Nazım Peker
Nazım Peker

Birlik ve Beraberlik İsteğine Evet de…

R.Tayyip Erdoğan’dan, ekonomik ve sosyal ENKAZ devralan S. Ahmet Davutoğlu; öldürülen Savcımız ve ülke genelinde ne ve nasıl olduğu müphem olan elektrik kesintileri için; “Birlik ve beraberlik zamanıdır. Birbirimizi kırmadan ve hırpalamadan bu olayları seçim malzemesi yapmadan!” temenni ve isteğinde.
 
Ülkeyi idare eden olarak, haksızda sayılmaz.
 
Kendilerine hak vermemek olanaksız. Elbette yaşanan elim ve kötü olayları istismar etmemek bu tür olayları seçim malzemesi yapmamak devlete ve devleti yönetenlere S. Davutoğlu’nun dediği gibi güvenmek gerek.
 
Bu istek, dilek ve temennilerin altına imzamı atıyorum.
 
Ülke insanı, ülkesinin kötü ve buhranlı günlerinde kenetlenmeli, acılara beraberce göğüs germeli, olayları soğukkanlı karşılamalı istismar ve politika malzemesi yapmamalı..
 
Hem S. Başbakan hem S. Erdoğan, bizlerden böyle bir davranış beklemekte yerden göğe haklılar. Ülkenin yöneticileri olarak böyle bir beklentiyi beklemek elbette haklarıdır. Onlara güvenmemizi istemeleri de gayet olağan ve normaldir.
 
Buraya kadar olanlar; hem doğrudur hem de ülke çıkar ve menfaatleri için olması gereken ERDEMLİ hareketlerdir.
 
Ben geniş düşündüğünü sanan, ülkesini seven, milletine ve bu coğrafyaya aşık; ulûl emre itaat kavramına da inanan biri olarak: Sayın hemşehrim A. Davutoğlu ile S. R. T. Erdoğan’a bir Türk vatandaşı olarak şu soruyu sormak istiyorum. Acaba sizler, başında bulunduğunuz hükümetiniz vatandaşına, bizlere ne kadar inanıyor, seviyor ve güveniyorsunuz?
 
Sevseydiniz işçi, esnaf, çiftçi, emekli, memur, asgari ücretli böyle perişan mı olurdu? Bakkalın önünden geçerken yavrusunun gözlerini mi kapatırdı, meyveleri görüp de canı çekmesin diye?
 
Eğer inansaydınız, güvenseydiniz bu ülkenin güzel insanlarını, Mahkeme kararı olmadan vali ve kaymakamlara, polislere istedikleri yerde, yolda ve mekânda üstlerini ve başlarını arama izni,
 
Mahkeme kararı olmadan 24 saat gerektiği hallerde daha uzun süre gözaltına alma yetkisi verir miydiniz?
 
Şimdi kalkıp, güvenmediğiniz, inanmadığınız bizlerden böyle, sevgi, birlik ve beraberlik olmayı nasıl istemektesiniz?
 
Birlik ve beraberliğe ve bu isteğe sonuna kadar EVET!
 
Ama ne olur lütfen sizlerde bizlere inanın ve güvenin. Bizlerin evini, arabasını, sütünü-başını mahkeme kararı olmadan vali-kaymakam, polis müdürü emriyle aratmayınız, rezil etmeyiniz, MAKUL ŞÜPHELİ olarak görmeyiniz ve saymayınız.
 
Olmaz mı?
 
S. Ahmet Davutoğlu’nun işi gerçektende çok ama çok zor. Durma noktasına gelmiş ekonomisi, dış ticareti durmuş, borçları tavan yapmış, büyüme trendi tersyüz olmuş bir ekonomi; komşuları kalmamış, içte ve dışta sevgisi bitmiş, nefret bakışlar oluşmuş bir sosyal toplum ile medyası havuz, yandaş, cemaat, susturulmuş diye bölünmüş bir Türkiye devralmıştır.
 
Açılım ve ÇÖZÜM SÜRECİ denilen ama neyin nasıl ve kimlerle çözüleceği bilinmeyen bir saçmalık da işin tuzu biberi olarak hemşehrimin kucağında patlamıştır k; dönse dönülmüyor.
 
31 Mart 2015 bu ülkenin KARANLIK günü ve Savcısını dahi koruyamayan tüketilmiş bir Türkiye ile beş yıldır TSK’yı bitirmek üzere F Tipi cemaat işbirliğiyle kurulan Balyoz KUMPAS’ının son bulduğu gün olarak tarihte yerini almıştır.
 
Birlik ve beraberlik isteğine de size ve yöneticilere güvenmeye de “EVET”.. Ama siz bize neden güvenmiyorsunuz da; “İÇ GÜVENLİK YASA TASARISI” adıyla bizlerin ÖZGÜRLÜKLERİNE kısıtlama getirip darbe indirmektesiniz?
 
Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!