Nazım Peker
Nazım Peker

Özel Güvenlik Kalsın mı, Bu Nasıl Devlet Yönetmek

Benim candan aziz, irfanı yüksek, algısı engin okuyucularım. 13 yıldır devletin ne hale getirildiğini hep beraber görmekteyiz.
 
Ne yazık ki, maalesef Devlet denen kutsal kurum içte ve dışta lime lime dökülmektedir. Devleti yöneten zihniyet, içte ve dışta; T. Cumhuriyeti Devletine saygıyı ve güveni bitirmişler, devleti törpülüye törpülüye un-ufak eylemişlerdir.
 
Son İstanbul Adalet Sarayı(Çağlayan) baskını ve değerli bir savcımızın öldürülmesi karşısında devleti yönetenlerin acziyeti ve zafiyeti bir kez daha ortaya çıkmıştır.
 
S. Cumhurbaşkanı, taziye evinde mikrofonu kaptığı gibi miting yapmış. Kendilerinden başka herkesi suçlamışlardır. Suçlanmadık ne muhalefet, ne basın ne de medya kalmıştır.
 
İnsaflı ve vicdanlı insanlar; ülke içinde ve dışında bunca olumsuz eylem ve olaylar olurken; “Yahu benim hiç mi kabahatim yok?” diye kendine bir sormaz mı? Kendisiyle yüzleşmek ihtiyacını hissetmez mi?
 
Ne diyor S. Erdoğan, “Özel Güvenlik kalkmalıdır. Devlet, devlet binalarını kendisi korumalıdır.” Ben bu lafa şapka çıkarırım. Devletin polisi, jandarması varken, “Özel Güvenlik” ne demek. Kim kimi neden özel olarak koruyacak?
 
Demek ki kurum ve kuruluşlar, devletin korumasından emin değiller ve güvenemiyorlar.
 
Hafızam beni yanıltmıyorsa, geçen yıl Adliye’yi koruyan, Adliyenin güvenliğinden sorumlu: AKDENİZ GÜVENLİK Şirketi’ne ÖDÜL vermemiş miydi S. Cumhurbaşkanı?
 
Geçen yıldan bugüne ne değişti?
 
Geçen yıl verdiği ÖDÜL’e mi inanacağız yoksa bu yıl söylediklerine mi?
 
Her yöreye, her olaya, her yere göre konuşmak, bir dediği bir dediğini tutmamak:
 
Bunun adına değerli Üniversitelerimiz, psikologlarımız ve sosyologlarımız ne derler bilemem. 
   
Sezgisi yüksek, öngörüsü süper olan Türk insanı, bu gibi halleri tutarsızlıkları olarak adlandırmaz mıydı? 
 
İktidarınız süresince devlet denen: “KURUMSAL KİMLİĞİ” yok edip bitirirseniz, kurumları Paralelci, Ergenekoncu, Balyozcu diye sınıflandırır ve birbirlerine güvenmez ve iş birliği yapmaz hale getirirseniz; böyle bir devletten ne beklerdiniz? 
 
Hukukçuların ve düşünürlerin deyimiyle bugünkü devlet: “Bohçacı kadınların bohçasına” dönmüş vaziyettedir.
 
Şunu herkes iyi bilsin ki DEVLET; aç-kapa, topla-dağıt, zamana-zemine göre konuş, havana ve keyfine göre yönet kurumu ve makamı değildir.
 
Devlet adamlığı bu değildir, liderlik böyle hiç değildir.
 
Sayenizde ve devri iktidarınızda devlet de deniz de bitti.
 
Duvara tosladınız.
 
İçte ve dışta bütün iddia ve varsayımlarınız birer birer tükendi ve sıfırlandı. İçte; S. Arınç’ın dediği gibi size oy veren % 50 nin yanında size saygıyla bakan diğer ellinin bakışlarını: nefrete dönüştürmeyi başardınız. Dışta; Barzani, Pkk, Pyd, Kandil’den başka da dost bırakmadınız.
 
Helal olsun size!
 
Sıkıştıkça; Dershaneler kapansın, medya susturulsun, avukatlar aransın, Özel Güvenlik kalksın. Zamanın M. Eğitim Bakanının: “Şu okullar olmasa M. Eğitim ne güzel yönetilir!” dediği gibi. Şu Ülkücü-milliyetçiler, düşünen sosyal demokratlar olmasa, muhalefet kalmasa ülke ne güzel yönetilecek öyle mi?
 
Esen kalınız. 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!