Müyesser Yıldız
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Hablemitoğlu davasında kritik gelişme: Nihayet o görüntülerin soruşturulmasına başlandı

Hablemitoğlu davasında kritik gelişme: Nihayet o görüntülerin soruşturulmasına başlandı

featured
0
Paylaş

Necip Hablemitoğlu suikastı davasında, cinayet faillerinin tespitine yönelik kritik bir eşik olan kamera görüntülerinin incelenmesi süreci nihayet yargı denetimine girdi. Mahkeme kararıyla, suikast öncesi keşif yapan şüphelilerin bulunduğu Eskişehir ve Migros kayıtlarının soruşturulmasına engel olan eski savcılık kararları iptal edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu görüntülerin geçmişte ABD’de iyileştirilip iyileştirilmediğini ve dosyadan saklanıp saklanmadığını mercek altına alarak yeni bir tahkikat başlattı. Ortaya çıkan belgeler, davanın eski savcısının görüntülerle ilgili çelişkili beyanlarda bulunduğunu ve delil karartma şüphelerinin arttığını gösteriyor. Uzman isimlerin dahil olduğu bu yeni aşama, suikastın gerçek faillerine ulaşılması ve soruşturma sürecindeki muhtemel manipülasyonların gün yüzüne çıkarılması açısından büyük önem taşıyor.

 

Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun 23 yıl önce evininin önünde katledilmesine ilişkin davada “sil baştan” denilecek gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.

Önceki gün; yaklaşık 8 yıllık soruşturma ve yargılama sürecinde hem iddianameyi hazırlayan hem de duruşma savcılığını yapan Zafer Ergün’ün, Mahkemenin talebine rağmen Hablemitoğlu’nu 14 Aralık 2002’de Eskişehir’deki konferasında ve öldürülmeden hemen önce alışveriş yaptığı Migros mağazasında takip ettiği düşünülen kişilerin araştırılması konusunda verdiği “Kovuşturmaya yer yok” kararını Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliği’nin ikinci kez “hukuka aykırı bularak” kaldırdığını duyurduk.

Bu önemli kararın ardından önceki gün yeni bir gelişme daha yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, emekli Albay Levent Göktaş ile ikisi firari 8 sanığın yargılandığı Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir yazı göndererek şunları istedi:

– “Mahkemenizin dava dosyasında bulunan 14 Aralık 2002 tarihinde Eskişehir’de gerçekleştirilen konferansa ve olay günü alışveriş merkezinde yapılan alışverişe ilişkin kamera görüntüleri üzerinde iyileştirme çalışması yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise hangi tarihte ve nerede yapıldığının bildirilmesi…”

– “Söz konusu görüntülere ilişkin olarak dosyanız kapsamında alınan tüm bilirkişi raporlarının bir suretinin gönderilmesi, ayrıca söz konusu görüntülerin bir örneğinin incelenmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi…”

FİLM GİBİ KOVALAMA SÜRECİ

O iki görüntünün önemini ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu 7 satırlık yazısının ne anlama geldiğini anlayabilmek için yaklaşık 3 yıldır devam eden davada yaşanan film gibi süreci özetleyelim.

Davanın seyrini, hatta akıbetini belirleyecek o görüntülerdeki bazı kişilerin Hablemitoğlu’nu takip ettiği düşünülüyordu. Ancak elde sadece Migros görüntüleri vardı. Eskişehir görüntülerinin de bulunması ve hem iki görüntüdeki kişilerin hem de bunların yargılanan sanıklarla benzerliğinin araştırılması gerekiyordu. Çünkü suikastçıların davanın sanıkları değil, başkaları olabileceği ihtimali doğmuştu.

Mayıs 2023’te Mahkeme, Eskişehir görüntüleri için Ankara Emniyeti’ne yazı yazdı. Emniyet önce, “Savcılığa sorun” dedi. Bunun anlamı, görüntülerin Savcılık dosyasında olduğuydu. Ancak iddianame ve duruşma savcısı Zafer Ergün bundan hiç söz etmediği gibi, görüntülerin tekrar Emniyet’ten istenmesi yönünde mütalaa verdi. Bu ikinci yazıya ise, “Emniyet arşivi 15 Temmuz’da sele kapıldı” cevabı geldi.

