Yazıma keşke, “Allah (c.c) her millete Atatürk gibi bir lider nasip etseydi.” diye başlamak istiyorum.
Yer altı ve yer üstü zenginliklerinden yoksun 7 milyonluk bir İsrail, yer altı zenginlikleriyle (petrol-doğalgaz gibi) gözler kamaştıran servet ve yaşayışlarıyla dudak uçuklatan 200 milyonluk bir ARAP aleminin hakkından gelebiliyorsa…
Yardım edeceğiz diye yırtındığımız Filistin, iki başlı ve birbirlerini yemekteyse…..
Açlık ile mideleri yapışmış Somali’de insanlar ikiye ayrılmış kabileler birbirlerini kırmak için savaşıyorsa…
Nedenlerini düşünmek, sorgulamak, araştırmak gerekmez mi?
Ne yazık ki onların ATATÜRK gibi bir liderleri olmadığı için bu hallere düşmüşlerdir..
Atatürk, bize millet olmayı, iri olmayı, diri olmayı öğretmiştir. “Türk, öğün, çalış, güven!” diyerek gerekli gücü ve gazı vermeyi becermiştir.
Adı olmayan Türk kadınını, olması gereken yere taşımış, ona kadınlığını hatırlatmış, saygınlığını sağlamıştır.
“Muasır medeniyet seviyesi” diyerek dünya ülkeleri arasında ekonomik büyüklük olarak yerimizi almamızı öngörmüştür. Bu günkü iktidarın, kasıla kasıla “Biz bugün dünyanın 17. Büyük ekonomisiyiz” diye övünmesinin temellerini Atatürk atmıştır. Hiçbir ülke, dokuz yılda hem savaştan çıkacak, hem geçmiş dönemin borçlarını (1952’ye kadar ödedik) ödeyecek hem da dünyanın 17. ekonomik büyüklüğüne ulaşacak bu, mümkün mü?
Atatürk, laiklik ve cumhuriyet ile bu millete hak ettiği serbestliği, düşünmeyi, eleştirmeyi, tartışmayı sonuna kadar sağlamış hür düşünceli bir liderdi.
Bugün kimi devlet, kimi yazar-çizer, kimi düşünür, kimi aydınlarımız, kimi cemaat ve din adamımızda ne hikmetse bir ATATÜRK DÜŞMANLIĞI sürüp gitmekte.
Bazıları var ki, kanal kanal gezerek(Ne yazık ki bu kanalların çoğu İslami referanslıdır) Atatürk aleyhinde konuşmakta, O’nu kötülemek, hiçlemek için var çabayı göstermektedirler. Oysa bu beyler bilmiyorlar ki, o konuşmaları bile Atatürk sayesindedir. Ülkenin idare şekli; padişahlık, teokrasi ya da oligarşi olsaydı; acaba hangi kanalda böyle ulu orta konuşmaya yürekleri yeterdi?
Atatürk, çağdışı ve karanlık-hurafelere dayanan zihniyeti ortadan kaldırmıştır. “Kalkınmanın temeli, ilimdir, fendir” diyerek bu ülke insanını; sorgulamaya, araştırmaya, eleştirmeye ve müspet ilimlere yönlendirmiştir. Ne yazık ki son yıllarda, bu güzel ülkenin güzel insanlarını tekrar Ortaçağ karanlığına ve İslam öncesi CAHİLİYE dönemine taşımak isteyenler vardır.
Bunu becerebilmek içinde, eğitim yolunu seçmişlerdir. M.E. Bakanlığı 15.09. 2011 tarihinde yürürlüğe giren bir K.H.K ile Bakanlığın teşkilat yapısını değiştirmiş ve ATATÜRK ile Onun ilkelerini tabir yerinde ise bir kalemde silip atmıştır. Böylece bu ülkenin gençleri, Cumhuriyetten uzaklaştırılmak istenmektedir.
Değişen eski yasa;“Atatürk inkilâp ve ilkelerine ve Anayasa’da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş vatandaş olarak yetiştirilmek üzere…” şeklinde devam etmektedir.
Sevgili okurlarım burada ülke, millet, din, ahlâk aleyhine ne var Allah aşkına!!??
Yeni Yasa, “ Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri bedeni, zihni, ahlaki, manevi, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısını ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek (Zamlar gibi olacaksa yandık) öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek..” olarak tanımlıyor
Aradaki farkı lütfen akıl terazinize vurunuz ve önce kendiniz, sonra ülkeniz ve çocuklarınız için bir sorgulayınız.
Rahatsızlık ve Atatürk’ten kaçışın, O’nu bu ülke evlatlarından uzaklaştırmanın, altında ne gibi hinlik ve cinliklerin yattığını düşününüz ve kararınızı ona göre veriniz. Hepinizden Allah razı olsun.
“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”
Esen kalınız.
NOT: Olanlar oldu, eğitimin suyunu çıkardılar. 4+4+4 uygulamaya başlamadan, karmaşası bütün ülkeyi sardı. Bu mudur, eğitimde çağ atlamak?