Bölücü terör örgütü elebaşı ile başlatılan görüşmelerin açıklanışından sonra gelişmeler insanlığın kanını dondurur mahiyette. Eli kanlı ihanet şebekesinin meşrulaştırılması üzerine estirilen rüzgâr, insani değerler üzerinden yapılan taşeron dayatmalar tam bir zihniyet fahişeliği sergilemektedir.
On binlerce insanımızın katledilişini getiren, kundaktaki bebeleri kurşunlamaktan çekinmeyen, uyuşturucu kaçakçılığından kara para aklayışına, haraç toplamaktan 13-14 yaşında çocukları baskıyla dağa çıkarmaya kadar, vahşetin sembolü olan şebeke birden bire umut kelebeği ilan ediliverdi.
Büyük bir kurgu; “çözüm-barış” kavramları üzerine sahne alıp, gündemi belirler oldu.
Açtığımız her televizyon kanalında, okuduğumuz her gazetede PKK’yı insancıl, sevimli, kandırılmış, masum gösteren dalkavukluk yanında, umut şakşakçılığı, barış bezirgânlığı belirleyici olmaktadır.
Kürt kökenli insanlarımıza en büyük zararı veren, en acı olayları yaşatan, vahşeti kaderi hale getiren ihanet şebekesi, Kürtlerin temsilcisi ilan ediliyor ve barış görüşmesi yapar hale getiriliyordu.
Terörün kahpeliği, bizleri olmayan Türk-Kürt savaşında, barış görüşür hale getiriyordu.
***
Rezilliklerin tavan yaptığı günümüz gelişmeleri ve düşüncelerinden bazılarının içinde bulunduğumuz durumu ifade etmesi açısından hatırlamakta fayda vardır:
– “Barış İçin Öcalan’a Özgürlük Platformu” adı altında bir oluşum, Güney Afrikalı Nelson Mandela’nın avukatı Essa Moosa’ yı konferans için İstanbul’a davet ediyor. Mandela’nın vahşete direniş sembolü oluşu, ülkemizdeki vahşetin sorumlularını meşrulaştırma alçaklığına maske yapmak üzere…
Soru kurgu, cevap bildik; Müzakere nasıl olmalı?
“Öcalan cezaevindeyken olmaz. Müzakere olacaksa, serbest bırakmalı.”
…………..
Gündem belirlemede etkin bir zevat şöyle diyebiliyor:
– “PKK’lıları şeytanlaştırılmış gösterildikleri için, eli silahlı katiller akla geliyor. Bu ülkenin gençlerini şehit eden, bölge insanına baskı yapan, gözü dönmüş, hain, canavarlar olarak tanımlıyorlar. Oysa PKK’lıların çoğu canavar değil, bu ülkenin insanları, bizim insanlarımız. Bizim gibi hısım-akraba, kardeşleri var onlarında…”
……………
Bir başkası:
– “Otuz yıldır kırk küsur bin insanımız öldü. Yetmedi mi bu kadar acı? Aklı başında olan, vicdan sahibi bir insan, kan aksın ister mi,” diyerek teröristleri muhatap almaya sebep tayin ederken “en değerli şey insan hayatı” demeyi ihmal etmiyordu.
İnsan hayatına kastedenleri savunmak için….
……………
Bir genel yayın yönetmeni:
Bölücü terör örgütünün silahla dayattığı, “silahsızlanma görüşmeleri” için; bölünme tehlikesinden bahsedenlere, “haysiyetli Türk paranoyası” diyerek aşağılama gayretine giriyor.
…………..
Bir haber:
– İmralı’da terör örgütü elebaşına müzakere süreci dolayısı ile televizyon verildi, ama elektrik parasını kendi ödeyecek!
Aklımızla alay ediyorlar belli ki!
…………
Anlı-şanlı bir yazarımız, terör örgütü üyesi olmaktan ceza almış, bugünde örgüte hamiliğini sürdüren bir bayan milletvekili için;
– “Bilge bir kadın” nitelemesinden sonra; “Yaşadıkları, çektikleri, yüzüne derin bir hayat felsefesi olarak yerleşmiş” diyerek yüceltiyor.
Bölücü terörün bu ülkeye çektirdiklerini yok sayarak…
……………….
Fransa’da öldürülen teröristlerle ilgili;
– Fransa Cumhurbaşkanı’nın teröristlerden birini tanıdığını ve görüştüğünü söylemesine, tepki gösteren Sayın Başbakana karşı Selahattin Demirtaş şöyle diyor;
“Brüksel’e, Strasbourg’a gelen AK Partili parlamenterler de onu tanıyordu. Mesela Nursuna Memecan çok iyi tanır.”
………………
Terör örgütünün siyasi uzantısı partinin bir milletvekili;
– “40 000 Kişi öldü, helalleşmeyi düşünürüz, şu müzakereler ilerlesin de!” Diye arsızca ahkâm kesiyor.
……………….
Bir başka “aydınımız” pervasızca hınzırlığın sınırını zorluyor;
“Öcalan’la müzakerelere kaşı çıkanlar insanlık düşmanı, bölücü, vatan haini!”
***
Bu “zihniyet fahişeliği” çok can sızlatacak daha! Teröre teslim olmayı sevinç naraları ve şakşakla karşılayanlar el üstünde tutulacak belli ki!
Saygıdeğer Selcan Taşçı’nın tanımlamalarıyla tabloyu verelim:
“ Kandil’de kaburga dolması ile beslenenlerin,
Washington’da “Açılıma yol haritası” yazanların,
Kalemi “fon” la çalışanların,
CIA’da “makale ortağı” kadrosu bulunanların,
PKK’nın “barış gönüllüsü” icatçılarının son üç beş yılda verdikleri “eser”leri bile derlesek yeter “Ulaklık Külliyatı” çıkarmaya.”