Hasılı, bu görüntüler 10 ay boyunca bulunamadı; taa ki, 8 Mart 2024’teki duruşmaya kadar. Savunmalar ve beyanlar bittikten sonra mütalaasını vermesi beklenen Savcı Zafer Ergün, bunun öncesinde adli emanetten bazı şeylere bakması gerektiğini belirterek, duruşmaya ara verilmesini istedi. Verilen aranın ardından yeniden yerini aldığında sonra ise Eskişehir konferans görüntülerinin Adli Emanet’te bulunduğunu açıkladı. Bunun üzerine 1 numaralı sanık Levent Göktaş’ın Avukatı Ali Soykan, şöyle tepki gösterdi:

“Eskişehir konferans görüntülerinin Adli Emanete 2018’de kaydedildiğini bizzat Savcı söyledi. Yani bizzat kendisi kaydettirmiş. Ama yine kendisi, bu görüntülerin Emniyetten getirtilmesini istedi. Emniyet önce ‘Savcılıktan isteyin.’ dedi, sonra bu görüntülerin 15 Temmuz’da sele kapıldığını bildirdi. 2018’de kayıt yapıldığına göre, 2016’da sele kapılmış olamaz. Demek ki, dosya Emniyette bir klik tarafından manipüle ediliyor. Yalan beyanda bulunan bu görevliler hakkında suç duyurusunda bulunulsun.”

O duruşmanın sonunda Savcı Zafer Ergün, Adli Emanet’teki bu görüntülerin dosyaya getirtilmesi yönünde mütalaa verdi. Mahkeme de bunların getirtilmesi kararı aldı.

Ama kısa bir süre sonra Savcı Ergün’ün 8 Mart’taki bu mütalaasından bir gün önce resmi yazıyla Adli Emanet’ten hem görüntüleri hem mühürlü onlarca USB, DVD, CD’yi resmi yazıyla isteyip incelediği, sonra da bunları yeniden mühürleyip iade ettiği ortaya çıktı. Sanık avukatlarına göre, yapılan “delil kaçırma ve delil karartmak”tı. Mahkeme’den konuyla ilgili tutanak tutulup savcı hakkında suç duyurusunda bulunulması, savcının davadan çekilmesi istense ve HSK’ya şikâyet edilse de herhangi bir gelişme olmadı.

Görüntüler Mahkemeye nihayet 22 Mart 2024’te ulaştı ve her iki görüntü 4 Nisan’da bilirkişiye verildi. Bilirkişi 8 Temmuz’da verdiği raporda; Hablemitoğlu’nu Migros’ta 3 kişinin takip ettiği sonucuna varırken, bu üç kişi ile Eskişehir’deki konferansa katılanlardan “eşgalce benzerlik gösteren şüphelileri” de işaretledi. Bilirkişi 17 Ekim’de verdiği ikinci raporda ise görüntülerdeki şüpheliler ile sanıklar arasında benzerlik bulunmadığını bildirdi.

Mahkeme de bilirkişinin tespit ettiği bu üç şüphelinin araştırılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazdı. Ancak konuya yine ilginç bir şekilde iddianame ve duruşma Savcısı Zafer Ergün bakıp, “Yargılamanın sanıklara ilişkin iddianamede tespit edilen deliller ve yargılama sırasında tespit edilecek deliller doğrultusunda yapılması gerekir” diyerek, “Kovuşturmaya yer yok” kararı verdi.

Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın bu karara itiraz etti. Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliği, KYOK’u kaldırıp görüntülerdeki kişilerin soruşturulması gerektiğine hükmetti.

Mahkemenin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı bu talebe yine Savcı Zafer Ergün baktı ve 30 Mayıs 2025’te bu defa da, “Migros’ta kartla alışveriş yapmayanların kimlik bilgilerinin tespit edilemediği”, ayrıca “Migros ve Eskişehir görüntülerindeki şahısların eşleşmesinin, görüntülerin çözünülürlüğünün düşük olması sebebiyle yapılamadığı” gerekçeleriyle ikinci kez “Kovuşturmaya yer yok” kararı verdi.

İşte Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın ve sanıklardan Levent Göktaş’ın itirazı sonucunda Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliği’nin 13 gün önce bu kararı da kaldırmasından sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, yazının hemen başında belirttiğimiz taleplerde bulundu, yani nihayet görüntülerdeki kişilerle ilgili soruşturma başlatılmış oldu.

 

GÖRÜNTÜLERİN NETLİĞİ MESELESİ

Başsavcılığın yazısındaki, “görüntüler üzerinde iyileştirme çalışması yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa hangi tarihte ve nerede yapıldığı” sorularına ayrı bir bölüm ayırdık, zira bu konuda da görüntülerin bulunmasındaki kovalamaca gibi bir süreç yaşandı.

