Şehirlerin Kimlikleri Kişiliğin de Aynasıdır

İnsanların kimlikleri olduğu gibi şehirlerin de bir yönü ile öne çıkan ve farklılığını ortaya koyan kimlikleri vardır. Bu durum şehrin tarihi, turistik, tabii, sanayi, tarım ürünleri, spor, maneviyat iklimi, mimari özellikleri ile olabildiği gibi yetiştirdiği kişiler ve kazandırılan edebi eserlerle de olabilmektedir.

Hem dünyada hem de ülkemizde bu tip yerleşim yerlerine sıkça rastlayabilmekteyiz. Ve şehirler bu özelliklerini değişik çalışmalarla toplumun görmesini sağlamaktadırlar. Öyle ki o semboller yerleşim yerinin kimliğini yansıttığı gibi hem orada yaşayanlar için hem de dışarıdan gelenler için bir tarif ve ilgi merkezine dönüşmektedir. Nitekim bir şehre ilk defa gidiyorsanız veya bir kişi ile randevulaşacaksanız sizi yönlendirenler, “Çifte minarede buluşalım. Ulu camide bekliyorum. Meydandaki parktayım. Şelalenin önündeyim.” gibi belirleyici cümlelerle yardımcı olurlar. Hatta pek çok yerde evlerin özelliği, sokakların güzelliği, tarihi kişiliklerin yaşatılış biçimi adrese dönüşmüştür. Üstelik belirtilen adresler herkes tarafından bilinen ve o belde ile bütünleşen yapıtlardır.

Ülkemizde pek çok şehrin geniş meydanları, ailelerin rahatça oturabileceği büyük parkları, çocukları bilgisayar tembelliğinden kurtarıp sosyalleşmesini sağlayacağı cazip oyun alanları, sokak sporlarının yapılabileceği serbest alanlar, insanların bitki türlerini tanıyabileceği büyük botanik bahçeleri, ailece ziyaret edilebilecek hayvanat bahçeleri, tarihi dokusu korunmuş sokakları, geçmişi geleceğe taşımak için yaşatılan tarihi mekanları bulunmaktadır.

Ancak son yıllarda bir mecburiyetten kaynaklanan kentsel dönüşüm projelerine baktığımız zaman, çok da şehirlerin kimliklerinin kaile alındığını söyleyemiyoruz. Son zamanlarda büyük şehirlerde yaşanan betonlaşma, binalardaki kargacık burgacık yapı, estetikten yoksun taş yığınını andıran resmi binalar, cam yığını alış veriş merkezleri ile karşılaşıyoruz.

Peki ne yapılmalı?

Öncelikle şehrin dokusu ortaya konmalı ve tarihi hüviyetine sahip çıkılmalıdır.

İnsanları modern köle olmaktan kurtarmak için onlara sosyal alanlar oluşturulmalıdır.

 Özellikle, teknolojinin esareti altında toplum bilincinden uzak kalıp sahte sanal kimliklere mahkum olan çocuklara geleneksel oyunları oynayabilecekleri, oynarken öğrenip eğlenebilecekleri geniş alanlar tesis edilmelidir.

Şehirlerin tarihsel özelliklerini yansıtan büyük ve gösterişli tablolar, anıtlar kolayca görülecek bir şekilde düzenlenmelidir.

Şehirlerin doğal panayır alanları olmalı, meydanları geniş ve trafiğe kapalı gezi alanları şeklinde planlanmalıdır.

Tarihi sokaklar, eserler, mekânlar aslına uygun restore edilmelidir.

Şüphesiz bu konu alanlarında uzman kişiler, kurumlar ve üniversiteler tarafından masaya yatırılmalı ve ülkemizi tarihi ve doğal zenginlikleri ile gelecek nesillere hak ettiği hüviyeti ile taşınmalıdır.
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!