Başlığa bakıp güldünüz mü yoksa?
Gülmeyin ve sakın ola ti’ye de almayınız.
Görünen köy kılavuz istemez, perşembenin gelişi çarşambadan belli olacağa benzemekte.
PKK, Apo, Kandil ile yapılan pazarlıkları, gizli-açık sürdürülen görüşmeleri, gizli kapılar ardında verilen sözleri, tavizleri iyi düşünür ve gidişatı güzel analiz edersek, olacak gibi.
Yani: bu devlete, eninde sonunda (AKP ve zihniyeti iktidarda kalırsa) PKK, APO ve Kandil’den özür diletecekler.
Devletin birliği ve dirliği, üniter yapısının korunması için mücadele eden asker, polis, vali, kaymakamlardan da hesap sorulup cezalandıracaklar.
Gidişat oraya doğru!
Eğer havuz medyası ile susturulmuş ve bastırılmış medya da bu işe ön ayak olursa, çok geçmez on yıla kadar bu “Özür dileme” işi gerçekleşir.
Şimdi verilen sözler ışığında, Apo’nun nasıl edilip de serbest bırakılabilmesi gündemde.
İç İşleri Bakanlığı komisyonun da, MHP’li vekil Mehmet GÜNAL’ın, “Kıvırmayın ve açıkça söyleyin APO’yu nasıl serbest bırakacağınızı planlıyorsunuz değil mi? Burası Kürdistan mı?” çıkışını Bakan ALA,, “Kem-küm” ederek geçiştirmiştir.
Bu zihniyet, eğer iktidarda kalırsa; TSK’ya, Polis’e, Yargı’ya, TBMM’sine” Pkk ile yüzleşin” diyebilirler.
Zaten CHP, bu günkü yönetimiyle buna dünden razı.
CHP’nin Kürt kökenli Genel Başkan Yardımcısı, Sezgin Tanrıkulu Dersim için özür dilemedi mi?
Hiç kimse eğip bükmesin bu özür, CHP’nin siyasi parti görüşüdür ve CHP’yi bağlamaktadır.
Siz CHP’nin, bu güne kadar “Bu, bizim değil kendi şahsi görüşüdür” gibi bir açıklama yapıldığını da duydunuz mu?
Duymadınız.
S. Davutoğlu, CHP’ye, “Dersim ile yüzleşin” dememiş miydi?
CHP’de bu tuzağa düşmüş oldu.
Böylece Atatürk’ün partisi CHP, Atatürk’e ve onun siyasetine karşı gelmiş olmadı mı?
Ülkenin başka meselesi mi kalmadı?
Kadına şiddet, kadın cinayetleri, çocuğa tecavüz ve çocuk cinayetleri, 12 yılda 13510 madencimizin öldüğü maden kazaları çözüldü mü?
Artan işsizlik, durgun ekonomi, geçinemeyen memur, emekli, işçi ve ektiğinin karşılığını bir türlü alamayan çiftçilerin meseleleri çözüldü mü?
Yüzleşecek o kadar mesele var ki, neden Dersim’i gündeme oturttular?
İflas eden Milli Eğitim politikası, sıfır sorunlu komşuluk diyerek gelip sıfırladıkları dış politikaları, bitirdikleri tarım politikaları, felç ettikleri yargı ve hukuk politikaları, devletin kazanımlarını “Özelleştirme” adıyla yandaşa ve yabancıya satma politikaları, Soma-Ermenek faciaları ve daha yüzlerce yüzleşecek mesele ortada dururken.
Hasan Tahsin, düşmana ilk kurşunu attığı şanlı ordumuz, Yunanlıları Ege’ye döktükleri için Yunanlılardan özür dilemeli ve yüzleşmeli mi?
Öyle ya seyit Rıza’dan, dersim olaylarından özür dileyen devlet: neden ileride de PKK ve APO’dan özür dilemesin?
Bu anlattıklarım asla hayal değil. Çarşambaya bakarak perşembenin nasıl geleceğinin milli duygularla analiz edilmesinin neticesidir.
PKK’lı teröristlerin öldürüldüğü, hapislerde yatırıldığı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin neden daha önce bölünmesinin engellendiği için; geçmişle yüzleşir ve Pkk’dan da özür dilenirse şaşmayın.
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı