Türkiye içeride ve dışarıda zor günlerden geçiyor. Alman Meclisinin birden bire Ermeni aşkının tutması, Rusya ile çatışmanın eşiğine gelinmiş olması, ABD’nin ısrarla ve inatla Türkiye’nin terör örgütü olarak nitelediği PYD ile birlikte Türkiye’nin kırmızı çizgileri aşması bunlardan bir kaçıdır. İngiltere Başbakanı Cameron, “Türkiye 3000 yılında ancak AB’ye girer” diyor. Türkiye’nin hayrınaolmayan onlarca gelişme yaşanıyor.
İçerideterör bütün acımasızlığı ve ahlaksızlığıyla hala sürüyor. PKK“devrimci halk savaşı”nı bombalıaraçlarla kan dökmeye devam ediyor.
Time dergisi, “Türkiye için savaş eve dönüyor” diye yazıyor. Selahattin Demirtaş, La Repubblica’ya gazetesine ‘Türkiye’deki Kürt kentlerinde katliamların yaşandığını, iç savaşa doğru sürüklendiğini bundan artık hiç bir çıkışın olmadığını’ söylüyor. Bölücü cenahta ayrı meclisten söz edenlerin sayısı giderek artıyor.
Şehitlerin aziz hatıralarını incitmek!
Düşmanlar kavi, durumlar vahimdir. Teröristler fırsat kollarken cami avlularında yaşananlar düşündürücüdür. Şehit cenazelerinde yaşananlar tam da PKK’nın ve bölücülerin arayıp da bulamadığı fırsatları onlara sunuyor.
Veznecilerde yaşanan canlı bomba saldırısı sonucu verilen şehitler için düzenlenen cenaze namazında şehitlerin aziz hatırasını inciten şu gelişmeler yaşanıyor.
Cenaze öncesi bazı kişiler Ana Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun çelengini parçalıyor. Cenaze namazı sonrası protokole yaklaşan bir kişi elindeki mermiyi CHP liderine fırlatıyor. Camiden ayrılırken de birisi çevik kuvvet tişörtlü iki kişi Kılıçdaroğlu’nun üzerine yürümeye çalışıyor.
Daha önce bir başka şehit cenazesinde de Kılıçdaroğlu’na yumurta atılmıştı.
Bu arada Kılıçdaroğlu’nun aracına uyuşturucu bulundurmak, güveni kötüye kullanmak ve adam yaralamaktan sabıkalı birisi saldırıyor. Saldırganlardan birdiğeri ise uyuşturucu bulundurmak ve cinsel tacizden sabıkalı.
Bu adamlar Başbakanın ve devlet adamlarının yanına kadar sokulabilmişler!
Şehit cenazesinde Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırılar CHP’lilerin sokağa dökülmesine neden oluyor. Sokaklarda CHP’li protestocuları başka kişiler deyumurtalı saldırılarla tahrik ediyor.
CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat: “Genel başkanımızın güvenliğini kendimiz sağlayacağız… mermi atanlar şunu iyibilsinler ki dün 12.5 milyon insanı evlerinde zor tuttuk”.
Birileri CHP’yi sokağa dökmek için provokasyon üstüne provokasyon yapıyor. Oyuna gelmemek gerekiyor. AKP iktidarı bunu görmeli olan biten karşısında tutumunu yeniden gözden geçirmelidir. Gidiş hayra yorulacak gibi değildir.
El ele vermenin zamanıdır!
Siyasetin kirli dilinin yeri Şehit cenazeleri olamaz. Her ne sebeple olursa olsun cami avlularını siyasih esaplaşma yeri olarak kullanmak doğru değildir.
İşin daha da vahim yanı Kılıçdaroğlu’nu sarf ettiği bir cümleden hareketle onu terörün yanında görmek ya da göstermektir. Bu doğrudan doğruya teröre hizmettir.
Time dergisinden Selahattin Demirtaş’a kadar bütün iç ve dış odaklarıniç savaş çığırtkanlığı yaptığı bir dönemde herkesten daha çok iktidar partisinin soğukkanlı davranması gereklidir. Germek, kutuplaştırmak, ayrıştırmak ve ötekileştirmek ancak terörün işine yarar.
Ana muhalefet liderinin her söz ve davranışından AKP yöneticilerinin siyasi rant devşirmeye çalışması durumu daha da kötüleştiriyor. Hâlbuki AKP teröre karşı hükümetinizlediği stratejiye daha fazla destek sağlamak için ana muhalefetle ilişkilerini daha da sıcak tutması gerekiyor.
İktidarı, ana muhalefeti ve muhalefetiyle teröre karşı birlik içinde olunduğu görüntüsünün öne çıkarılması gerekir. Sırf siyasi mülahazalarla sarf edilen sözleribağlamından kopararak ana muhalefet partisini terör destekçisi olarak görmek ve göstermek ülkenin hayrına değildir.
Türkiye,omuz omuza vermenin ontolojik bir sorun halini aldığı dönemeçten geçiyor. Bölücülerin, yıkıcıların ve hainlerin emellerini kursaklarında bırakmak için bu vatanla aidiyet hissi olan herkesin birlik içinde olmasının tam zamanıdır.
