Bu durum Amerika’nın bir büyük tehlike, İsrail’in bir terör devleti olduğunu gösteriyor. Şehit olan Filistinlilerin yakınlarına sabır, Filistin halkına başarı diliyoruz. Biz Anavatanımızı işgalden kurtarmak, bağımsız devletimizi kurmak için çok savaştık, büyük kayıplar verdik. Millet ve devlet olmanın yolu buysa, Filistinliler de bu yoldan yürüyecekler, başka çaresi yok.
Buradan Türkiye-Amerika-İsrail-Filistin ilişkilerine geçelim. Türkiye’nin bugünkü iktidar partisi (AKP yöneticileri) iktidar olana kadar İsrail-Siyonizm-Amerika-Avrupa karşıtlığı yaptılar, haçlı nutukları attılar, bu yüzden de bayağı oy topladılar. Sonra? Sonrası şöyle: ABD’nin eşbaşkanlığını yapmak, Suriye hududundaki mayınlı arazilerin temizlenip İsrailli bir firmaya tahsisi için TBMM’den kanun çıkarmaya çalışmak, İsrail ile olan ticari ilişkilerimizin hacmini artırmak, Barzani’nin kaçak petrolünü İsrail’e taşımak, Malatya-Kürecik’e kurulan radar istasyonu ile İran vb ülkelerden İsrail’e atılacak füzeleri engellemek (İsrail’in güvenliğini sağlamak) vs, vs.
Hatırlayınız, birkaç ay önce, Amerika Tel Aviv Büyükelçisini Kudüs’e taşıyacağını açıkladığında Recep Erdoğan: Siz bunu yapmaya kalkarsanız biz de Büyükelçimizi Kudüs’e taşırız demişti. Ne oldu, nere gitti o söz? Erdoğan yönetimindeki AKP hükümeti şimdilik Tel Aviv Büyükelçiliğimizi taşımaya kalkmadı ama İstanbul’da bir miting yapmaya kalktı. Erdoğan İngiltere’den açıklıyor, “Yenikapı’da miting yapacağız” diyor. Buna çok güldüm, çünkü miting bir devlet tavrı değil, bir dermek tavradır.
Türkiye Cumhuriyeti bir devlettir. Erdoğan şimdi bu devletin başkanıdır. Bu tür sorunlarda devlet başkanları miting yapmazlar; düşünce üretirler, siyaset yaparlar. Uluslar arası kuruluşların üyesiyiz, dünyada ve bölgede ağırlığımız olmalı. Politik, ekonomik, kültürel, askeri vs güçlerinizin bir kısmını veya tamamını devreye sokarsınız, konuyu böyle çözersiniz. Anlaşılan bu ekip daha devleti yönetmeye alışamadı, miting organizasyonuyla uğraşıyor, dernekçilik yapıyor.
Bir şey daha var, seçim yakın ya: “Eyy İsrail! Eyy Amerika!” diye birkaç bağırırsın, Amerika’sı da, İsrail’i de korkar, geri adım atarlar, sen de “Kudüs Fatihi” olur çıkarsın. Kürsüye çıkmışken, bir iki ayet-hadis tilaveti yaparsın, bir iki damla da göz yaşı dökersin, asıl amacına ulaşmış olursun. Doğu insanı böylesi senaryoları iyi seyreder değil mi?
Devlet adamları DERNEK işleriyle uğraşıyorlarsa bize acilen bir görev düşüyor: Çankaya’ya devlet adamı çıkarmak.
