Sevgili okurlarım! Ankara başta olmak üzere bütün Türkiye Silivri Siyasi Hukuk Yerleşkesi’ndeki 10. Ağır Ceza’nın verdiği “BALYOZ” cezalarını konuşmakta. Bu kararlara Pensilvanya merkezli cemaat “Aferin oh!” oldu diye sevinirken: Oslo’da “Sizinle mücadele edenleri yargılamaktayız.” Sözü verilen Pkk ise cezaları az bulup hayıflanmakta.
Varın kararı da, yorumu da siz yapın. Benim irfanı, izanı geniş duyarlı okurlarım.
Maalesef ülkenin getirildiği yer burasıdır. Benim üzüntüm;”Türk Hukuk ve Adalet Sisteminin” Türk yargıçlar tarafından ne hallere getirildiğidir.
Yargı tartışılmakta, verilen kararların adaletli olup olmadığı hukuk otoritelerince irdelenmektedir.
Anayasa oylamasında, “YETMEZ AMA EVET” diyenler. Eserinizden memnun musunuz?
Yazılı ve görsel basın bu tür haberlerle dolup taşmaktadır.
Bir başka balyoz harekâtı da, son zamların yapılmış olmasıdır.
Benzin ve motorine litre başına net 30 kuruş. İçki ve sigaraya, emlak alım-satımlarına, araba vergilerine gelen zamlar da; BALYOZ gibidir yorumları görsel ve yazılı medyanın konusudur.
Cumhurbaşkanı ayrılan ödeneği bitirmiş ek ödenek istemekte. Bakanlar, TBMM’si, Müsteşarlar, Başbakan ne lüksünden ne de harcamalarından taviz vermemekte. ÖRTÜLÜ ÖDENEK son beş yıldır açık vermekte ve sonradan fonlanmakta imiş. Nereye, kime, kimlere harcanıyor bu ödenek?
Hükümet ve S. Başbakan, en küçük harcamalarından asla vazgeçmezler iken; vatandaşa dönüp, “ Ne yapalım bunlar Türkiye’nin gerçeği, alışmalısınız. İşçiye, memura, emekliye zam verelim de Yunanistan’a mı dönelim?” ajitasyonu yaptıkça bu gariban millet, “PADİŞAHIM SEN ÇOK YAŞA!” demekte!
Sen ezilmeye razı isen elbet bir ezen olur
Zamlar neden ve niçin yapılır?
Bütçeniz açık verir, ödemeler dengeniz bozulur, olağanüstü bir durum olur( Sel, deprem, yangın, savaş gibi) O zaman zam kaçınılmazdır.
Mayıs ayı sonunda DOĞALGAZA yapılan zammın acısını daha vatandaş fark etmedi. Hele bir kaloriferler yansın, gelen faturalar dudak uçuklatacak. Yeni yüzde 15 daha zam yapılıp başka yapılmayacakmış,
Zaten akaryakıta yapılan zam; direkt olarak: ısınmadan, ulaşıma, mutfaktan fırına kadar bütün kalemleri etkileyecektir.
S.
Başbakan, bir konuşmasında, “Allah’a hamdolsun! IMF’den borç almayı bitirdik, borcumuzu da çok çok azalttık. İstesek bir kalemde yarın ödeyip o defteri kapatırız. Sizlere bir müjde daha vereyim. IMF’den bırakın borç almayı onlara borç bile verecek hale geldik. Yakında IMF’ye şu kadar milyar dolar borç vereceğiz.” Dediğinde benim saf vatandaşım, “Helal olsun be! Allah bizlere bu günleri de gösterdi! Diyerek sevinç gözyaşları dökmüştü.
Şimdi soralım: IMF’ye borç verecek bir ekonomi ve bütçeye sahip hükümet, böyle insafsız ZAM yapar mı?
Eğer S. Başbakan’ın o söyledikleri doğru ise bu zamlar, bu millete zulümdür. Eğer yalansa ne olacak? Bir ülkenin Başbakanı milletine yalan söyler mi, söylemeli mi?
Zamların mantıklı açıklaması; Suriye ve Suriyeli mültecilere para yetmiyor demek.
Bu aziz millet bu ZAMLARI hak etmiyor diye düşünmekteyim. Zamların ardı arkası da kesilecek gibi değil. Memur ve emekliye ne kadar verilmişti? Memur ve emekli enflasyona ezdirilmemişti!!!!!!!!!
25. Kasım 2009’da Eurodiesel motorin:2.79 TL/Litre. Benim üç aylık maaşım 2009 Kasım da: 3.370.oo TL idi ve ben bu parayla: 1.207 litre. Ağustos 2012 de 3 aylık maaşım.4.320.oo TL. Euro Diesel 3.98 TL/litre ve şimdi de:1.085 Litre motorıin almaktayım. S.Başbakan’a göre ben ENFLASYONA EZDİRİLMEDİM. Ama o günden bugüne tam tamına 182 litre az alabilmekteyim.Parasal Değeri;722.36 TL Bilmem anlatabildim mi?
Görelim Mevla neyler. Neylerse güzel eyler.
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı