevrelerce desteklenmesini kınamaktadır.
TÜBİTAK diye bir kurumumuz var maşallah mucitler yuvası… Ayran makinası yaptın al sana ödül, Arapça manav tezgahına yazılar yazdın al bir ödülde sana… Nice gencimizin dünya çapında buluşları var NASA’dan bile isteniyor, biz de olmaaazzzz diye geri çeviriyorlarken elin oğlu nasıl olduruyor görsünler. “Bizden adam çıkmaz” diyen kafalar oldukça nasıl çıksın? Çıkanları da boy vermeden budarken. Artık Sivil Toplum Kuruluşuna dönüştürülen tarikat ve cemaatler bilim ve tekniğe el atarlarsa bugünleri mumla ararız. İsrail zalimliğini tarikat ve cemaatlere değil bilim ve teknolojiye inandığı için yapıyor. Çinlilere dünyanın en büyük settini yaptıran atalarımızın torunları maşallah mucitlikte sınır tanımıyorlar. Binlerce makarnayla aylar süren bir emekle köprü yapıyorlar. Bırakın makarnayı fakirler yesin. Siz dünyanın en büyük asma köprüsünü yapan Çin’e bakın. Hem de bizimkilerden az paraya…
Sadece TÜBİTAK’lılar değil bu yüksek beyinliler. Örneğin ilk yerli uçağımızın resmi billboardlarda 2014 yılında şu sloganla yer almıştı: “İlk yerli ve milli uçağımız semalarda!” Aradan 11 yıl geçti henüz büyük icadımız yere inmedi. Artık ne yakıyorsa ya da nefesi kuvvetli hangi tarikat şeyhi “Uç, ya tayyare” diye üflemişse… 2014 yılında ilk yerli ve milli uçağımız var diye müjde verirken bugün motorsuz uçak bile yapıp ithal ettik dünyada benzeri olmayan. Evet milli gururumuz KAAN her an uçmaya hazır yeterli motoru Amerika’dan gelsin Burada bir ayrıntıya değinmek isterim. Irak Başkanı devrilip asılmadan önce Ortadoğu’nun en büyük uçak filosuna sahipti. Irak Amerika tarafından işgal edilirken hiç uçağı kalkamadı. Nedeni uçuş şifreleri Amerika’nın elinde olmasıydı… Uçsa bile İsrail’in uzaktan kumandayla cep telefonlarını patlayarak düşmanına kayıplar verme sini düşünecek olursak bizim uçağımızın bizi vurması pek yanlış olmaz.
Tabi burada “İslam akıl dini değil iman dini” diyenler Allah’ın insanlara aklı boşuna mı verdiğini bilmiyorlar mı? Nedense dini ve milli olduğunu her fırsatta söyleyenler bu yobaz mollalara ses çıkarmazlar, hatta beslerler…
