15 Mayıs 2016 Pazar günü bütün Türkiye ülkücü iradenin de çok diri, dinamik ve kemikli olduğunu tanıdı. MHP, kimilerinin korkulu rüyası değil kâbusu imiş. Bunu da bütün Türkiye Allah’ın izniyle gördü.
MHP’nin Olağanüstü tüzük değişikliği Kongresi, Adalet Bakanlığını, İçişleri bakanlığını, mahkemeleri seferber etti. Ayak oyunları Ali-Cengiz fırıldaklarını halkımız tanıdı. Türkiye’nin nasıl siyasallaştığını, hukukun neden güvenilmez olduğunu, hukukun hukuka karşı nasıl da çaprazlama siyasallaştırıldığını da dünya gördü.
MHP’nin; AKP’ye ve hükümete karşı nasılda munis ve sevecen olduğunu, söz konusu ülkücüler ve ülkücü irade olunca da nasıl bir giyotine dönüştürüldüğünü hep beraber gördük ve ibretle seyrediyoruz.
“Ben MHP’yi onlara bırakmam. MHP benimdir!” Mantığını çözen oldu mu?
Kongrenin yapılmamasının önündeki yasal olmayan engelleri kimler koyduysa; rahatları kaçtı. Kongrenin olmaması için oynanan Bizans oyunlarında, senaryoyu yazanlar, başrol oynayanlar figüranlar artık uykusuz gecelere hazır olsunlar.
Sayın Devlet Bey ve kurmayları, olup bitenlerden, ülkücü iradenin bu durumlara düşürülmesinden memnun oldular mı? MHP’nin tarihinde olmayan rezilliği yaşamasına neden oldukları ayıbını ömür boyu taşıyacaklarının farkındalar mı?
Var sayalım ki; değişim isteyenler, hukuken ve usulen yanlış ve hatalılar. Parti 1999’dan beri S. Bahçeli’nin yönetiminde ve denetiminde değil mi? Bütün atamaları ve delege seçimlerini bu yönetim yapmadı mı?
İnsan neden kendi seçtiğine güvenmez? Madem değişim istiyorsunuz; “ Buyurun” deseydiniz kim kazanırdı? Ülkücülerin gönlünde lider olarak kalmaz mıydınız?
AKP’nin iki maymuncuğu vardır: Bizi ve AKP’yi dizayn etmek, vesayete almak istiyorlar ve bunlar paralel yapının işidir. Aynı taktiği neden şimdi siz, değişim isteyenler için kullanmaktasınız?
Memlekette paralel yapımı kaldı. Kendi işini göremeyen, kendi adamlarına ve kurumlarına sahip çıkamayan mevta bir Paralel yapının, MHP’yi, AKP’yi, ülkeyi dizayn etmesi akla ne kadar uygun? S. Erdoğan ve AKP’nin en hayırlı işlerinden biri de paralel yapıyı bitirmesidir. Kutluyorum.
Ben hukukçu değilim. İşin o yönünü, siyasallaşan Türk hukuk sistemine bırakıp, ben işin siyasi boyutuna bakacağım. 1204 delegeden o hengame ve kargaşaya rağmen 748’inin imza vermiş olmasının anlamı nedir?
Ülkücüler, MHP’nin bugünkü durumundan da, yönetim kadrosundan da memnun değiller. Onlar yarım asırlık MHP’nin içler acısı durumundan kurtulmasını istemekteler.
Bütün mesele bu ve bu kadar basit! Üzücü taraf, MHP’nin bir inat ile bu konuma getirilmesidir. Hiç unutmayınız ki; iki testi çarpışınca birisi kırılırsa diğeri de çatlar.
Kazanan Türkiye ve Türklük âlemi olacaktı! Kimlerin ne kaybettiğini de ileride göreceğiz.
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
