Nazım Peker
Nazım Peker

Eylemlerin Arkasında Neler Var?

Tıp literatüründe bir gerçek vardır; tanıyı iyi yaparsan tedavi başarılı olur. Teşhis yanlış ise tedavi yanlış olur ve büyük bir olasılıkla da hasta ölür.
 
PKK neden çıktı ve neden savaşıyor?
 
PKK ne istiyor, varmak istediği nokta neresidir?
 
S. Erdoğan ve AKP’nin, bugün içine düştüğü başarısız siyasetin altında bu soruların cevabını aramak yatıyor.
 
Bir Kürt sorunu vardır ve bu benim ve devletin sorunudur” beyanı yanlış, talihsiz bir beyan idi.
 
Anaların gözyaşı akmasın- şehitler gelmesin” çıkış noktası ise başlı başına bir yanlıştı.
 
PKK, emperyalist güçlerin; Türkiye’nin önünün kesilmesine, Asya’da oluşan Türk devletleri ile dayanışmasının ve irtibatının önlenmesine, bulunduğu coğrafyada da lider olmasının engellenmesine yönelik bir oluşumudur.
 
Emperyalist güçler, PKK ve PYD’ye bu taşeronluğu verirken; “Yeter artık sömürüldüğünüz! Kendi özerkliğinizi alınız ve devletinizi kurunuz” demişlerdi.
 
Kullanıldıklarını ve taşeron olduklarını onlar da er-geç anlayacaklardır.
 
S. Erdoğan ve AKP, PKK konusunda yanlış bir teşhisle yola çıktılar.(Eğer bilinçli değiller ise)
 
Zannettiler ki, PKK ve KCK’nın istediği: masumane istekler. Bunların bir kısmını yerine getirir isek; akan kan önlenir, anaların gözyaşı akmaz.
 
Kürtçe yayın yapan “TRT6” açıldı, Kürt enstitüleri kuruldu, anadilde konuşmak, propaganda yapmak serbest kılındı. Kürtçe kaset yapımı, Kürtçe konuşmanın önündeki engeller kaldırıldı. Asker kışlasına hapsedildi. Hatta PKK ile mücadele eden pek çok ordu mensubu acımasızca hapsedildi, üniformaları söküldü.
 
Sonuç?
   
Türkiye adına; Kocaman bir sıfır!
 
Aldanan kim?
 
S. Erdoğan ve “Çözüm Sürecinin” mimarı AKP.
 
Çünkü; PKK ve KCK, henüz hedeflerine ulaşamadılar..
 
Onların çıkış noktaları; “Doğu ve Güneydoğu bizim. Geriye kalanı da hepimizin” niyetidir. Buna rıza gösterecek misiniz? Yüreğiniz yetecek mi?
 
PKK, KCK, HDP, bu amaca erebildiler mi?
 
Şimdilik kocaman bir Hayır?
 
S. Erdoğan ve AKP, “Çözüm Süreci” amaçlarına ulaşabildiler mi?
 
Buna hep beraber bakalım son bir haftada;
 
35 il ve 68 ilçede PKK terör estirdi.
 
31 ölü, 351 yaralı. (Yazının yazıldığı; 10.10.2014. E. Ala’nın açıklaması)
 
780 iş yeri ve bina tahrip edildi.
 
İçi insan dolu otobüsler ya taşa tutuldu ya da Molotof kokteyli ile yakıldı.
 
Devletin okulları yakıldı, üniversiteler tahrip, Atatürk büstleri yakıldı.
 
Bingöl Emniyet Müdür yardımcısı ve bir Baş komiser şehit edildi. Emniyet müdürü yoğun bakımda yaşama mücadelesi veriyor.
 
Bunların anaları, “ANA” değil mi? Bu analardan akan gözyaşı neyin nesi?
 
Kına lazım mı? Münasip yerlerinize yakarsınız! “Çözüm sürecini kurban etmeyiz!”ne demek? Ülke kurban olmakta!
 
Bunca tavize rağmen ne yaptılar, halkı sokağa çıkın, yakın-yıkın-öldürün dediler.
 
PKK, Kandil ve APO, hükümeti tehdit etmekte: 14 Ekimde istediklerimiz verilmez ise “Meşru silahlı eylem hakkımızı” kullanacağız. Terörün silahlı eylemi nasıl meşru oluyor?
 
Şimdi bunun adına nasıl “Çözüm Süreci” diyebileceğiz?
 
Acaba, “Çözülen kim?- Kazanan kim? Hedefine yaklaşan kim?”
 
S. Erdoğan, S. Davutoğlu ve AKP, “Paralel Yapı, Esad gitsin ve Çözüm Süreci” üçlüsü takıntısından acilen kurtulmalıdır.
 
Oralara harcadıkları enerji ve beyin eforunu ülkeyi, doğru dürüst idare etmeye ve gerçekleri görmeye harcasalar; inanın daha az başları ağrırdı. Böylesine teşhisi yanlış bir politika, “Kendi bacağına kurşun sıkmak” değil de nedir.
 
Olayların arkasında; Pkk, Kck ve emperyalist güçlerin Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çekerek iyice burnunu sürtmek, belini kırmaktır.
 
Kalkınmış, modernleşmiş, Türk devletleri ile “Ortak Pazar” kurmuş bir lider ülke Türkiye; onların hesabını bozmakta, uykularını kaçırmaktadır.
 
Lütfen! Ne olur bunu görün artık!
 
Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!