“Sayılar” başlıklı bu makale, yazarın sayı ve ekonomiyle olan kişisel zayıf ilişkisiyle başlasa da, esas olarak Türkiye’deki yargı bağımsızlığı ve siyasi çifte standartlar hakkındaki eleştirileri öne çıkarır. Yazar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi politikalarına yönelik eleştirmenleri hedef almasını sorgularken, Birleşmiş Milletler’de dile getirilen “dünya beşten büyük” ilkesinin ülke içindeki hukuk sisteminde neden uygulanmadığını sorar. Metin özellikle, bazı tutukluların sağlık sorunlarına rağmen hapishanede tutulmasını ve muhalif siyasetçilere yönelik ağır cezaları, serbest bırakılan veya yurtdışına kaçmasına izin verilen tartışmalı figürlerle karşılaştırarak adaletteki eşitsizlikleri vurgular. Ayrıca, emeklilik yaşı ve yaşlı siyasetçilerin yönetme talepleri arasındaki çelişkilere dikkat çekerek, seçmenlerin Adalete olan güveninin azaldığını iddia eder.
Sayılarla oldum olası aram iyi değil. Bütünlemeden sınıf geçmişliğim hiç yok. Para işlerinden de bu nedenle pek ilgim olmaz, eşimden öğrenci gibi harçlık alırken maaşımı bilmem… Fakat bu konuda ülke kaderine hükmeden Sayın Erdoğan
Muhaliflerini ekonomi bilmezlikle suçlayıp “ben ekonomistim bunların kafası basmaz” derken haddim olmayarak bir soru sormak istiyorum. Birleşmiş Milletlerde “dünya beşten büyük” derken neden içeride bu hesap uygulanmıyor? Örneğin 704 yıl ceza alan kimilerince itirafçı kimilerine göre iftiracı Aziz İhsan Aktaş dışarıda. Fakat haklarında somut bir suç dosyası olmayan CHP’li yöneticiler 4-15 hatta 150 yıldan fazla ceza istenirken neden içerde tutuklu? Hele bazı tutuklular hücrelerinde kanser ve ciddi kalp rahatsızlık nedenleriyle idamın yasak olduğu ülkemizde adeta ölüme terkediliyorlar. Ekrem İmamoğlu için tutuklanma nedeni kaçma şüphesi olduğu söyleniyor. Ben şahsen en büyük rakibimin yurt dışına kaçması için her türlü desteği veririm. Suç örgütü liderliğiyle de suçlanan Aziz İhsan Aktaş artık yükümü tuttum bir dünya turu yapayım deyip Ege sahillerinden Yunan adalarına kaçması pardon geçmesi sürpriz olabilir mi? Daha geçen hafta Allah bazılarını fakirlikle benim gibileri zenginlikle imtihan diyen Akapeli vekil bacımız Zehra Taşkesenlioğlu’nun eski eşi devleti dolandırdığı için tutuksuz yargılanırken Yunan adalarına yelken açmadı mı?
Kaçacakları gün gibi ortada olanların acaba kaçmaları kimleri sevindirir. Hergün Türkiye’de yargı bağımsız diyen Adalet Bakanınız bu tekrardan bıktığı için mi vazgeçti…
Size oy veren vermeyen büyük bir çoğunluğun Adalete güveni kalmadı… Düşük Vicdanın sesini dinleyen seçmenleriniz bu haksızlıklar karşısında partinizden kopuyor. Artık seçmenleriniz birden küçük…
Söz rakamlardan açılmışken emeklilik yaşını arttırmayı düşünen Sosyal Güvenlik Bakanınıza sormak isterim. 60 yaşındaki kişi evine satmak isterken hastaneden akıl sağlığı raporu isteniyor. 65 yaşında akıl ve beden sağlığı yerinde olanlar zorunlu emekli edilirken Sayın Erdoğan 70 Bahçeli 76; yaşında sağlık sorunlarına karşın daha yıllarca yönetmeye talipler. Şahsen ben Bahçeli’nin bir art niyeti yoksa binlerce kişinin katilini TBMM’de konuşmaya davet etme nedeni sağlık sorunu olabilir mi diye düşünenlerdenim. Malûm bu yaşlarda geçmişi unutmak artık doğal durum. Yoksa kurucu önder dediği katil başına binlerce acılı aileleri unutup Umut hakkı istemezdi…