Şöyle ki;

Temmuz 2024’teki duruşmada Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın, bu davanın üzerine en çok giden ve değil yargılama, iddianameden önce “hüküm” veren Sabah Gazetesi’nin yazarlarından Ferhat Ünlü’nün 22 Aralık 2019’daki bir yazısına dikkat çekti.

Soruşturmada henüz gizlilik kararı varken kaleme alınan, “Milenyumun ilk faili meçhûlü” başlıklı yazıda Ferhat Ünlü, şu iddiada bulunmuştu:

“Cinayetten önce Hablemitoğlu’na fiziki takip-tarassut uygulayan iki kişinin kamera görüntüleri flu olduğu için görüntüler ABD’ye gönderildi. Orada temizlendi ve dosyaya konuldu. Savcının bu görüntülere de erişmesinde sonsuz fayda var. Çünkü Bozkır ve diğer kişinin görüntüleriyle eşleşme sağlayabilir bu görüntüler.”

Av. Barkın işte bu yazıyı hatırlattıktan sonra, “Ferhat Ünlü, Migros görüntülerinin flu olduğunu, ama devletin bu görüntüleri ABD’ye göndererek netleştirdiğini, net görüntülerin dosyada olduğunu yazdı. Bu görüntüler nerede? Ferhat Ünlü dosyayı biliyor, ama ben bilmiyorum. Eğer net görüntüler varsa bilirkişiye neden flu görüntüler verildi?” diye sordu.

Savcı Zafer Ergün’ün, 30 Mayıs 2025’te verdiği KYOK kararında bile, “görüntülerin çözünülürlüğünün düşük olması sebebiyle eşleştirme yapılamadı” dediğinin altını çizip devam edelim.

Temmuz 2024’teki duruşmada konunun gündeme gelmesinin ardından soruşturma dosyasını didik didik eden Levent Göktaş’ın avukatı Ali Soykan, Ferhat Ünlü’nün iddiasının doğru olduğunu, “ABD’den gelen iyileştirilmiş görüntülerin” 2017’de 120 adet fotoğraf halinde gönderildiğini ortaya çıkardıktan sonra sözkonusu görüntülerin Ankara TEM’den getirtilmesini istedi.

Mahkeme, 31 Ekim 2024’teki duruşmada bu talebi kabul edip TEM’e müzekkere yazdı ve nihayet 11 Kasım 2024’te bu görüntüler de bulunup gönderildi.

 

İBRE İSTİFA EDEN SAVCIYA MI KAYIYOR?

KYOK kararının kaldırılmasından sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görüntülerle ilgili hemen soruşturma başlatıp Mahkemeden nokta atış niteliğinde taleplerle bulunmasının anlam ve önemini sorduğumuz Av. Ali Soykan, özetle şu değerlendirmeleri yaptı:

“Duruşmalarla ısrarla, soruşturmanın üstünün kasıtlı olarak örtüldüğünü, gerçek faillerin bulunmasının önündeki en büyük engelin Savcı Zafer Ergün olduğunu ve hayatımda ilk kez bir savcının maddi gerçek ortaya çıkmasın diye mütalaa verdiğini gördüğümü vurguladım. Görüntülerle ilgili bazı yazışmaları hatırlatayım; Ankara Emniyet Müdürlüğü bizzat Zafer Ergün’ün talebi üzerine ABD’ye iyileştirilmek üzere gönderilen görüntüleri 26 Temmuz 2017’de yine bizzat kendisine teslim ettiği halde, Zafer Ergün Mahkemenin 18 Temmuz 2024’teki müzekkeresine 30 Ekim’de, ‘Migros görüntülerinin Emniyet tarafından iyileştirilmediği, iyileştirmek için de ABD dahil hiçbir ülkeye gönderilmediği’ cevabını verdi. Ama yine Mahkemenin, Emniyete yazdığı yazı sonucunda ABD’ye gönderilip iyileştirilen o görüntüler dosyaya sunuldu. Şimdi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, görüntülerde iyileştirme yapılıp yapılmadığını ve bunun zamanı ile yerini sorması, soruşturmanın üstünün kasıtlı olarak kapatıldığı yönünde bir soruşturma yürütüldüğüne ve ibrenin istifa eden Savcı Zafer Ergün’e kayabileceğine işaret ediyor.”

Son olarak Eskişehir ve Migros görüntüleriyle ilgili soruşturmayı başlatan Savcı Adem Akıncı’nın özelliğine dikkat çekelim. Akıncı, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a 19 Aralık 2016’da düzenlenen suikastın soruşturmasını yapıp iddianamesini hazırlayan, yani “FETÖ” konusunda uzman bir isim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!