Mehmet Özkendirci
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kargalar ve İnsanlar

Kargalar ve İnsanlar

0
Paylaş

“Kargalar ve İnsanlar” başlıklı metin, yazarın bir parkta gözlemlediği, kedilerin yaralı bir kargayı avlaması ve diğer kargaların sadece gürültü yapıp eyleme geçmemesi olayından yola çıkarak Türk siyasetine dair sert eleştiriler sunmaktadır. Yazar, bu olayı icraat yerine laf üreten ve sadece bağırıp çağıran siyasetçilere benzetmektedir. Eleştiriler özellikle İsrail’i kınama eylemlerinin boşluğunu, eski bakanların yolsuzluk iddialarına rağmen soruşturma açılmamasını ve yargının bağımsızlığına dair şüpheleri içermektedir. Metin aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası diplomasi ve iç siyasetteki eylemlerini (Trump ile ilişkiler, Ruhban Okulu meselesi, yargı üzerindeki etkiler) sorgulamakta ve güçlü olanın haklı sayıldığı fikrini öne sürmektedir. Sonuç olarak yazar, tıpkı kargalar gibi siyasetçilerin de gürültü yapmak yerine harekete geçmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

 

Bugün her sabah spor yapmaya çalıştığım parka gittim. Sessiz sakın ortamı on kadar karganın cırtlak sesleri bozdu. Nedeni bir kedinin yerdeki yaralı bir küçük kargayı kovalaması bazen fazla kaçamayan avını pençesinin altında tutmasıydı. Sonra kedilerin sayısı üçe çıkarken kargalar havada turlar atıp daha çok bağırıyordu.

Bu sahne aklıma bizdeki bazı siyasileri getirdi. Malûm biraz argo olsa bile durum tam osuruk çok bok yok. Daha edeplisi laf çok icraat yok.

Konuşunca mangalda kül bırakmayan bu tipler her gün medya önünde İsrail’i kınım kınım kınıyorlar. Depolarında ne kadar kına varmış ki yıllardır eksilmedi tersine arttıkça arttı. Yerlere Türkiye’de üretilen Coca Colaları yerlere dökmek, kafeler basmak, mitinglerde İsrail’i kınarken aradaşeriat isterükdiye haykırmak artık otomatiğe bağlandı. Bay Bahçeli İsrail’e savaş açalım derken Bilal Beydoktora tezi hazırlıyorum yoksa Gazze’ye şehit olmaya giderim” demişti. “Şehitlik gibi kutsal bir makamın yanında doktora tezinin değeri ne olur” diyen bir Müslümana çıkmadı nedense. Evet son Birleşmiş Milletler toplantısında kürsüye çıkan Sayın Erdoğan hitabet gücünün zirvesini yaptı. Yine dünya beşten büyük derken içerde kayyumun gücü seçmenin oylarından küçük olduğunu unuttu sanırım. Bu dünyada büyüklük üçe beşe bakmaz güce bakar. Kim güçlüyse haksız olsa bile haklı sayılır. BM’de İsrail aleyhine söylenen sözler Oval Ofiste Trump yanında nedense hiç dile gelmedi. Trump   200’den fazla Boeing uçağı pazarladı, yanımızda Azeri doğal gazı varken neredeyse iki katı fiyatına Okyanus ötesinden sattı, Ruhban okulunun açılmasını istedi, bizim dünya liderimiz çalışıyoruz dedi. Bu okul devlet aleyhine yaptığı faaliyetler nedeniyle kapatılmıştı. Allahtan papaz Bartalemus’un Fatih Kaymakamlığına bağlı olduğunu unutup dış ülkelerde devlet başkanı gibi karşılamasından söz etmedi Tesellimiz, Ekümenlik için toprak talep etmesini şimdilik dile getirmedi. Van gölündeki Akdamar adasında yakılan kiliseyi onaran Erdoğan burada Ermeni zulmüyle tecavüze uğrayıp göle atlayarak intihar eden yüzlerce Müslüman Türk kadın ve kızını unutarak.

Trump Türkiye’de casusluk suçundan 35 yılla yargılanan Rahip Branson için, “Erdoğan’a bir telefon ettim, hemen bırakıldı” derken Türkiye’de adaletin Erdoğan’ın iki dudağı arasında olduğunu söyledi. ABD Başkan Trump Hazine Başkanına söz geçiremedi, yasalar karşısında eli kolu bağlı. Bizim Adalet Bakanımızın her gün dediği Türkiye’de yargının bağımsız olduğunu unutarak. Bizde yargı suça değil suçun kimin yaptığına bakar. Son örnek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Ebru Gündeş’in konser parasında sözde yolsuzluk yapıldığıyla ilgili. Bizzat Akapeli Bülent Arınç “İ. Melih Gök ek Ankara’yı parsel parsel sattı” derken, Dünya’nın en büyük plastik dinozor mezarlığına milyonlarca dolar gömülürken, 17-25 yolsuzluğuna bulaşan dört bakan hakkında soruşturma bile açmayanlar bugün CHP’yi silkelemeye devam ediyorlar. Amaçları ağaçta tek yaprak bırakmamak. Kayyum atadıkları kişiyle seçimde rakip olmak. Bir de Trump Erdoğan’a bakarak “siz seçimlerde hile yapmasını iyi bilirsiniz” derken bildiği neler vardı? Yine de Trump dostum dediği Erdoğan’ı Ukrayna Devlet Başkanına yaptığı gibi terbiyesizce uğurlamadı. Gelelim Kargaların durumuna…Havada çığlıklar atıp turlar atacaklarına birkaçı kediler üzerine alçaktan uçmuş olsalar o yavru karga kurtulurdu… Yani bağırıp çağırmakla sorun çözülmüyor. Harekete geçmek gerek her konuda.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!