2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre;
Türkiye’de insanların yüzde 67’si ramazan ayında oruç tutmaktadır. Bu 67 kişinin 24’ü sürekli,21 ise ara sıra beş vakit namaz kılmaktadır.
Türkiye’de; her dört kişiden biri günde beş vakit namaz kılıyor. Toplumun yüzde 25’i,erkeklerin Yüzde 18’i,kadınların yüzde 31’i beş vakit namazını sürekli kılıyor.
Namaz kılma oranı yaşa göre de değişiyor.
18-24 yaş gurupları arasında namaz kılma oranı yüzde 14 iken, 60-65 yaş gurubu arasında bu oran yüzde 53’e kadar çıkıyor.
Bu demektir ki Türk Milleti dinine bağlıdır, saygılıdır.
Hal bu iken, başbakan Erdoğan “dindar bir nesil yetiştirmek istediğini” söyledi.
AKP iktidara ilk geldiğinde; 5 ila 14 yaş arasındaki çocuklar, bugün 15 ila 25 arasında olup, Türk gençliğini oluşturmaktadırlar.
Öncelikle başbakan dindar bir nesilden ne anladığını açıklamalıdır. Eğer namazını kılan bir genci dindar olarak kabul ediyorsa, araştırmalar günümüzde gençlerin sadece yüzde 14’ünün namaz kıldığını gösteriyor. Bu demektir ki başbakan dindar bir nesil yetiştirememiş!
Eğer başbakan “geçen geçti” bundan sonrasına bakmayı planlıyor ise, iki konuya açıklık getirmelidir.
1.Dindar bir gençlik yetiştirmek için neler yapacaktır?
Yeni anayasaya bu konuya dair bir hüküm mü koyduracaktır? Hükümet programında bununla ilgili bir düzenleme mi yapacaktır? Milli Eğitim Müfredatı buna göre mi tanzim edilecektir?
2.Başbakanın dindarlıktan anladığı nedir?
Mesela; Bir Müslüman namaz kılıyor, oruç tutuyor, bununla birlikte kamu malını çalıp çırpmada sınır tanımıyor, kendisi gibi düşünmeyenlere zulmetmekte firavunla yarışıyor ise mi daha dindardır,
Yoksa, namaz kılmamakla veya sürekli kılmamakla birlikte, ALLAH korkusu nedeniyle kul hakkına el uzatmıyor, kamu malına göz dikmiyor, karıncayı bile incitmiyor ise mi daha dindardır? İslam hangisini muteber sayıyor?
Şunu da öğrenmek hakkımız, bir vatandaş namaz kılıp, oruç tutuyor fakat bıyıkları dudaklarının üstünde değil ise dindar sayılır mı? Mesela hilal bıyıklılar ile bildiğimiz klasik bıyıklı insanlar veya bıyıksızların anlı secdeden kalkamasa bile başbakana göre dindar mı?
AKP döneminde Türkiye’de dindarlığın sadece iki kesim arasında hızla arttığı gözlenmektedir. Bunlar Devlet ihalelerini sürekli alanlar ile kamu yönetiminde hızla yükselenlerdir!
Özal döneminde de Türkiye’de dindarlık böyle yükselmişti. Kurumların salonlarında abdest aldıktan sonra, takunyayla dolaşanlardan geçilmiyordu. Bunların çoğu karşımıza banka batıranlar ve hayali ihracatçılar olarak çıktı. Faturasını da zavallı Müslüman Türk milleti ödedi.
Gerçek dindarlığın yükseldiği bir toplumda huzur olur. Oysa günümüzde içki tüketimi, fuhuş, dolandırıcılık, cinayet, hırsızlık tarihimizde görülmediği kadar artmıştır. Televizyon dizilerinin hali ortada, rezalet diz boyu.
AKP iktidara geldiğinde cezaevlerindeki toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 42 bindi. Şimdi , 135 bin.!…
Gerçek dindar sorgular, eleştirir, itiraz eder, haksızlığa karşı susarsa dilsiz şeytan olacağını bilir.
O halde,dindar bir nesil yetişmesi bu iktidarın işine gelir mi? Güldürmeyin adamı!..