Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Kayseri’den seslenirken, zamanın ruhunu, zamanın iradesi ile yüzleştirdi, sarsarcasına…
Konuşmasının her bir cümlesi, her bir mesajı her birimizi titretecek derinlikte gerçekler manzumesi…
İstikbal ve istiklal üzere nitelediği, telafisi, tamiri ve tehiri yok dediği, seçim üzere olanlarından bahsedelim bugün!
“Türkiye’miz 7 Haziran’da tarihin en kritik seçimine sahne olacaktır.
Türk milleti çok sayıda partiden birisini seçmekle kalmayacak, aynı zamanda geleceğini oylayacak, doğruyla yanlış arasında bir seçim yapacaktır.
Ya AKP kızağa alınacak ya da Türkiye kırılacaktır.
Ya AKP bitecek ya da Türkiye batacaktır.
Ya AKP-HDP-PKK ve şer odakları kaybedecek ya da vatan, bayrak, namus ve şeref kahrolacaktır.
Artık çıkar ve orta yol kalmamıştır.
13 yıla giren AKP yağması, AKP saldırısı, AKP kumpası, AKP karanlığı son bulmazsa, Türkiye hazin bir sona demirleyecektir.
7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi;
Kavgayla kardeşlik arasında bir seçim olacaktır.
Karışıklığa ümit bağlayanlarla tarihi ve kültürel kader ortaklığını hedefleyenler 7 Haziran’da sandıkta karşılaşacaklardır.”
Seçimden öte tarihi bir mesuliyetin mahiyetini şerh düşüyor gündeme!..
*
Türk Milliyetçilerinin Lideri İstikamet veriyor ardından…
"Tahakküm zincirlerinin kırılması için MHP son ümittir. Taviz devrinin, teslimiyet defterinin kapanması için MHP son çaredir. Tahrik ve taciz lobisinin bozgunu için MHP son mevzidir. Kutuplaşma ve kuralsızlık ateşinin söndürülmesi için MHP son kuvvettir. Yolsuzluğun, yoksulluğun ve yasakların kazınması için MHP son kudrettir. MHP; Türkiye için son şans, son kale; Türk milleti için en emin sığınaktır."
*
Son çareyi tarif ediyor, son kale derken;
“Çok şükür, sorumluluğumuzun idrakindeyiz.
Taşıdığımız milli ve tarihi görevin bilincindeyiz.
46 yıllık birikim ve tecrübeyi iktidarla taçlandırmak, büyük Türk milletine hizmetle tahkim ve takviye etmek istiyoruz.
Bölünme hayali kuranlara söyleyecek sözümüz vardır.
Sevr’i diriltmeye çalışanlara engel olacak irademiz vardır.
Türkiye’ye sahip çıkacak inancımız ve imanımız vardır.
Çiğnenen bayrağımızı tutup kaldıracak heyecanımız vardır.
Parçalanmak istenen topraklarımızı müdafaa edecek bağlılığımız ve sadakatimiz vardır.
Her insanımızı bağrımıza basacak, her değerimizi kutsal bir miras gibi benimseyecek cesaretimiz ve kardeşlik hissiyatımız vardır.
Türkiye’nin meselelerini çözecek kadrolarımız vardır.
Kronikleşen sosyal ve ekonomik problemleri giderecek plan ve projelerimiz vardır.”
*
Mesuliyet büyük! Gün; zordan öte…
Tayin edilmiş kahramanların, çürütülmüş önceliklerin, türedi kimliklerin, kaybedilmiş kişiliklerin kıskacında sandıktan ülke adına sonuç almak!
Poşet beklentisine hapsedilmiş muhtaçlıklar, din adına sistemli bir şekilde yeşertilmiş, Devlet-Millet-Cumhuriyet düşmanlığı, etnik merkezli programlananlar cennetine dönüştürülen ülkemde seçim yapmak! Yetmedi, devlet gücünün hem baskı, hem peşkeş çizgisinde insafsızca kullanıldığı, ekonomik gücün inanılmaz boyutlarda belirleyici olduğu, tek tip medyanın, ahlakı tamamen dışladığı bir zeminde seçim yapmak!
Kaybedilmiş kitlelerin dışında, önceliğini değerlerinde bulmuş insanlara seslenebilmek. Bu anlamda tek, tek yürekleri tek yürek kılabilmek… Vatan-Millet-Allah rızası-İstikbal-İstiklal-Adalet-Hukuk-Yetim hakkı-Onur-Erdem-Asalet-Liyakat denildiğinde dudak bükmeyen, dikkat kesilen tüm yüreklere dokunabilmek!
Tüketilmiş kimlik ve kişiliklerin bir merkezde toplanıp oluşturulan sayısal güç birilerinin arka bahçesi olarak belirleyici olabilirken, önce ülkem diyenlerin sahne alma zamanıdır.
Diğerleri bozarak-bozularak, dağıtarak-dağılarak işlerini kolaylaştırmıştır. Hareket alanları geniştir, her ihanet, her alçaklık, her rezillik meşru davranışlarıdır. Türk Milliyetçilerine ise her dem zor olan kalmıştır… Dünde, bugünde.
…..Ve zor olan her zaman gücü olmuştur, yüreğinde Allah aşkı, vatan, millet sevdası taşıyan yiğitlerin…