Sevgili okurlarım! Türkiye tarihinde olmadığı kadar, pis ve iğrenç bir süreçten geçmektedir. Kürt açılımı, Rüşvet ve yolsuzluk kepazeliği, insanları dinleme ve kasetlerini medyaya sızdırma, rakiplerini sindirme, şantaj olaylarında kullanma furyasıyla karşı karşıyadır.
İslam, insanı kutsal sayar. Yaratılmışların en şereflisi kabul eder ve “Eşrefi mahlûkat” der. Yüce Yaratıcı, bu değerli yarattığına kendi sıfatlarından vermiştir. Görür, işitir, ilim sahibidir vs.vs.
Bu derece kutsadığı insanı, yine ahlaksız ve acımasız insanlara karşı da korumuştur.
İnsanların mahremlerine izinsiz girmeyi şiddetle men etmiştir.
Bunu yapanları, alevlere atacağını da bildirmiştir.
Bu pis ve kirli işi; cemaat adına yapanlara, yapılanları dindarlık adına görmezden gelenlere, bu kaset ve sesleri siyasi rakiplerini çökertmek, silmek adına kullananlara ne denmeli? Bunların dindeki yeri ne olacak?
Anadolu insanı, bu tür hareketleri yapanlara, evlere merdiven koyup gizlice insanların mahremlerini dinleyenlere, gözetleyenlere “DELİKÇİ” der. Delikçilerin toplumda yeri yoktur ve iyi gözle de bakılmazlar.
Çalıştığım bir kasabada, delikçilik yapan birini fark eden ev sahibi vurup öldürmüştü. Görülen davada, yapılan eylemin, “Haneye tecavüz, mahremiyete saldırı” olduğu kararı ile vuran, beraat ettirilmişti.
Kendilerine NUR adını verdikleri bir yapılanmanın, insanları habersizce dinlediği, mahremlerini kasetlere çektiği bunları da maddi, manevi, siyasi çıkar amaçlı kullandıkları; CEMAAT- HÜKÜMET kapışmasından belgelerle öğrenmiş bulunmaktayız.
Acaba Din, acaba KURAN bu işe ne demekte;
“……. Ergenlik; evlere arkalarından gelmeniz değildir. Gerçek eren, korunandır. Evlere kapılardan gelin ve ALLAH’tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.” (Bakara: 189)
Eğer İslam adına rehber ve kaynak KURAN ise Kuran, böyle buyurmakta. Habersiz evlere girilmesini men etmekte ve evlere kapılardan, haberli girmemizi öğütlemektedir.
Siz kim oluyorsunuz da, hangi hak ve yetki ile insanların merhemlerine habersiz girip, mahremlerini ses ve görüntü olarak kaydedip, sonra da bunu medyaya servis yaparak siyasi amaç sağlamaktasınız?
“Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder.” (Saffat: 10)
Şimdi tekrar soralım; siz hangi İslami ve vicdanı terbiye ve ahlak ile insanların evlerini, telefonlarını, konuşmalarını dinleyip, fişleme yapmaktasınız?
Sizin gibi DİNDAR olduğunu söyleyen sahte Müslümanlara da böylesi bir iş yakışır. Allah’tan korkan, rehberi KURAN olan, önderi Hz. Muhammed olan hangi Müslüman böylesine bir günahı korkmadan işleyebilir? Bu ancak ATEİSTlerin hüküm sürdüğü, Komünist ve inançsız idarecilerin ülkelerinde olabilecek bir eylemdir.
Birisi, okyanus ötesi destekli cemaat adına bu işleri dinlemiş, kasetleri hazırlamış. Ötekisi de dindarlık adına bunları siyasi rakiplerini sindirmek ve menfaat sağlamak uğruna kullanmış. Şimdi ALLAH’ın alevi kendilerini sarınca, telaşe ve korkularından ne yaptıklarını bilemez haldeler. Çuvalların dibini çırpmaktalar. Pislikler ortalığa serpilmekte.
Eğer amaç İslam, rehber Kuran ise bu yazdıklarımı bir düşününüz ve akıl terazinize vurunuz. Yapılanların İslam ile zerre kadar ilişkisi var mı?
Ha diyorsanız ki, “Ben Şıh’ıma inanırım, siyasi önderime biat ederim. Onlar ne derse doğrudur.” O zaman ben de sana, “Allah sana izan versin de tez zamanda gaflet, delâlet ve günah batağından kurtul!”derim.
S. Başbakan, “İçerde haksız yere yatan çok insan var. İlker Başbuğ Paşa bunlardan birisidir.” Demekte.. Bunu biliyordunuz da, neden gerekenleri yapmadınız? Hangi vicdanla yatağınızda uyuyabilmektesiniz?
Evlatlarınız söz konusu olunca, emniyeti ve yargıyı hallaç pamuğu gibi atma cesaret ve EREDEMİNİ; o insanlar yargılanırken neden göstermediniz?
Adalet Mülkün Temelidir. El Adlü Esasül Mülk. Size bir şey hatırlatmıyor muydu?
Allah’ın alevi sizleri çarpınca, ortalığı savaş alanına döndürdünüz?
“Ayarını Bozduğunuz Kantar.. Sizi de Tartmak Üzere.”
Yapılanlar adiliktir, şerefsizliktir, iftiradır, bühtandır, Allah’ın emir ve ihtarına isyandır. Bu işlerin, Dindeki yeri budur. Allah ıslah eylesin, hidayete erdirsin
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
